Если тебе кто-то нужен, это конец всему.
- - -
İnsanların elleri bıçaktan, dilleri silahtan yapılmaydı.Kalpleri yerine civa dökülmüştü.Bedenleri binlerce günahın sahibi, zihinleri karanlığın en dibi.İçkileri, uyuşturucuları veyahut sigaraları tutan o eller kiminin katili kiminin arzusu, dilleri ise her türlü edepsizliği eden dünyanın en büyük silahı.
Karşınızda, hayatınızın bırakın bir gününü bir saatini yaşamayan bir insan çıkagelip travmalarınızın sebebi olurken, kimimiz tecavüz edilirken, kimimiz aç susuz bırakılırken, kimimizin ise ruhu ve çocukluğu elinden alırken bazı insanların pembe hayatları yakabilirdi bazen canınızı.
Kimi bu hayatta cenneti kimisi cehennemi yaşar.Ve kimse başkası demezken kendim der sadece deli gibi.
Zira bencil insanların topluluğunda cömert insanlar nasıl görünür ki?Bastırılmasalar, baş kaldıranların önüne düşen kellelerinden başka ne görecekler?
Acımasız bir yerdeyiz.Lakin tutunun bir yerlere.Zaten ölemiyoruz, yapımız gereği bir şeye muhtacız hep.Tutunun ki yaşayabilesiniz, aksi takdirde ölü bir yaşam kendinize, bir de sizin işkencenizi eklemekten başka nedir ki?
Saat sabahın 7 sularında kalktı.
Uyanık olduğumu bilsin diye çıkıp banyoya gittim.Yüzümü yıkadım.
Aynadaki aksim ise kalbimin delice çarpmasına neden oldu.
Göz altlarım morarmış ve silmekten çizgiler halinde yara olmuş, dudaklarım yaralara hapsedilmiş, burnumun uç kısmındaki yaralar kızarık, saçlarım dağınık ve yüzüm solgun.
En çok korkutan ise bakışlarım.Gün geçtikçe aydınlığım azalıyor gibi.
Saçlarımı ufak tarakla biraz olsun düzelttim ve çıktım banyodan.
O çoktan avluda giyinmiş bekliyordu.
"Gidiyoruz."dedi çıktığımı görünce.
Başımı sallamakla yetindim.
İçeriden sadece küçük defteri ve kalemi alıp cebime sıkıştırdım ve çıktık evden.
Nereye gittiğimizi sormadım.
Eğer yalnız hissediyorsanız yaşamınızın nerede sürüklendiği pekte umursanacak bir şey olmuyordu.
Arabayı hızla sürdü, bazen sinirle soludu,bazen durgunluştı, bazen üzülür gibi koyulaştı gözleri.
Çıktığımız köyü ardımızda bıraktık ve bomboş yolda devam ettik sürüklenmeye.
Yollar akıp giderken tek kelime etmedik.
Parmaklarıma mühürlenmiş yüzük varlığını belli edercesine parladı güneşte.Gözlerim onun ellerine gittiğinde yoktu yüzük.
Bembeyaz teni benim lekemi kabul etmemişti.Anlamak istedim biraz olsun.Ne hissettiğini düşündüm.
Belli ki o da zor bir süreç geçiriyordu.Ama sanki daha karamsardı.Her şey bitmiş gibi davranıyordu.Öfkesi yoktu lakin irislerindeki ateş sürekli harlanıyordu.
Arada su içiyor, dikiz aynasından ne yaptığımı izliyor sonra yola dönüyordu.
"Neden evliyiz bilmiyorum."diyebildim sadece.
"Bazı şeyleri bilmene gerek yok."dedi.
"Neden böylesin?"dedim.
Cevap vermedi.Sustu ben ise onun sessizliğinde boğuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Need|Yoonmin
Fanfiction-mpreg- Eğer dört duvar bir yuva olmasaydı inan çoktan gitmiştim.