Если тебе кто-то нужен, это конец всему.
- - -
Pişmanlık nasıl da kine evrilecek kadar fettan şimdilerde.İnsanlar ne pahasına olursa olsun canlarını heba etmekte bir şevk uğruna ve sürüklenmekte koca bir hiçliğe.
Gözleri bomboş bakıyor, duygusuzun tekiler zira duyguların güzelliğinden bir haber gidiyorlar ölüme.
Oysaki bir kez tatsa saf mutluluğu, hevesi kırılmadan isteği olsa bir kere ister mi ölümü, tutunmaz mı hayata?
İçtiğim alkol şişesini çöpe atıp karşımdaki büyük eve baktım mahyoş bir gülümsemeyle.Yağmur hafiften şiddetini arttırmış ve elbiselerimi ıslatmaya başlamışken öylece bekledim kapının önünde.
Hızla vurdum birkaç kez ve tutundum kulpa.Dizlerim titrerken bilinçsizce yaslandım pervaza.
Kapı açıldığında Yoongi'nin gözleri buldu gözlerimi.Tiksinir gibi bakıyordu hâlâ.
İri bedeninin kapladığı girişten sıyrılarak geçtiğim sırada karşımdaki kadını görünce kahkaha attım.
"Jinni kenara geç."dedi tedirginlikle.Bu sefer gözlerim dolmuştu.
Sarhoşken bile birilerine zarar vermeyeceğimi bilmiyordu.
"Geç kenara.Yoksa öldürürüm seni falan dikkat et yani."dedim sırıtarak.
Masanın üstündeki yemeklerin kalan bulaşıklarını görünce hızla tutundum masaya.
Kahkaham bir kez daha yankılandı dört duvardan ibaret yapıda.
"Fazla güzeldi sanırım yemek."dedim titrekçe."Bitirmişsin tabağını."
Yoongi koltuğa oturduğunda Jinni mutfağa girdi hızla.
Önümdeki porselen tabağı büyük bir çığlık atarak fırlattım duvara.Geriye kalan her şeyi de bir çırpıda yere fırlatırken bir bardağa dirseğimle çarptım.
Ayağıma takılan halıyla birlikte yere düşerken yüzüme düşerek parçalan bardak yüzümün çoğu kısmına saplandı.
Acı çığlığımla birlikte gözümün hemen yanındaki parçayı çıkardım.Öyle çok kan akmıştı kı irislerime dolmuş ve yakmıştı gözümü.
Büyük bir haykırışla birlikte kan akan gözlerimle halıya tutundum sıkıca.
Kemikli bir el tarafından çenemden yakalandım.
"Sikeyim.Jinni şu dolapta çanta vardı getir."dedi yoğun sesiyle.
Gözleri talan ettiği için yüzümü, sevinçle gülümsedim lakin korkunç göründüğümden emindim.Ağzımdan dişime akan kanın hissiyatıyla midem bulandı.
O çenemi bıraktığında ise sendeledim.Ufak bir tutuşuna bile böylesine yaslanmam muhtaç olduğum dokunuşunun göstergesiydi ama o görmüyordu.
"Parçaları çıkar.Gerekeni yap."diyerek kalktı başucumdan.
Acı bir hıçkırıkla ilk kez kendimi saklamadan haykırarak ağlamaya başladım.
Jinni önümde dizlerinin üstünde yüzüme dokunmaya yeltendiğinde başımı çektim.
"Dokunma bana."derken ağlayaşımdan kesilen nefesimle duraksadım. "Nefret ediyor tenimden çünkü çok kirliyim ben.Çirkinimde hem.Dokunma yoksa onun gibi söversin ellerine bana dokundu diye."
"O kimseye dokunamıyor.Sen kirli değilsin tamam mı?Hemen gözünü temizlemem lazım yoksa kör olacaksın."
"Olayım.En azından onun bana olan nefretini görmem."diyerek omuz silktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Need|Yoonmin
Fanfiction-mpreg- Eğer dört duvar bir yuva olmasaydı inan çoktan gitmiştim.