Если тебе кто-то нужен, это конец всему.
- - -
Bazı anlar olurdu.Bitiminizin yakın olduğunu düşündüğünüz veyahut nefesinizin soluk borunuzu yaktığı o anlar.O lahzaların hepsinde bir parçamı bırakmıştım ben geriye ise kalan ben değildim.Küllerim o çöplükte dağılmış yel vurdukça savruluyordu.
Ama evren hiçbir zaman yok olmanıza izin vermezdi.Daha çok canınızın yanması gerekirdi hep.Ve o anlarda dünya bir anda daralır nerede olursanız olun kısıtlı çıkardı nefesiniz.
İçinizden gelse de haykırmak, bir uçurumun kenarında kan kusana dek ilaç almayı ve sonunda yere çakılmayı isteseniz de kimse değilse evren yine yakalıyordu yakanızdan, bir kez daha sarsıyordu sizi.
Teselli veya tutunacak bir dal veremeyeceğim size çünkü o an söylenen hiçbir söz zihninize işlemez, sonrasında söylense de, tek başınıza geçmişsinizdir o cehennem çukurundan.O an kimsesizseniz, diğer anlar gelen kimseleri de siz kabul etmezdiniz.
Belki çoğumuz dinlemek, onların o anlamsız sözlerini bir an önce bitirmesi için yalvararak Tanrı'ya dua ettik.
Geçtiğini savunurlardı en nihayetinde.
Ardından kaldığımız nereden çıkarılmıştı ki geçsin?
Zihnim rüyamın karanlığından rahatsızcasına sarsılıyordu.Daha sonra anladım, bir el tarafından uyandırıldığımı.
Kafamı kaldırdığımda-adını bile bilmediğim için nasıl sesleneceğim bilmiyorum-onu gördüm.
"Kalk kahvaltı hazırla.Gideceğim ben."dedi.
Yüzüne bir süre kaşlarım çatılırken bakakaldım.
"Ne bakıyorsun?Kalksana!"diye isyan edercesine söylendi.
"Tamam kalktım."dedim ve hızla çıktım odadan.
Uykumdan ayılamadığımdan olsa gerek avluya geçerken ayağıma takılan ufak bir taş yere sermişti cılız bedenimi.
Gürültüme sadece kapısını araladı.
Dizlerimi sirkeleyip banyoya girdim.Kendime gülerek yüzümü yıkadım.
Havluyla kurulanıp nihayet uyanınca mutfağa geçtim.
Aslında ne yapacağımı bilmiyor değildim fakat garipsemiştim.
Bir süre öylece bekledikten sonra kendime gelip yumurtaları kırdım.
Su ısıtıcısına su koyup birkaç şeyi daha masaya koydum.
"Kahvaltın hazır."dedim ve salona geçip kapıyı kapattım.
O da büyük ihtimalle mutfağa girdi ve evi büyük bir sessizlik kapladı.
Defteri alıp öylece birkaç şey çizdim.
Bir süre öylece bekledim.Yüreğime çöken ağrı ile hızla nefes aldım.Ama geçmek bilmiyordu.Bir şey ile ilgilenmem gerekti yoksa boğulma hissiyatı hiçbir zaman geçmiyordu.
Etrafı düzenlemeye başladım.O sırada sehpadaki zarf çekti dikkatimi.
İçini açamadım lakin soyadının yanındaki adını görmekte yetmişti bana.
Yoongi.
Öylece ismine takılı kaldım.Burada geçirdiğim ikinci günde ancak öğrenebilmiştim.
Boğazımı temizleyip yastığı yerine koydum ve koltuğa uzandım.
İçimi bastıran korkularım yine ortaya çıkmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Need|Yoonmin
Fanfic-mpreg- Eğer dört duvar bir yuva olmasaydı inan çoktan gitmiştim.