Если тебе кто-то нужен, это конец всему.
- - -
İnsanoğlunun belki de en büyük sorunu körü körüne inanç.Cahilliğe inanç bir yana dine dahi dar kesimde büyük bir inanç, insanı yanlışa sürükleyebilir.
Hiçbir zaman şüphesiz yaklaşmayın hiçbir şeye, ufakta olsa sorular ve doğru cevaplar olsun içinizde.
Zira sorgulamadan inanan her bir şahıs koca bir cahilliğe saplanır, ne yazık haline ki çıkmak için çaba bile göstermez.
Yağmur yerini ılık dingin bir yele bıraktığında Yoongi yanıma-yaklaşık yarım metre kadar uzağıma-oturdu ve hafifçe bana döndü bakışları.
Bir şeyler söylemek isteyip çabaladıkça susuyormuş gibiydi lakin benden başkası görmüyordu onu.
O ise onu tamamıyla anlayacak belki de tek insanı görmüyordu.
Ne acı ki körüz her birimiz, ya bir insana, ya bir hayvana, ya bir olaya ya da bir söze ancak hepimiz ufak bile olsa bir şeye hep körüz.
Görmediklerimizdendir belkide göğsümüzde nadiren baş gösteren bu acı.
"Korkma, ne susmaktan ne konuşmaktan.Dilin varmasa da anlarım seni.Ufak tıslama nihayetinde sesler çıkarsanda dillenirsin kulağıma."dedim ve gözlerim tutundu gözlerine ihtiyaçla.
"Çok mu geç?"dedi.
Sesi belki de ilk kez böylesine savunmasızdı, koca bedeninden sıyrılan ruhu minik bir kapta sıkışmış elinde eriyen şekeriyle gözlerini siliyordu sanki.
İçine akan her bir damlayı silmeyi öyle çok arzuladı ki elim aniden hafifçe kalktı fakat serçe parmağımın geçen acı sızısı vurdu duvarlarıma ve bir kez daha vazgeçtim ona dokunmaktan.
"Bilmem.Eskisi gibi olmasada benzer belki."dedim.
"Seokjin hamile."dediğinde güldüm hafifçe.
"Karnı çok minik."dedim. "Söylemedi ama bana.Daha yeni karnına yağ sürerken farkettim."
Karşılık vermedi uzun bir süre.Önüme döndüm ve derinçe iç çektim.
"Nasıldı?"dedim.
"Gidişinden sonrası mı?"dediğinde hafifçe başımı salladım.Konuşmadı, dudakları açınıp kapandı fakat bir tek söz duyamadım.
Gözlerine değdiğimde ne de yüklü olduğunu gördüm.Anlatamadıkları ardı ardına boğazına sıralanmış, boğularak can çekişli bir acıyla susmuş gibi titredi alt dudağı.
"Olsun, geldim."dedim hafifiçe omuz silkerek."Hem iyi gelmiştir belki."
Gözlerim istekle onu bulduğunda gözleri kapandı yavaşça, bedenini zemine bıraktı ve başı hafifçe ayağıma değindi.
Ellerim bir kez daha kalktı fakat öyle bir acıyla yandım ki sızlayarak bacağıma dokundum sadece.
Yine de yanlış olan her zaman cazip gelirdi.
Daldırdım parmaklarımı gür saçlarına.Kokusunu alamasamda dokusundan yumuşaklığını farkettim.Parmağıma değen her bir teli denizinde bedenime çarpan dalgaların hissiyatını bıraktı ve aklımı kaybedecek hale geldim güzelliğiyle.
Saçları öyle koyu ki gecenin karanlığında yarşkr halde lakin dokusu öyle hassas ki dokunurken kırmaktan korkuyorum.
"Ne oldu Amiral?Anlat o kaçtığın şeyi, kurtul artık."dedim yavaşça.
"Tuhaf."dedi yorgunlukla zor çıkan sesi.
"Ne tuhaf?Gidişimin iyi hissettirişimi yoksa yokluğum mu?"dedim merak ve bir o kadar ümitle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Need|Yoonmin
Fanfiction-mpreg- Eğer dört duvar bir yuva olmasaydı inan çoktan gitmiştim.