GİRİŞ

124 5 0
                                    

Topuklu ayakkabılarının zeminde çıkardığı ses fazlasıyla yüksekti. Davetteki insanların bakışlarını bir bir üzerine çekerken onları umursamıyor, dik omuzlarını asla düşürmüyordu. Kibar ve asil adımları yeri adeta titretirken insanların içine ufak bir korku da dolduruyordu.

Her bir adımı felakete davet ederken, bu felakete düşmek isteyecek adamı fark etmedi ya da fark etmediğini düşündürmek istedi.

Bakışlarını asla o yöne çevirmedi. Sahneyi adeta arşınlarken, davette bulunan kişilerden daha fazla bir hissiyatla orada bulunduğunu biliyordu. Sessizliğe gömülen salonda herkesin dikkati yalnızca onda, kulakları ise zeminde yankılanan tok sesteydi.

Sahneye çıktığı anda birkaç düşmanının yutkunduğuna şahit oldu ve bu durum onu gülümsetti.

Beyaz elbisesindeki kırmızı detayları kanı andırıyordu. Öylesine şık ve detaylıydı ki insanlar bunun kanla yıkandığını düşünmedi fakat insanlıktan bir haber kişiler, kanın ortaya çıkardığı eserin farkındaydı.

Kırmızı rugan stilettoları zeminde çıkardığı sesi kestiğinde, kürsüdeki mikrofonlara yaklaştı. Kırmızı dudaklarındaki cezp edici gülümseme birinin dikkatini fazlasıyla çekti.

"Kadınları korumak adına oluşturduğunuz bu bağış etkinliği ne de hoş!" Bakışlarındaki alay silinmedi fakat öfkesi de gözler önüne serildi.

"Üstelik her biriniz eşinize, kızınıza şiddet uygulayıp, birçok hayata onlardan izinsiz sahip olurken." Birkaç öksürük ve boğulma sesi duyuldu. Davetteki kişiler, kadının sahneden indirilmesini istiyordu fakat davetin her bir alanını saran korumalarından çekiniyorlardı. Üstelik çekinme ihtiyacı duyması gerektikleri kadından başkası değildi.

Kadın omuzlarını dikleştirdi ve kürsüdeki mikrofonu dudaklarının seviyesine yükseltti.

"Ekranlarda sükse yaratıp biraz daha ön planda olmak ve ün salmak amacıyla yaptığınız bu etkinlik neredeyse gözlerimi yaşartacaktı şayet tüm paranın sizin türlü eğlencelerinize gittiğini öğrenmeseydim." Birkaç kişi yakalandığının verdiği hissiyatla bistro masalarda duran içkisini kafasına dikerken diğerleri kravatlarını gevşetti.

Sahnenin arkasından bir kadın görevli elindeki ufak kutuyla sahnedeki kadının yanına geldi ve kutuyu ona uzatıp gözden kayboldu. Kadın kutunun kapağını açtı.

"Bir bakalım." İçinden çıkardığı çekle bakışları davetteki sıska, siyah saçlı bir adamla kesişti.

"Fazıl Atasoy. Tamı tamına 100 bin Türk lirası. Düşündüğümden de bonkörsün. Keşke bu bonkörlüğünü yanındaki metresin yerine karına da gösterebilseydin." Fazıl Atasoy mosmor kesilirken kadın alayla gülümsedi ve başka bir çeki eline aldı.

"Kudret Hasdemir. 50 bin Türk lirası... Fazıl'a nasıl da yetişemedin böyle? Koleksiyonuna kattığın yeni silahlar fazla mı geldi yoksa her birini test ederken başka bir kadının hayatını mı kararttın?" Kadının gözleri öfkeyle parlarken Kudret Hasdemir'in sonunu kafasında çoktan yazmıştı.

Kudret Hasdemir silahlarından başka birini görücüye sunmaya hazırlandığında arkasından beline dayanmış silahı fark etti, bakışlarını silahın sahibine çevirirken kadının korumalarından birini gördüğü anda yaptığı şeyden vazgeçerek konuşmayı sürdüren kadına bakışlarını tekrar çevirdi.

"Her birinizin adını tek tek okuyacak değilim. Hiçbirinizin buna değdiğini düşünmüyorum. Malum, zamanım her birinizden daha değerli. Önemli projeler geliştiriyorum." Kadının bakışları salonda dolaştı ve elindeki kutunun kapağını kapatıp tekrar yanında biten görevliye teslim etti.

KORUMA PROGRAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin