14. BÖLÜM

25 3 0
                                    

Sözler hazmedilmesi zor olduğunda anlaşılması imkânsızdı. 

Memurun dudaklarından dökülen her bir kelimeyi hazmetmem için geçmişte işlediğim belki de en haklı olduğum ve nefesini kestiğime hiç pişman olmayacağım o kişiyi hatırladım.

'Ferit Hancı' ismi kulaklarımda yankılanmaya başladığında midem bulandı. Bir isimden iğrenmek mümkün müydü? İğrendiğim gözlerimin önünde canlanan bedeniydi, can çekişirken bile yaptıkları için pişman olmayan o kişiydi.

Ferit Hancı; işlediği suçtan hüküm giydiğinde, mahkemeden nakil aracına taşınana kadar elimden zor kurtulmuştu. Bir ablanın kardeşi için çektiği acı ile üzerine atlasam da araya giren polisler onun canını kurtarmıştı, kardeşimin canını ise kimse kurtaramamıştı.

İşlediği suçtan 8 yıl hüküm giydiğinde mahkeme onun lehine birçok indirim uygularken, yalnızca 2 yıl içeride yatmıştı. Bir kız çocuğunun hem ruhunun hem bedeninin katili, nasıl 2 yıl ceza alabilirdi?

Bu cezanın beni üzmesini beklerken sevindirmiş olması bozulmuş ruh sağlığımın habercisiydi. 2 yıl içeride yatacak olmasına sevinmemin tek sebebi; içeriden çıktığında ellerim arasında can verecek olmasıydı, onun canını sökmek için 2 yıl bekleyecek olmamdı.

Geçirdiğim bu iki yıl hayatımın en kötü yıllarıydı. Gökay ve Koray ise hatırlamak dahi istemediğim en karanlık dönemlerimde, yolumu çizebilmem için tutulan iki ışık kaynağıydı.

Ferit Hancı cinayetini işledikten sonra kan içinde onların yanında soluğumu aldığımda yüzümdeki gülüş ikisini de korkutmuştu. Akıl sağlığımdan endişelenmeleri gereken noktadaydılar fakat bunun yerine kendi akıl sağlıklarından olmak adına gönüllü olmuşlardı.

İşlediğim ilk cinayetin kalıntılarını birlikte yok etmek istediğimizde, Ferit Hancı'nın cesedini bir foseptik çukuruna atarak kurtulmuştuk. Etraftaki lağım kokusundan ölüsünün kokusunu tahmin edemeyeceklerini biliyorduk. Onu bulabilmelerinin tek sebebi kanalların tıkanması olabilirdi. Bu durumda ise lağım sularıyla iyice kanıtsız kalmış bedeni, kan kokusu duyan fareler tarafından da kemirilmeye başlanmış olurdu. Her bir adımımız tahmin edildiği üzere gerçekleşti fakat düşünemediğimiz tek nokta vardı.

Ferit Hancı hapisten çıktığı ilk anda ölmüş ve onun düşmanı olarak görünebilecek tek bir kişi kalmıştı: Mahkeme günü onun üzerine atlayıp onu öldürmekle tehdit eden ben.

Sorgulanmaya alındığımda hiç olmadığım kadar soğukkanlı davranmıştım. Davranışlarımda hiçbir açık yoktu. Bunu başarmak için çabalamamıştım. Kardeşimin ölümü, bu ruh halini de beraberinde getirmişti. Duygusuz davranıyordum ve yas tutuğum için ifadesizleşmiş gibi gözüküyordum. Ferit Hancı'nın adını duyduğum anda cinnet geçirmiş ve sadece kardeşini kaybetmiş bir ablanın yapabileceği krizleri onlara göstererek kendimi aklamıştım.

Acemilik sınavını usta bir katil olacağım bu günler için geride bırakmıştım.

Hiçbir cinayetin doğru bir savunması veya mantıklı bir açıklaması elbette olamazdı. İşlediğim tüm cinayetlerin benden götürdüklerini aklıma her getirdiğimde kendimi bu çekimden uzaklaştırmak için her şeyi denemiştim fakat günün sonunda ellerimi kaşınırken bulmuştum. Çelik'e dokunmak ve bıçaklarımla her seferinde başka birini yaralamak için yanıp tutuşmuştum.

Bileklerime kelepçeler geçirilecekken Gökay onlara engel olmaya çalıştı fakat Koray onu durdurarak geri çekti. Ağırbaşlımız hep bendim fakat konu ben olduğum için bu özelliğimi Koray'ın devralması gerekiyordu.

KORUMA PROGRAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin