Kadınların korunmak zorunda olmadığı, özgürce yaşayabildiği bir dünyanın hayal olmaya başladığının farkına vardığımda fazlasıyla gençtim. Küçük kızımın katledilişi tüm fikirlerimi ve benliğimi değiştirirken bu değişimin içine birden atlayarak kendim...
Çayınızı, kahvenizi alınız ve bölüme teşrif edinizzz.
Keyifli okumalar diliyorum : )
⚔
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
22. BÖLÜM
Geçmiş sırlarla gizlendiği zaman merak uyandırıyordu. Sırlarla gizlenmediğinde ise herkesin tek amacının gelecekte yapacakları olduğu ortadaydı.
İnsan geçmişine sünger çekip geleceğe odaklandığında başarılı olma oranı daha da artıyordu fakat geçmişteki davalar kapanmadığında sünger çekmek pek de mümkün olmuyordu.
Asil'e iki parmağımla sağa doğru işaret verdiğimde gemiye çoktan binmiş, silahlarımızı sıkıca kavramıştık. Silahlarda susturucu takılı olsa da belli bir ses çıkardığının bilincindeydim ve gemideki diğer kişiler bunu duymadan hareket etmemiz gerekiyordu.
"Onları öldürmemeye çalış. Bilgi toplamak için buradayız." Başını bir kez, emri algıladığını göstermek için salladığında sağ tarafa ilerledi. Eğimimi ayarlamış, silahımı karşıma doğrulttuğumda arkası dönük bir adam görüş açıma girdi. Sakinlikle ona yaklaştığımda arkadan boynuna sarıldım ve nefes borusuna baskı uygulayarak bayılmasına sebep oldum.
Teknenin güvertesine doğu yaklaşırken sağ tarafımda kalan siyah film kaplı cam, köprü üstündekilerin bizi görmesine sebebiyet veriyordu. Bu yüzden eğilerek onlara görünmeden geçmeye çalıştığımda karşıma gelmiş adamı çok geç fark ettim. Bir dizimi yere sabitleyerek nişan alsam da "Gelenler var!" diye bağırmasına engel olamadım. Bacağına sıkıp yere düşmesine sebep olduğumda acıyla bağırdı fakat yüzüne botum yardımıyla indirdiğim sert tekmeyle kendinden geçti.
Güverteye yaklaşmıştım ki arkamızda kalan aşağı kata inen merdivenlerden gürültü gelmeye başladı. Kulak kesilip adım seslerini dinlediğimde beşten fazla adam saymıştım.
Güverteye kısa bir göz attığımda geminin uç kısmından olduğum tarafa doğru yaklaşan üç adam daha vardı. Sırtımı camın yanındaki yüzeye yaslayıp derin bir nefes aldıktan sonra çıktım ve üzerime doğru koşarak ateş açan adamlardan birini vurmayı başardım. Geriye çekildiğimde, başka birinin daha acı dolu haykırışı kulağıma ulaştığında kafamı çıkarıp baktım ve gördüğüm şey dikkatleri bende olan iki kişinin Asil tarafından etkisiz hale getirilmesiydi. Asil'le hızlıca güvertede buluştuğumuzda aslında o uçta da bir merdiven sistemi olduğunu ve bunun üst kata çıktığını fark ettik. Görmek istemediğimiz fakat tanık olduğumuz şey ise üst kattan da birden fazla kişinin aşağıya iniyor oluşuydu. Üstümüze kurşun yağarken Asil'i kolundan tuttuğum gibi onun gelmiş olduğu, geminin diğer kanadına doğru hızlıca girdim. Köprü üstünün kapısı buradaydı ve kimse çıkmadığına göre ya içeride kimse yoktu ya da içeride silahlı biri yoktu.
