17. BÖLÜM

23 3 0
                                    

-Merhaba sevgili okuyucum :)

-Çayını, kahveni ve atıştırmalıklarını aldıysan veyahut yatağına geçip battaniyeni kafana kadar çektiysen okumaya hazırsın demektir.

-Keyifli okumalar.

**

17. BÖLÜM

Öfke, diğer duygulara göre kontrolsüz ve yönlendirilmesi en kolay olanıydı. Öfken sayesinde seni daha kolay ele geçirebilirlerdi, seni kendi çıkarları uğruna kullanabilirlerdi. Ne zaman ki onu kontrol etmeyi öğrenirsen en büyük gücü de elinde tutmuş olurdun. Öfkeni başkaları değil de kendin yönlendirdiğin o an, ulaşılmaz olurdun.

Uzun zaman sonra öfkemi kontrol edemediğim bu akşam fazlasıyla zorlu geçmişti. Gittiğim her bir acil durum bildirisinde öfkemi atamamış ve daha da katlanmasına sebep olmuştum. Her yerde saniyeler içinde gerçekleşen hep aynı çeşit, hep tek tip olaylara daha fazla katlanamadığımı anladığım her an Gökay'dan yeni bir çağrı gelmişti. Sabahın ilk ışıklarına kadar birden çok göreve koşturmuştum. Saatler içinde hallettiğimiz on ikinci vakada artık tüm gücüm tükenmişti.

Tüm askeri eğitimine rağmen Safir'in de çöktüğü ortadaydı çünkü bu, sadece fiziki değil ruhsal bir çöküştü aynı zamanda.

Son gittiğimiz acil çağrıda bulduğumuz henüz soğumamış ceset, sinir krizi yaşamama sebep olmuştu. Kendini asarak intihar etmiş kadına baktım. Bir köşede duran intihar notunu okudum. İhbar üzerine çok hızlı harekete geçmemize rağmen bulunduğumuz yere uzak bir konumdu ve konuma en yakın olan maalesef ki bizdik. Buna rağmen polis ekiplerini de yönlendirmiştik fakat geldiğimizde çoktan varmış ekipler, cesedin etrafında araştırma yapar haldeydiler.

Kadın tacize uğradığı esnada acil çağrı gerçekleştirmek için arama tuşuna basmıştı. Arama sisteme düşer düşmez bize haber gelmiş ve yola çıkmıştık fakat kadın dakikalar içinde tecavüze uğramış ve koruyamadığı bedeninden ötürü yaşadığı suçluluk duygusuyla intihar etmişti.

İntihar notunda ayrıntılarıyla yazan her şeyden anladığım kadarıyla ailesinin düşüneceklerinden çekinmişti. Ona kirlenmiş muamelesi yapacak kimseyle yüzleşmek istememişti, oysa onun bedeni tertemizdi. Kirli eller her zaman kirli olmaya devam ederse o kir ellere yapışır bulaşamaz hale gelirdi. Ona dokunan kirli eller onu kirletememişti. Hiçbir düşünceye aldırış etmemeliydi çünkü suçlu o değildi. Yaşadıkları da bir ceza değildi.

Cezasını çekecek kişi kaçmış olduğuna dua etmeliydi ve iyi saklanmak için her yolu denemeliydi fakat bilmesi gereken bir şey vardı. Girdiği her delikte onu bulurdum ve bulacaktım da.

Araştırma ekibi fotoğrafları çektikten sonra kızın cesedini ipten aldı ve gelen ceset torbasının içine yerleştirdi. Fermuar çekildikçe boğazım kesilmiş gibi hissettim. Bu kaçıncı kadın cinayetiydi?

Her şey üstüme gelmeye başladığı o an dışarı çıktım. Nefes almaya çalışıyordum fakat soluklarım sıkışmış gibiydi. Sarsak adımlarımı arabama ilerlettiğimde arkamdan gelen hızlı, sert adımları duydum ve ismimi onun dudakları arasından bir kez daha işittim.

Arabanın kapısını açıp bindiğimde hızla sürücü koltuğuna oturup bana döndü ve nefes alamadığımı fark etti.

"Sakin ol, nefes almaya çalış." Bunu başaramadığımı gördüğünde daha da panikleyip kollarımdan kavrayıp beni sarsmaya başladı.

"Lera! Nefes al!" Beni sarsmasının bir işe yaramadığını fark ettiğinde tıpkı bindiği gibi hızla arabadan indi ve kız için gelmiş ambulanstan hava makinesi alıp geri geldi. Sürücü koltuğuna oturmak yerine yanıma gelip, nefes alabilmek adına açık bıraktığım kapının önünde diz çöktü ve boynumdan kavrayıp cihazı yüzüme doğru tuttu. Saniyeler içinde yüzüme nüfuz eden havayla rahatladığımda o da yanımda rahatladı.

KORUMA PROGRAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin