Gözlerimi açtığımda kulaklarıma uğultular ulaştı. Bedenim çok ağır gibiydi. Hareket etmekte zorlanıyordum. Burak Bey'in başımda olması yetmezmiş gibi Koray'ın, onun yakalarını kavramış olması iyice berbat bir uyanış şekliydi.
"Koray." Sesim tahminime göre daha kısık çıktığında kendimi sedyeden ayırmaya çalıştım fakat başım fazlasıyla döndüğü için tekrar sedyeye yapışmam uzun sürmedi.
Koray öfkeli bakışlarını Burak Bey'den ayırdığında bana da aynı kızgınlıkla bakıyordu. Ellerini Burak Bey'in yakalarından ayırıp yanıma geldi.
"Kalkmaya çalışma!" diye ikazda bulunup bir omzumu kavrayarak okşadı. Tekrar Burak Bey'e döndüğünde "Şimdi buradan kaybol, nasıl olsa seni bulacağım piç kurusu!" diyerek adeta öfkesini kustu.
"İyi misiniz Lera Hanım?" bakışlarında endişe vardı fakat onun için duygusal açıdan bir önemim olmadığından herhangi birine duyduğu endişeyle sorusunu yöneltmişti.
"Sen hangi kafayla..." Koray yeniden Burak Bey'e atılacaktı ki kolunu tuttum. Beni buraya getiren Burak Bey olmalıydı.
"İyiyim, teşekkürler Burak Bey. Beni getirdiğiniz için de tekrar teşekkür ederim ancak burada kalmanızın bir anlamı yok." diyerek gitmesini baskıladığımda hafifçe tebessüm ederek başını onaylarca sallayıp acil servisten çıktı.
"Ne sikim adamlarla takılıyorsun böyle?"
"Onunla alakası yok." Koray öfkeden köpürdü.
"Nasıl bilebilirsin Lera? Yanında sadece o vardı." Bilebilirim Koray, elbette bilebilirim. Her hareketi her mimiği anlayabilirim.
"O mekanda birçok kişi vardı. Olayın Burak Bey'le alakası yok."
"Birde beyimiz çıktı." Sedyenin ucuna otururken "Beni çıldırtıyorsun Lera!" diyerek söylendi.
"Emin ol sen beni daha çok çıldırtıyorsun." Sözlerimle öfkesi saniyelik bir dinginliğe ulaştığında güldü. Doktor bize doğru gelirken bakışlarımı ona diktim.
"Geçmiş olsun Lera Hanım. Daha iyi hissediyor musunuz?" birkaç sorunum vardı fakat klasik soru cevap prosedürüne girmeyecektim.
"Ne çıktı?" adam elindeki sonuçlarda bakışlarını gezdirdi.
"Kanınızda uyuşturucu tespit ettik." İmkansızdı.
"Bu mümkün değil. Öyle bile olsa bu kadar etki etmesi normal değil." Koray'ın da kaşları çatıldığında onun da bakışları doktora döndü.
"Alkolle birlikte alındığı için çok güçlü bir etki göstermiş olmalı." Bu işte bir problem vardı. İki türlüsüne de bağışıklığım vardı.
"İmkansız doktor. Bana daha çok detay vermelisin." Doktor derin bir nefes aldı. En çok uğraştığı hastası olmalıydım fakat bu hastaneye her gelişimde benimle ilgilenen yalnızca oydu.
"İsterseniz içeriğine bakıp size bununla ilgili bir rapor hazırlatabilirim."
"Lütfen!" diye üstüne bastırdığımda amacım tehdit değil emirdi.
"Polise haber vermiyoruz değil mi?" Koray öfkeyle soludu.
"Her zamanki gibi doktor. Bunu sorman bile yersiz." Koray'ın öfkesini hissettiğinde başını salladı ve tekrar bana döndü.
"Üst katta oda hazırladım. Biraz istirahat etmeli..."
"Gerek yok." diyerek ayaklandığımda doktor susup kaldı. Gücüm tekrar gelmiş gibiydi, normalde çabuk toparlanırdım fakat bu defa daha ağır geçecek gibi hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA PROGRAMI
AksiyonKadınların korunmak zorunda olmadığı, özgürce yaşayabildiği bir dünyanın hayal olmaya başladığının farkına vardığımda fazlasıyla gençtim. Küçük kızımın katledilişi tüm fikirlerimi ve benliğimi değiştirirken bu değişimin içine birden atlayarak kendim...