Ayaz daha fazla ikimize katlanamadı sanırım. Hızla malikaneyi terk etmişti. Gece' yle baş başa kaldığımızda sakince arkasına yaslanıp bana bakmaya devam etti. Salondaki şöminenin tatlı sesleri ruhumu okşuyordu. Gece' nin bakışları ile birlikte ortamı benim için unutulmaz kılıyordu. Gerçi ona karşı olan kırılmış güvenim içimi zaten o şöminenin içindeki ateşten de çok yakıyordu ama bunu şimdilik bir kenara bırakmıştım. Umrumda olmadığından ya da peşine düşmeyeceğimden değil ki düecektim tabiki. Ama zamanı değildi. Biraz daha fazla şey öğrenmem lazımdı önce.
"Ayaz' ı kırmak seni üzmüyor mu?" dedi gözlerini hafifçe kısarak.
"O beni kırmaktan çekinmiyorsa aynı şekilde karşılık almalı."
"Günlerce bana geri dönmedin. Gelmeseydim tekrar bu evde olacak mıydın Sanem?"
Sorguya çekiyormuş gibi sorular soruyordu ama bakışları da sesi de bir o kadar nazikti ki bende aynı sakinlikle cevap veriyordum.
"Bir süre daha hayır. En azından kendimi biraz daha toparlamak istiyordum. Aradığım şey sendeydi emindim ama abime ve kendime ihanet ediyor gibi hissediyordum seninleyken."
"Öyle mi? Neden? Abin çıktı sonuçta artık benden nefret etmen için bir neden kalmadı."
"Belkide vardır." dedim gözlerine bakarak.
Sakin tebessümü de bakışları da hiç değişmedi. Profesyoneldi sanırım artık.
"Bu bir cevap değil." dedi.
"Abim çıktı ama yalnız. Karo onun ekibi anladığım kadarıyla her ne kadar arkadaş gibi gözükseler de birbirleriyle oturup sohbet etmiyorlar. Abim yalnız hissediyor olmalı. Ben ordayken yüzü gülüyordu en azından. O yüzden onunla kalmalıyım diye düşünmüstüm."
"Ne değiştirdi kararını?"
"Seni görmek."
Kaşlarını şaşırmış gibi yaparak kaldırıp indirdi.
"Bilerek soruyorsun tek istediğin iltifat almak." dedim gülümseyerek.
"Herkes biraz pohpohlanmayı sever." dedi inkar etmeden.
Bacaklarını aralayıp elini dizine vurdu.
"Gelsene."
Oraya baktım ama içimden gitmek gelmiyordu. Sanki gerçekten sahibimmiş gibi davranmıştı. Ben uzun süre sessiz kalınca ellerini iki yana koyup ayağa kalktı.
"Doktor çağırdım öğlen burda olur seni son kez kontrol etsin içim rahat etmiyor yoksa."
"İyiyim ben."
"Yine de emin olmak istiyorum."
"Bana sorabilirdin." dedim ciddi bir sesle.
"Seni düşünmem neden senin için sorun oluyor Sanem? Sadece doktor çağırdım."
Haklıydı... sanırım öfkemi yanlış şekilde çıkarıyordum. Sessizce ayağa kalkıp önüne yürüdüm. Normalde beni belimden kavrar sıkıca sarılırdı ama şimdi sadece yüzüme donuk bir ifade ile bakıyordu. Bu kez onun yapmasını beklemeden ben kollarına yürüdüm. Neyseki bana asla kapılarını kapatmıyordu. Kollarını açıp sarıldı bana.
"Üzgünüm..."
"Sorun değil ama sadece seninle ilgilenmeye çalışıyorum."
"Biliyorum. Gidecek misin yine bu simsiyah takımı çektiğine göre işlerin vardır."
"Var evet. Hiç de gidesim yok ama ilgilenmem lazım."
"Seninle gelebilir miyim?"
Başımı kaldırıp aşağıdan yüzüne baktım. Ama bunu artık kullandığımı çoktan anlamış sanırım. Beni dudaklarımdan öptü ve bakmamak için uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Mafya' sı KARO' ya Karşı
Ficção Adolescente"Ölen ben olsaydım kimsenin zoruna gitmezdi."