2.BÖLÜM: HAZEN SARAREL

1.1K 62 39
                                    

HERKESE MERHABA

YILDIZIMIZI VE ARA SATIR YORUMLARINIZI EKSİK ETMESENİZ ÇOK MUTLU OLURUM...

....

"SAPIK PİSLİK, KİM DEĞİŞTİRDİ ÜZERİMİ." Bağırmama yüzünü ekşiti.

"Lan bağırma diyorum bağırma." Usanmış ses tonuna karşı dahada bağırasım geldi. O da bunu fark etmiş olacakki "sus bağırma kazağını getireceğim." Çatık kaşlarım daha ne kadar çatılabilirdi ki arkasını dönmüş odadan çıkıyordu. Pislik sapık.

En son köpeklerden kaçmış ve bayılmıştım, uyandığım an bir üstümde başkasına hatta bir erkeğe ait kazak vardı. Pislik sapık.

Elimde ki sürahiyi hala sıkı bir şekilde tutuyordum. Uyandığım an yanı başımda ki sehpadan aldığım bardağı onun tam kafasına atmıştım. Pislik sapık.

"Kafanda ne kuruyorsun sen?" ani ses ile irkildim ama o bunu fırsat bilmiş gibi, elinde tuttuğu parçayı yüzüme doğru fırlattı. evet bildiğiniz fırlattı. İntikam alıyor aklınca.

"İnsan ol hayvan" güler gibi bir ses çıkardı. "Dedi kafama bardak fırlatan insan." O sırada kafasına bir baktım, ne kadar eğilmiş olsada kaşına değmişti ve orda biriken bir kan vardı.

"Ne yapmamı bekliyordun?" kapının önünden çekilip karşımda durdu. "Giyin ve evimi terk et" Önce bir açıklama almalıydım. "Sen önce benim bu durumumu açıkla" başını hafifçe yana eğdi.

"Salak mısın sen beyninle bir şeyleri tamamlıyamıyor musun? köpeklerin saldırısına uğradın ve kapımın önünde yardım çığlığı atmadın mı? bende yardım edip evime aldım sonra ateşin çıktı ve sana yarım ettim, teşekkür edeceğin yerde nankörlük yapıyorsun." Yazık bakışlarının arasından kenarda duran yastığı ona fırlattım.

"Üstümü kim değiştirdi aptal" kafasını hafifçe arkaya attı "off hayaletler değiştirdi hayaletler, benden başka birini burda görüyor musun?" saf gibi etrafıma baktım ama kimse yoktu.

Onun sabır çeker gibi ses çıkarması ile "dışarı çık" dedim ama o arkasını döndü. "İlgimi çekmiyorsun zaten ne malum senin de hırsız olmadığın?" sakince bana attığı kıyafetime baktım. Valizimi ormanda bırakmış olmalıydım ama sırt çantam hala bende olmalıydı.

"Sırt çantam vardı" derin bir nefes aldı tekrar. "Koltuğun yanında" başımı eğip çantaya baktım. temkinli bir şekilde giyinmeye başladım. Onun olduğunu düşündüğüm siyah kazağı çıkartıp yerine kendi kazağımı giydim. Pantolonumu değiştirmemiş olmasına şükür etmeliyim sanırım. İşim bittince ayağa kalktım. "Bitti"

Tekrar bana doğru döndü ve üstümü kısa bir şekilde süzdü, bende o sıra onu biraz inceledim. Kahve gözleri vardı ama badem kahvesi gibiydi. Siyah saçları ve benden bile dolgun olan dudakları vardı. Yüzüne uygun bir buruna sahipti. Boyu uzun ve kalıplı biriydi. bu onun spor yaptığını gösteriyordu. İncelemem daha bitmeden konuşmaya başladı.

"İstersen fiyat vereyim alırsın o kadar süzdün sonuçta?" yüzümü buruşturdum. "Üstüne para verseler almam ben seni git hayvan barınaklarına, belki orası alır." Hafifçe bana doğru adım attı.

"Seni almadılarsa beni hiç almazlar, herhalde o yüzden kendini ormana attın?" sorgulayıcı sesine karşılık dalga ile cevap verdim. "Yok bazı ayılar ormana kaçmış bende barınağa götürmek icin geldim" öyle mi der gibi kaşlarını kaldırdı.

"Dikkat ette o ayılardan birine muhtaç olma, insanoğlu kime muhtaç olacağını bilemez." Kaşlarım istemsice çatıldı. "Ben senden yardım mi dilendim ki?" yüzünde hafifçe bir sırıtma oluştu. "Yardım edin diyip kapının önünde bayılanda bendim değil mi?" Cidden ben şuanda ne yapıyordum. Ayrıca ayı olduğunu kabul etti ama bunu yüzüne vurmadım.

MOKİTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin