HERKESE MERHABA
YILDIZI PARLATIP, YORUM ATARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM. DÜŞÜNCELERİNİZ ÇOK KIYMETLİ.
İYİ OKUMALAR...
...
Duştan çıkıp, çıkardığım kıyafetlerimi giydim. Telefonumu ve çantamı alıp aşağı indim. Kahvaltı yapıp okula geçtik. Daha doğrusu onlar yapmıştı.
Sınıfa girince gözlerim direkt olarak en arkaya baktı. Yoktu. Hem ne diye onu arıyordum ki, kafamda ki düşünceden uzaklaşıp, önceden de oturduğum Aktan'ın sırasına geçtim. Efran bir şey demedi, Leyla ve Taner sınıfa el ele girdiler.
Sıraya gelince, "Selam Hazen" Leyla'nın şen sesine karşılık hafifçe tebessüm ettim. Tuhaf bir kızdı. "Sanada selam" Taner eliyle bir anda omzuma vurması ile omzum çürüdü desem abartmazdım. "Çok geçmiş olsun." Kederli bir ses tonuna bürünmüş, bu seferde vurduğu yere iki defa dosta vuruş yapmıştı.
"Aşkım, hayvan mısın? kızın omzu çıktı. İyi misin Hazen?" Leyla'nın ilgili ses tonuna karşılık hafifçe tebessüm ettim. "İyiyim." Dedim. Taner yerine yerleşip "eee kim ölmüş?" diye sordu, kaşlarım çatıldı. "Kimse?" diye yanıt verdim ama daha çok sorgular gibiydim. "Yanlış, hayallerim öldü." Kaşlarım havaya kalktı bu sefer. "Artık helva yaparsınız." Diyince Leyla koluna vurup, "bu laf ile hayallerin gerçekten öldü." Taner dudaklarını büzdü. "Anlamamam normal mi?" bana doğru kısık sesle sordu. Gayet açıktı aslında.
"Anlayacağına inansam anlatırım." Taner başını geriye doğru çekti. "Ne oldu şimdi bunu söyleyince?" dudaklarımı gülmemek için birbine bastırdım. "İnan bunu söylesem, bunuda anlamasın." Diye söylediğimde Leyla gülüp sevgilisinin koluna girdi. "Zorlama aşkım." Dedi ona doğru gülerek. Taner Leyla'nın kolundan çıkıp ayağa kalktı.
"Ben size çok yüz verdim." Bir anda sesimde ki heycanla farketmeden yüksek sesle, "sana kalmadı sonra." Diyince bütün sınıf susmuştu ve söylediğim saçmalık ile bana bakıyorlardı. Komikti aslında.
Feyza bana bakıp, "arkadaş espiri yapmış." Diyip güldü. O gülünce komikmiş gibi gülmeler artı. Taner feyza'ya bakıp, "senin şu durumundan daha komik değildi inan." diyince sınıfın hepsi birden Sustu. "Ne oluyor Taner?" Feyza ayağa kalkmış bizim sıramıza doğru geliyordu. Yani onların sırasına.
"Boş yapma diyorum, yeterince açık değil mi?" Tanerin Feyza'ya söylediği sözlere karşı, Feyza tanerin karşısına geçti. "Beni karşına mı almak İstiyorsun?" diye sordu. Taner ve Leyla öyle bir kahkaha attı ki, ben küçüldüm resmen onların önünde.
Leyla Taner'in yanına geçip, "sen kimsin ki Feyza?" dedi. Ama öyle bir şekilde söylemişti ki bunu. "Gösteririm Leyla bilirsin beni." Leyla dudaklarını büzüp, "duydun mu Taner? Feyza büyüyüp bize kendini gösterecek." Leyla'nın bu yüzünü asla görmemiştim. Şuanda o kadar başka biri gibiydi ki. Resmen sevgililer yargı modunu açmıştılar ve ikiside bundan zevk alıyor gibilerdi.
Feyza arkasını dönüp tekrar sırasına oturdu. Bizde eski yerimize yerleştik. Leyla arkasını döndü. "Alp yüz vermiyor ya zoruna gidiyor." Aktanın adını duyunca kalbim yavaşladı yine. "Ne yüzü anlamadım?" Leyla arkaya tamamen dönüp, "bu küçüklüğünden beri aşık Alp'e, biz küçükken yakındık. Alp yakın sayılmazdı ama aynı ortamda bulunurlardı. Gidip itiraf etmiş, Alp'de o günden beri konuşmamaya çalışıyor, bununla, sonra Şimal ile yakın olmaya başlayınca, bizde uzak durmaya başladık. Şimdi de bizimle kavga edecek, olayı büyütecek, Alp'de onu doğrudan uyaracak. Anlamıyor Alp'in artık kimseyi umursamadığını." Başını iki yana salladı. Demek Feyza Aktana aşıktı haa, neyse beni ne ilgilendiriyor ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOKİTA
Algemene fictieUmutlar güzel bir silahtır ama hayal kırıklığı o silahtan çıkan sonuçtur. Yaşanmışlar o silahı doğrultur , doğrultuğum silah benim bilip içimde söylemeye cesaret edemediğim mokitaydı. ...