HERKESE MERHABA. UMARIM İYİSİNİZDİR.
ÖNCELLİKLE DÜN BÖLÜM ATAMADIĞIM İÇİN ÇOK ÖZÜR DİLEDİM. İNTERNET SIKINTISI VAR BU YÜZDEN ATAMADIM.
GÜNÜ CUMARTESİ OLARAK BELİRLEMİŞ OLDUK. DÜN ATAMADIĞIM İÇİN SİZE ÖZÜR MAYETİNDE BİR BÖLÜM DAHA ATMAK İSTİYORUM, İNTERNET SORUNUN HALLOLDUĞU AN ATACAĞIM...
BU BÖLÜMÜ AKTAN'IN AĞZINDAN YAZDIM, BÖLÜM ÇOK KISA DEĞİL BENCE AMA YİNE DE GELECEK HAFTA BÖLÜMÜ DAHA UZUN YAZACAĞIM.
SİZDEN BİR RİCAM VAR, YORUMLARINIZI MERAK EDİYORUM AMA YORUM YAPMIYORSUNUZ...BU YÜZDEN EN AZINDAN 30 YORUM OLMASINI İSTERİM. SINIR GİBİ DÜŞÜNMEYELİM ÇÜNKÜ CUMARTESİ OLDUĞU ZAMAN ATACAĞIM...
İYİ OKUMALAR.
🥂
"Bağlılık gerçekten var mı?" Uraz'ın sorduğu soru ile gömleğimi giyerken ona döndüm. Eve geldikten sonra, doktor gelip Hazen ve sırtımda ki yanık için bir şeyler yapmıştı. Hazen için psikoljik bir reaksiyon olduğunu söylemişti. Sırtımda olan ikinci dereceden yanık sanırım bir süre benimle izini sürdürecekti.
"Bağlılık soyut bir kavram ama somut bir hâle dönebilir. Birini çok seversiniz ve ona bağlı olursunuz, bunu davranışlarınız ile gösterebilirsiniz, bu zor bir şey değildir. Sevginiz'den dolayı ondan uzağa gitmek istemezsiniz ve bu da sizin için bir bağlılık ortaya koyar." Kurduğum cümleler ile Uraz ve Ulaş birbirlerine baktılar.
"Bu kadar basit değil, onu görmek istemen ve o an göremediğini ya da mecbuyeti düşün. Söylediklerin akılla söylenen sözler ama bağlılık kalpte olan bir şey."
"Saçma, akıl ve kalp diye diye iki yer belirlediniz. Bağlılık sadece birisi için değildir, bir insan işine de, arabasına da, belki de telefonuna bile bağlı olabilir."
"Ama konuştuğumuz şey şuan da biri ve senin o dediklerin akıl ile çözümlenen şeyler, baksana Alp birine aşık olsan ona nasıl bağlı olurdun?"
"Birine aşık olmadığıma ve olmayacağıma göre cevaplamama gerek yok." Birine aşık değildim, bir duygu bu kadar basit olamazdı, yaşamadım ve yaşamamayı tercih ederim.
"Birine hiç mi aşık olmayacaksın? bu senin elinde olan bir şey değil." Ulaşın dediği ile aynanın karşısına geçtim. Gömleğim, sırtımda ki yanığa değdikçe yakıyordu ama umursamamayı seçtim. Hazen kalktığı zaman karşısına yarı çıplak, absürt bir hâlde çıkmak istemiyordum.
"Hazen hanıma aşık değil misin?" Ulaş'ın dediği ile bakışlarım onu buldu. Ulaş benim yalnızca korumam değil aynı zamanda arkadaşımdı. "Değilim." Hoşlanıyordum, bunu kabul ediyorum ama aşk değildi bu.
"İkiniz de kırk yıllık sevgili gibisiniz." Düşününce gerçekten öyle mi duruyordu? Hazen sorgulamıyordu, neyi ne yaptığımı, neden yaptığımı, sevgili olduğumuza dair haber vardı ama Hazen bunu da sorun etmiyordu. Sahi Hazen'in sorun ettiği bir şey var mıydı?
"Alp onunla mutlusun." Uraz'ın dediği ile ona döndüm. "Her zamanki hâlim." Çalan telefonuma kısa bir bakış attım. Yayın müdürü arıyordu. "Hazen de beni rahatsız eden bir şeyler var." Ulaş'ın dediği ile kaşlarım çatıldı. "Nasıl bir şey?" Ulaş az ve öz bir adamdı. Boş konuşup boş yorum yapan biri değildir ve yaptığı tahminler genelde çıkardı. "Bilmiyorum ama ikiniz fırsatı varken araya mesafe koyun." Bir cevap vermedim.
"Tişört giy oğlum, yanık var yanık." Uraz'ın küfür eder gibi söylediğine de cevap vermedim. Hâlâ çalan telefonumu yanıtlayıp, kulağıma yasladım. "Efendim." Karşı taraf sık sık nefes alıyordu ve bu bir sorun olduğunu gösterirdi. "Alp bey çok özür dileriz ama haberlerin çıkmaması için ne kadar çabalasam da sosyal medyaya düşmüş." Bir iki saniye düşündüm, "bu kadar basit bir işi bile beceremiyor musunuz?" Sakin kalmak adına aramayı kapattım ve son haberlere girdim. Harika, şimdiden sayısız haber çıkmıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOKİTA
General FictionUmutlar güzel bir silahtır ama hayal kırıklığı o silahtan çıkan sonuçtur. Yaşanmışlar o silahı doğrultur , doğrultuğum silah benim bilip içimde söylemeye cesaret edemediğim mokitaydı. ...