20.BÖLÜM: ZEHİR VE PANZEHİR

259 19 14
                                    

HERKESE MERHABA.

ÖNCELLİKLE BÖLÜMÜN GELMEMESİ KONUSUNDA HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM FAKAT YKS ÖĞRENCİSİYİM VE İŞTE ÇALIŞIYORUM, AKŞAMLARI VE DİĞER ARTAN HER TÜRLÜ ZAMAN DA DERS ÇALIŞIYORDUM.

BİR TÜRLÜ DENGEYİ AYARLIYAMADIM. ŞUAN YENİ YENİ HER ŞEYİ OTURTUYORUM. BÖLÜM GÜNÜ BELİRLEMİŞTİK FAKAT BUNDAN SONRA YAZDIĞIM AN ATACAĞIM, EN AZINDAN BİR SÜRELİĞİNE...ELİMDEN GELDİĞİNCE BÖLÜM ATACAĞIM.

DAHA FAZLA UZATMADAN BÖLÜME GEÇELİM ÖYLE DEĞİL Mİ?

İYİ OKUMALAR DEMEDEN ÖNCE BÖLÜME OY ATMAYİ VE BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN AŞKLARIM....

İYİ OKUMALAR...

🥂

Kimsin sen? Bana ne yapıyorsun? Bana neler hissettiriyorsun? Alp Aktan sen kimsin?

Kafamda ki düşünceleri delen alkış seslerine baktım. Bige ve Ferda'yı gördüğüm an yüzümde bir gülümseme oluştu. Bige dolu gözleri ile hızla üstüme atladı. Sırtım masanın köşesine çarpacaken Aktan'ın elini hissettim. Hızla kendimi geriye çektim. Aktan kendini toparlayıp, ayağa kalkmıştı.

"Seni çok özledim, çok çok çok özledim." Kulağıma söylediklerine gülümseyip, "bende özledim." Dedim. Ferda,Bige'yi üstümden alıp, "taciz mi ediyorsun kızı ilk dakkikadan." Aktan kalkmam için elini uzatmıştı, uzattığı eli tutup ayağa kalktım. Ferda ellerimize ters bir bakış attı. Ferda kollarını bana dolayınca bende ona sarıldım. "Sanırım bende biraz özledim." Gülümsedim. "Aynısından sanırım." Ferda gülümseyip geri çekildi.

"İyi misin? Bir yerinde bir şey var mı?" başımı olumsuz anlamda salladım. "Elma yanak, çok korktum." Bige neredeyse ağlayacaktı. Ona sarıldım sıkıca. "Ama iyiyim." Başını salladı ve bir anda modunu değiştirdi. Beni üzdüğünü düşündüğü için gülümseyip gözlerini sildi.

"Bige yolda bir kustu." Yüzümü buruşturdum. "Bir de bana sarıldı mı?" Dalga geçiyorduk. "Dikkat çekerim benim üzerime kustu." Akın'ın dediği ile ona baktım ve omzunda bir ıslaklıkk olduğunu fark ettim. "Sende arkanda kovalayan var gibi hızlı sürmeseydin." Akın inanamaz gibi gözlerini büyüttü. "Altmış ile gidiyordum ve yol temizdi." Bige kaşlarını kaldırıp, "daha ne kadar hızlı olabilir?" diye sordu.

"Lan her şeyi geçiyorum. Neden sağa çek demek varken, dönüp bana doğru kusuyorsun?"

"Kusmamın sebebi senin beceremediğin şoförlüğüdü, tabii ki senin üzerine kusacaktım."

Akın bir şey demek için dudaklarını araladı ama Aktan ile göz göze gelince sabır çekerek bir şey demedi. "Bana sabır." Bige'nin demesi ile Akın gülüp, "sen sabrını kullanamıyorsun." Bige kollarını göğsünde kavuşturdu. "Hadi ya seninle konuşmaya başladığımdan beri kullandığımı düşünüyordum." Bu sefer gülen Bigeydi.

"Arabada nasıl kullandığını gördük." Alay eder gibi söylediğine Bige kaşlarını çattı. Koluna dokundum. Herkes kapının önündeydi acaba az önce ki konuşmalarımızı duymuşlar mıdır?

"Ağzımda hala tadı var gibi hissediyorum iğrenç bir şey bu. Lavaboyu kullanabilir miyim?" Aktan'a dönerek sorduğu soruya, "tabii sormana gerek yok. Efsan sana yerini gösterebilir." Efsan'a baktı. Efsan öyle bir gülümsedi ki yüzünde güller açtı desem yeri olurdu. "Gösteririm tabii ki, ben Efsan bu arada." Bige uzattığı eli sıkıp, "Bige." Aypen'de gülümseyip, "Aypen." Bige samimice, "biliyorsun ama yine de Bige." Bige sarı saçlarını biraz geriye attı ve bu Akın'ın yüzüne değmesine sebep olmuştu.

"Makas alıp keserim saçlarını, savurduğun yere dikkat et." Akın'ın dalga geçtiğini biliyordum. Kısacık bir zaman bile olsa onları az çok tanımıştım ve kimsenin böyle bir şey yapmayacağına emindim. "Sende yerine dikkat et. Tam dibimde ne işin var?" Akın gülüp, "acaba önüme geçen kim?" Diye söylendi.

MOKİTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin