Arsel ile yaptığımız konusmadan sonra Sarah'ın yanına kıvrılmıştım. Farkında olmadan bir belaya bulaşmışız gibi hissediyordum . Çıkmaz bir sokakta , yanan bir evdeymiş gibi ...
Sarah'ın ateşi biraz düşmüştü. Uzun ve derin bir uykuda gibi gözüküyordu . İmrenerek baktım ona . En son böyle uyudugumda kaç yaşındaydım ?
Yakında on dokuz yaşına girecektim yine de içimdeki haylaz , durmadan umut eden küçük kızı yok edememiştim. Umut etmek çoğu zaman elinde hançerle seni bekleyen birine sarılmak gibiydi . Bu yüzden umut eden tarafimı hep öldürmek istedim .
Sarah huzursuzca yerinde kıpırdanırken elim saçına gitti.
"Birşey yok geçti . Güvendesin."
Gözlerini yavaşça açtığında yorgun yüzüne baktım . Bu yolculuk onu daha da çok yıpratıcaktı. Bunu bilmenin ağırlığı omuzlarıma çökmüştü .
"Gerçekte hiç görmediği birşeyi rüyasında görebilir mi insan ?"
Sorusuyla içine daldığım düşüncelerden sıyrıldım . Saçını okşayan elime bakarken
"Görür tabi ."Derin bir nefes çekip sözlerine devam etti .
" Ejderhaları görüyorum. Aganta'da her tarafı yakıyorlar , sonra bir kadın ejderhanın sırtında oturuyor . Sanki ejderha değil de onun nefretle bakan gözleri yakıyor her tarafı ."
Etkisinde kaldığı rüya saçmalıklardan ibaret olsa da bunu ona belli etmedim .
"Sadece bir rüya . Ejderhalar gittiler hem de çok uzak diyarlara."
Başını elimden kurtarıp tavana bakmaya başladı .
"Giden herşey birgün mutlaka geri döner Veronica . "
Bu Alba'nın ikimize de sık sık söylediği bir sözdü. Onu hatırlamanın verdiği burukluk içime çökmüştü .
"Söylesene Veronica , ejderhanın ateşi binicisini yakar mı ?"
Ejderhalardan konuşmak onu hep rahatlatırdı. Rahatlamaya gerçekten çok ihtiyacı vardı . Ona istediği sözleri söylemeye başladım .
"Yakmaz çünkü ejderha sahibi olanlar öyle acılar yaşamışlardır ki artık onları hiçbir ateş yakmaz . Soydan gelmez bu , ejderha binicisini kendi seçer . Ve bir ejderha ölene dek sadece tek kişiyle uçar ."
Biraz da olsa rahatlamış gözüken yüzüne baktım . O benim sahip olduğum tek kişiydi .
"Yeter bu kadar minik fare . Hadi kalk bakalım ."
Yattığı yerden doğrulurken Arsel yemek hazırlanmıştı. Üstü lekelerle kaplı olan masada kurutulmuş et , yüksek ihtimalle keçi sütünden yapılmış peynir ve bayat ekmekler vardı . Sandalyeleri çekip oturduğumuzda Arsel bakır tencereyi masaya koydu. Şaşkın bakışları görünce " Sabaha çorbayla başlarım . O bakışlarını üstümden çekebilirsin."
Gülerek gözlerimi onun üstünden çektim . Kahvaltıda çorba içeni hiç görmediğim için yadırgamıştım . Benim en iyi kahvaltım bulabildiğim peynir ve bayat ekmekti .
Sarah iştahla yemeğini yerken peynir parçalarından birini ağzıma attım . Ekşi bir tadı olsa da son zamanlarda yediğim en güzel şeydi . Lokmamı yuttuktan sonra Arsel' in sesiyle ona döndüm .
"Bugün plan yapıp yarın yola çıkmalıyız . "
Ne kadar çabuk yola çıkarsak o kadar çabuk sonuç elde edeceğimiz barizdi .
Kahvaltıdan sonra sofrayı toplamıştık . Sarah banyo yaparken Arselle masada oturuyorduk .
Sıkıntılı bir sesle " Onu böyle büyük bir tehlikeye atmak istemiyorum . K benim elimde kalan tek şey ."
Elindeki siyah taşlı yüzükle oynarken en az benim kadar düşüncesiydi . Alba bu yükü onun omuzlarına bindirmeseydi belki de şuan çok farklı şeyler yapacaktı . Oysa şimdi bizimle beraber hayatını tehlikeye atacak belki de ölecekti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Taç
FantasyKAYIP TAÇ TANITIM İnsanlar bereketli toprakları ekip biçmiş , uzun ve bolluk içinde seneler yaşamışlardı . Dünyanın tek hakimiydiler. Peki bir gün düzen tersine dönseydi ne olurdu ? Büyük bir yıkımın ve baş kaldırışın ardından dünyanın hakimi olan...