Dokuzuncu Bölüm : Hüzün Melodisi

104 13 42
                                        

İlahi Bakış Açısıyla

Norah'ın ağzından çıkan son cümle ile herkes dehşete kapılmış gibi birbirine bakmaya başladı . Herkes sanki ne olduğunu bilirmiş gibi birbirine bakarken Cirille anlamsız bakışlar atıyordu . O da bir varisti , ülkenin biricik prenseslerinden biriydi ancak hicbirseyden haberi olmayan bir aptal gibi hissediyordu kendini .

"Bu imkansız . Canavarlar sadece ülkeye saldırı olursa uyanırlar, başka türlüsü mümkün değil ."

Cirille , yan tarafinda duran ve bu sözleri söyleyen annesine baktı . O çelimsiz , bakımsız , hayata küskün kadın giymiş yerine bembeyaz ışıltılı elbisesini giyen siyah , gösterişli tacını takan başka biri gelmişti .

Malia , boynundan sallanan ucunda siyah bir kuşun bulunduğu kolyeyle oynayarak söze karıştı.

"Mümkün, taht üç haftadır boş . Kral öldüğü zaman varis hemen tahta geçmeli . Merhum kral bunun için o canavarları yarattı ve varis tahtına oturup hüküm sürmezse canavarlar bu ülkeyi yok edecek . "

Helena , donuk bakışlarını akıl hocasına çevirdi .

"Kaç tane var ? "

Malia sıkıntılı bir sesle cevap verdi .

"Dokuz ."

Her bir krallık için bir tane diye düşündü .

Dokuz tane canavarla aynı ülkede
yaşıyordu . Üstelik bu ülkeyi korumak canı pahasına savunmak onun göreviydi. Canavarların olduğundan haberdardı . Sadece babasının kontrol edebileceği canavarların ... Olduğundan ancak tahta geçmedi diye tehdit oluşturabileceğini kimse ona söylememişti .

Kendine gelmeliydi , kriz yönetimini yapmalıydı. İyi bir kraliçe ne yapmalıysa o da onu yapmalıydı.
Norah'a baktı . Yaraları ölümcül derecede değildi , nice savaşlar geçirmişti bundan daha kötü yaralarla .

"Norah , yanına Lincoln'u da al . En iyi orduları bunun için görevlendiriyorum . Gidip canavarları yatıştırın . Bende bu arada evliliği öne alacağım . "

Malia , Helena'nın yanına doğru yürüyüp nazikçe kolunu tuttu .

"Yarın evlenmem gerekiyor Helena . Taç giyme töreninde dokuz canavarın ininde olmalı . Kraliçelerini ilk onlar selamlamalı. "

Madeline kızına olan düşkünlüğünü hep kıskanırdı Malia'nın . Akıl hocasıysa yerini bilmeliydi , annesi gibi davranmasına gerek yoktu . İyi bir anne olmadığını biliyordu . O sadece oğluna iyi bir anne olmuştu ve o öldükten sonrada sonsuza kadar annelik görevini bırakmış kendi inine çekilmişti.

John , onun kalbindeki yaranın adı buydu .
İyi bir anne değildi ancak yok sayılmayı da hak etmiyordu. Hiçbir anne hak etmezdi .

"Ya onu değilde Trion'u benimserlerse?"

Madeline kendini hatırlatmıştı , Helena'nın ona olan bakışları bunu kanıtlıyordu .
Malia bir zamanlar kraliçesi olan bu kadına baktı . Ne yapmaya çalıştığını elbette biliyordu ancak başarılı olamayacağını da biliyordu . Çünkü Helena'yı kendi çıkarları için sevmiyordu . Ona duyduğu sevgi gerçekti , bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi kadar gerçek ...

Kendinden emin çıkan sesiyle

"Böyle birşey mümkün değil çünkü kralımız varisini korumak için böyle birsey yapma ihtiyacı hissetti . Canavarlar sadece kraliçemize bağlı kalacak ve onun emrine itaat edecektir . Aksi mümkün değil ."

Helena kibirle baktı . Annesi hatta buradaki kimse inanmayabilirdi ancak o tahtına oturmasına çok az kalmış vadedilen varisti . Bunu hiçbir güç bozamazdı.

Kayıp Taç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin