Kırk Yedinci Bölüm:Kanlı Gözyaşları

19 2 0
                                    

Bazı anlar vardı ki yıllarını verirdin tek bir saniyesi için. Vuslat mı son yoksa daha da büyük bir azap mı ayırt etmezdin çünkü önemli olan onca acıya rağmen o tek bir saniyeydi. Önceleri aptalca bulurdum bunu. Kimseye bu kadar değer vermemeliydi insan. Sonunda hayal kırıklığı denizinde boğulacağını bile bile neden çabalardın ki ?

Şimdi o durumda olan bendim. Beş koca yılım kaybettiğimi bulmakla geçti.

Kimsesi olmayan bir kızın herşeyi olan başka bir kızı delicesine aramasıydı.

Karşımdaydı.

Üzerinde pahalı bir elbise ,yüzünde soft bir makyaj vardı. Kilo almıştı ,boyu uzamış hatları yerine oturmuştu.

Beklediğim gibi değildi.

Onu bu kadar iyi görmeyi beklemiyordum. Benim gibi çırpınıp durmaması elbette çok iyiydi ama o çırpınmalar sayesinde şuan buradaydım. Çektiğim acı kadar vardım bu dünyada.

Acı bana kimliğimi , amacımı fısıldadı geceler boyu.

Neden bu yola çıktığımı dillendirip durdu.

O iyiydi.

Onun iyi olması için canımı bile verirdim ama ya o çadırda duyduğum gibi olursa?

Bedeni buradayken ruhu çoktan karşı tarafa geçmişse?

Onu suclayabilir miydim?

Beş koca sene tek başına hayatta kalan temel avlanma becerilerinden bile uzak olan Aganta'nın yetim kızlarından biri hayatta kalmıştı.

Mucize.

Aklıma gelen tek kelime buydu.

Ne olursa olsun yanında olurdum.

O benim minik faremdi.

O benim herşeyimdi.

Bana bakışlarında ki soğukluk kalbimi acıtsa da zaman dedim.

Uzun zaman olmuştu.

Onun da dediği gibi.

Bana doğru yönelirken yüzündeki ifade milim oynamadı. Tam karşımda durduğunda aramızda bir adımlık mesafe olsa bile ruhlarımız arasında zamanın ördüğü duvarlar vardı.

"Sarah..."

Titreyen sesimde özlem vardı. Ona duyduğum özlem karşısında tüm bedenim gibi sesimde titriyordu.

"Neden geldin?"

Soğukca sorduğu soru ile afallasam da belli etmemeye çalıştım.

"Beş koca seni oldu görmeyeli. İçimde tarifi imkansız bir özlem var."

Ona doğru adım atacakken tekrar sordu.

"Neden geldin?"

Soğuk yüz ifadesine bu kez kendimi gizlemeyerek baktım.

Yüzümdeki afallamayi net olarak gördü ama ifadesi değişmedi.

"Beş koca yıl sonra ilk soracağın şey bu mu? "

Gözyaşlarım onu görmenin verdiği karışık duygularla akıyordu.

"Beş yıl. Beş koca yıl. Evet ,soracağım şey bu. Beş sene sonra neden geldin ki? Sana ihtiyacım kalmadığı bir anda ,kendi gücümü bulmuşken neden?"

Bana kızgındı.

Onu bıraktığım için bende kendi kendime kızgındım ama başka yolu yoktu. Geçen zaman içinde aldığım yaralar ,çektiğim acılar ve yüzleştiğim gerçekler bunun en büyük göstergesiydi.

Kayıp Taç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin