Kırk Altıncı Bölüm:Kalp Ağrısı

16 3 2
                                    

Çalma Listemiz🤍

https://open.spotify.com/playlist/13lVNhF2sDNs93aUnPCdSX?si=BCn-OlHORt2dQ3iTFPl6jw

Büyük adımlarla geldikleri siyah ,demir kapının önünde yaklaşık on dakikadır bekliyorlardı. Hepsinin içinde korkuyla karışık endişe vardı çünkü bir bilinmezlik dört bir yanı sarmıştı. Yolculuklar böyleydi zaten. Her yol yeni bir hayata açılırdı.

Helena'nın üzerindeki siyah hayvan derisinden yapılan kürkle önündeki genç olma yolunda adım adım ilerleyen çocuğa baktığını gören Lincoln derin bir nefes aldı. Angel ,kendisi ve Trion'un akıl hocası olan basit ama zeki bir cüce dışında kimse yoktu. Bu çocuğun gideceklerini nereden öğrendikleri ise bir muammaydı.

Genç çocuk Helena onu evlat edindiğinde sekiz yaşındaydı. Aradan geçen zaman herkes gibi onu da değiştirmişti. On üç yaşındaydı. Kahverengi saçları gürdü.

"Bende geleceğim. Ne olursa olsun seni yanlız bırakmamı isteme benden. Sen benim annemsin!"

Helena karşındaki çocuğun gözlerindeki sevgiye baktı uzun uzun. Bu sevgi dünyadaki tüm sevgilerden yüceydi.

Elini siyah,kadife eldiveninden çıkarıp çocuğun kahverengi gür saçlarına daldırdı.

"Burada kalman gerektiğini söyledim sana. Raya burada,tek başına kalırken nasıl olurda onu yalnız bırakmayı zihninden geçirirsin? "

Simon inatla baktı gümüş saçların açıkta bıraktığı çehreye.

"Ben senin oğlunum. Senin yanında olmak benim hakkım."

Helena çocuğun saçlarını şefkatle okşarken bu şefkate ters bir şekilde konuştu.

"Benim sana ihtiyacım yok ama Raya'nın abisine ihtiyacı var. Ben gelene dek kardeşine göz kulak ol. "

Gözlerini karşıdaki bir noktaya dikip seslendi.

"Nina!"

Yıllar sonra yollarının karşılaştığı kız kardeşi karanlıkta parlayan bir ateş gibi ortaya çıktı.

Ablasının önüne dek gelip saygı ile eğildi.

"Simon'u Raya'nın odasına götür ve ben gelene dek onlara göz kulak olmanı istiyorum. Bana olan sadakatin gerçekse eğer bunu göstermek için sana bir fırsat veriyorum. "

Nina dikkatle dinledikten sonra başını salladı hafifçe.

"İstediklerini yaparım elbette ancak sen iki canı vücudunda taşırken nasıl olurda gidersin? "

Helena dikkatle cevap verdi. Cevap verirken eli büyümüş karnındaydı.

"Tek başıma değilim."

Lincoln elini kılıcının kabzasına koymuş koruma iç güdüsü ile öne çıkmıştı.

"Yeterli olmayacaktır. Kral Aegon'a haber vermeliyiz."

Helena sertçe baktı kardeşine.

"Ülke başı boş kalsın istiyorsan durma haber ver. "

Yaklaşan adım sesleri ile Helena içi boş karanlığa dikti gözlerini.

Aegon önde onlarca asker arkasında genç kadına doğru yaklaşıyorlardı.

Helena öfke ile gözlerini kardeşine dikti. Onun başından çıkmıştı elbette.
Aegon önüne gelip gözlerini Helena'ya dikip Nina'ya doğru konuştu.

"Simon'u da alıp çekilebilirsin."

Nina kolundan tuttuğu çocuk ile karanlığa karıştığında Helena Aegon'a doğru yaklaşıp aradaki mesafeyi iyice yok denecek seviyeye getirdi.

Kayıp Taç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin