Öz ailem mi

Akraba

Bugün akrabalarımız gelecekti. Ben çok gerilmiştim. Ne yapmam gerekiyor bilmiyordum. Severler miydi beni? Erza diye bir çocuk varmış, evlatlıkmış. Asla bunu yüzüne söylemezdim. Çok stres olmuştum. Üstüme sanki cenaze varmış gibi siyah elbise ve siyah topuklu ayakkabı giymiştim. Aşağıya indiğimde annem üstünü değiştir dedi. Yukarı çıktığımda beyaz etek mavi büstiyer ve mavi blazer ceket giymiştim. Bu takımın her rengi vardı bende. Aşağıya indiğimde annem böyle daha güzel olduğumu söyledi. Kapı çalıyordu. Heyecanım gitgide artıyor, ne yapacağımı bilemiyorum. Amcalarım kendini tanıttıktan sonra çocuklarına geldi sıra. Yiğit abiyi görünce şaşırdım ve koşarak sarıldım. Saçımdan öptüğünde herkes bize baktı. Psikoloğa gittiğimi söyledim. Erzaya geldi sıra. Ona bakınca kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Yemek yerken sohbet etmeye başladık. Sürekli gülümseyip birisiyle konuşuyordu. Taha abi noldu dercesine baktığımda bir şey yok dedim. Moralim bozulmuştu. Umarım sevgilisi yoktu. İçeriye telefon görüşmesi yapmak için gittiğinde merak etmiştim. Döndüğünde sevgilimin yanına gitmem lazı, acil bir şeymiş dedi. Bana dönüp tanıştığımıza memnun oldum dediğinde bende dercesine gülümsedim. Sohbet ettik, film izledik. Kuzenler olarak bahçede oturduk birbirimizi tanımak için sorular sorduk. Güzeldik, beklediğimin aksine iyi anlaşıyorduk. Halam sevmemişti beni, belliydi her hareketinden. Neyse umrumda da değil açıkçası. Peri diyor sürekli. Birazdan Peri kusacaktım. Halamla arada laf dalaşına girsem de babannem beni susturuyordu. Kızına laf söyletmiyordu. En sinir olduğum şeydi.

Orada uyumuşum. Uyandığımda odamdaydım. Saate baktığımda 03.42 olduğunu gördüm. Film izlemek ve şarkı dinlemek arasında kalmıştım. En son uyumaya karar verdim ve kafamı tekrar yastığa gömdüm. Sabah uyandığımda okul için hazırlanacakken saatin 11.23 olduğunu gördüm. Aşağıya indiğimde bir not vardı. Hasta olduğum için uyandırmadıklarını yazmışlar. Kahvaltı etmek için salona gittiğimde 2 tane çalışan gördüm. Birisi Nurten abla, diğeri kızı Dilekmiş. Acıktığım için kahvaltıyı hazırladılar. Dilek önüme reçel koymuştu. Canım çok istediği için reçeli ekmeğe sürdüm ama Nurten abla uyardı. 'Neşem hanım o çilek reçeli eğer alerjiniz varsa incir ve vişne reçeli var' diyerek önüme reçelleri koydu. Ben de ekmeği bırakarak vişne reçeline yöneldim. Tıkabasa doymuştum ve içeriye , salona, gidip televizyonu açtım. Kanal kanal gezerken Yabani dizisini gördüm. Başladım seyretmeye. Birden kapı çaldı. Salona Erza ve Yiğit abi girdi. Sohbet ettik, dizi izledik derken sürekli Erza ile göz göze geliyordum. Yiğit abi özel bir şey konuşacağını söyleyerek beni mutfağa götürdü.

Yiğit abi: Neşem bir şey soracağım ve doğruyu söyle. Biliyorsun ki gözümden bir şey kaçmaz, yalan söylersen anlarım.
Yiğit abiyi onayladığımda tekrar konuşmaya başladı.
Yiğit abi: Sen Erzadan hoşlanıyor musun?
Neşem: (gözlerini kaçırarak) bilmiyorum, sevgilisi olduğunu biliyorum, kuzen olduğumuzu biliyorum ama onu görünce heyecanlanıyorum, mutlu oluyorum. Dediğimde gülümsedi
Yiğit abi: Sevgilisi gelip geçici ama şunu hatırlayayım siz üvey kuzensiniz. Bu aranızda bir şey olmayacağı anlamına gelmez ama yine de ümitlenmemekte fayda var. Sen dikkat et kendine gerisi önemli değil, dediğinde gülümsedim.

İçeri geçtiğimizde gittiler. Bende odama çıkıp hazırlandım. Siyah  şort etek kırmızı tshirt siyah ayakkabı giyerek dışarı çıktım. Avm de gezdim dolaştım sonra eve geldiğimde ailecek akşam yemeği yedik ve uyumaya çıktım. Günlük cilt bakımımı yaptım, pijamalarımı giyip uyudum.