Daddy || TaeKook

'Twelve

İyi okumalar...💫

Taehyung dalıp giden jungkook'a bakarak onunda saçlarına öpücük bırakarak, "Tanrıya şükürler olsun... Jungkook sen oğlumdan sonra beni aydınlatan ikinci kişisin..."

Jungkook, Taehyung'un dediği şey ile zorla yutkunarak dolan gözlerini yerden çekerek Taehyung'un koyu gözlerine çevirdi. Sevdiği adamın gözlerine bakarak kahverengilerine gömülmek istedi. Taehyung, Jungkook'un dolan gözlerini fark edince kucağındaki oğluyla eğilerek dolan gözlerine öpücük bırakmıştı.

Jungkook ilk defa birisine bu kadar ilgi ve sevgi duymuştu. Taehyung'u gerçekten çok seviyordu. Siyah dalgalı saçlarını, oğluna bakarken parlayan koyu kahve gözlerini, kırmızı dolgun dudaklarının tadını... Sadece dış görünüş olarak değil. Jungkook, Taehyung'un kalbini seviyordu. Jungkook'un bakışları Taehyung'un kucağında etrafa şaşkınca bakan Eunbin'e kaydı. Jungkook, Eunbin'i kendi oğlu gibi sevmiş, kabullenmişti. Her zaman oğluyla olmak istiyordu. Tanrıdan tek dileği oğlu ve sevdiği adamdan hiç ayrılmamaktı.

Jungkook'un gözünden düşen bir damla ile Taehyung baş parmağı ile düşen damlayı sildi. Taehyung, Jungkook'un ensesinden tutarak kafasını boynuna gömdü. Taehyung, Jungkook'un şuan ağladığı için şişen kırmızı dudaklarına saldırmak istesede en olan tek bir şey vardı, biricik oğlu Eunbin.

Jungkook geri çekilerek eliyle gözünün önüne düşen saçlarını düzeltti. Taehyung ortamdaki hüzünü kaldırmak istercesine, "Hadi pikniğe gidelim!" dedi gülerek. Taehyung oğlu ve Jungkook'un tepkisini beklerken gözleri oğlu ve Jungkook'un üstünde gezdi.

Eunbin gülerek babasını onaylayınca Taehyung, Jungkook'a döndü. Jungkook oğlunun bu kadar heycanlanmasına gülerek kafasını yukarı aşağı salladı.

"Gidelim."

-

"Taehyung burası çok güzel!"

Jungkook hayranlıkla etrafa bakıyorken, gözlerini kapatarak deniz kokusunu ciğerlerine gömmek ister gibi içine çekti. Taehyung yere piknik sepetini bırakarak arkadan Jungkook'un ince beline ellerini sardı ve kendisine doğru çekti. Jungkook gözlerini açarak kendisine gülerek bakan Taehyung'a döndü.

Taehyung, Jungkook'un saçlarına öpücük bıraktı, "Beğeneceğini biliyordum, güzelim. Buraya beni getiren ilk Namjoon Hyungtu. Lisede hep okuldan kaçıp buraya gelip gizli gizli sigara içerdik" dedi.

"Namjoon Hyung?"

Jungkook ilk defa duyduğu isim ile şaşkınca Taehyung'a baktı. Taehyung, Jungkook'un dudaklarına öpücük bırakarak, "O benim Hyungum. Liseden beri hep benimle çalışıyor. Belki bir gün seni de tanıştırırım" dedi.

Jungkook onu onaylayarak yanlarına oturup elindeki lolipopu yemeğe çalışan oğluna baktı. Eunbin yeni çıkan alt dişleri ile şekeri ısırmaya çalışıyor. Ağzından çıkartıp çatık kaşlarıyla şekere bakıyordu.

Jungkook onun çatık kaşlarına gülerek oğlunun burnuna öpücük bıraktı. Eunbin çatık kaşları ile aynı Taehyung'a benziyordu. Taehyung da gülerek oğlunu kucağına alarak yanaklarını hafifçe ısırarak öptü.

Eunbin yanağında hissettiği dişler ile yüzünü buruşturup ağlamaya başladı. Ellerini kaldırıp Jungkook'un kucağına gitmek istediğini belirterek öne doğru atıldı. Jungkook ağlayan oğlunu kucağına alarak sahte bir sinirle Taehyung'a kızmaya başladı.

"Taehyung! Oğlumu neden ısırıyorsun? Bak ağlıyor işte!"

Taehyung daha da gülerek oğlunun gönlünü almak için oğlunun saçlarını öpeceği sırada Eunbin kendini geri çekerek kafasını Jungkook'un boynuna gömdü. Jungkook gülerek şaşkınca bakan Taehyung'a baktı.

"Ne yani ben şimdi oğlundan trip mi yiyorum?"

-

Jungkook kucağında uyuyan oğlunu arabadan inen Taehyung'a uzatarak kendisi de arabadan inerek kapısını kapattı. Bagajdan piknik sepetini alacağı sırada Taehyung onu durdurarak, "Jimin alır şimdi onu hadi içeri girelim saat geç oldu, güzelim" dedi.

Jungkook onu onaylanarak eve doğru adımlamaya başladı. Büyük kapının önünde durduklarında Jungkook zile basarak kapının açılmasını bekledi. Kapı hizmetli Jimin tarafından açılarak içeriye buyur edilmişti.

Taehyung Jimin'e dönerek, "Jimin bagajdaki sepeti al." diye emir ederek merdivenlere doğru ilerledi. "Ben Eunbin'i odasına bırakırım, Jungkook." Jungkook, Taehyung'u onaylar mırıltılar bırakarak yanında bekleyen Jimin'e iyi geceler diliyerek merdivenlerden çıkarak odasına girdi.

Bugün çok güzel bir gün geçirmesinin yanında çok yorulmuştu. Bı an önce duş alıp sıcak yatağına kavuşmak istiyordu. Odasına gelerek kapıyı kapatarak direk odasındaki banyoya girdi. Kazağın eteklerinden tutarak üstünden çıkartarak kirli sepetine attı. Pantolonu ve iç çamaşırından da kurtuldu. Suyu ayarlayarak duşa kabine girdi.

Saçlarını ıslatarak raftaki vanilya aromalı şampuanına uzandı. Şampuanı eline dökerek saçları ile buluşturdu. İyi köpükledikten sonra durulayarak tekrardan köpükledi. Saçında ki köpüklerden kurtularak, duş jeline uzandı. Duş jelini lifine dökerek köpürterek vücudunu yıkamaya başladı...

Belindeki havlu ile buhar dolan banyodan çıkarak odasına geri dönen Jungkook şaşkınca yatağının üstünde uzanarak yarım ağzı gülerek vücudunu izleyen Taehyung'a utançla baktı.

"Burada ne işin var, Taehyung?"

Taehyung yattığı yerden kalkarak Jungkook'a doğru yürüyerek sırtını soğuk duvara yasladı. Jungkook hissettiği soğukluk ile ağızdan küçük bir ses çıkmıştı.

"Burada ne mi işim var?" diye sordu Taehyung. "Sevgilim ile uyumak istemek en doğal hakkım, Jeon"dedi.

Sevgilim...

Jungkook hissettiği sevilme hissi ile kızaran yanaklarını es geçerek gülümsedi. "Tabi ki de en doğal hakkın, sevgilim" dedi.

Taehyung, Jungkook'un çıplak vücudunu eş geçerek onu kucağına alarak yatağa doğru ilerledi.

"Hey! İlk önce kıyafetlerimi giyinmem lazım, Taehyung!"

Taehyung gülerek Jungkook'u duymamazlıktan gelerek kucağındaki bedeni yatağa bırakarak kendisini de yanına bıraktı. Beyaz çarşafı üstlerine çekerek Jungkook'un ince beline kollarını sararak burnunu ıslak vanilya kokan saçlarına gömdü.

'Uykuda
Sarıldık birbirimize
Düşlerimiz karıştı...'

•
•
•
•
•
•
Selaam!

Nasılsınız?

Umarım bölüm hoşunuza gider. Hâlâ hangi shipi ekleyeceğime karar veremedim. O yüzden bu bölüm ship ekliyemedim.

Yazım yanlışı varsa affola:)

Kendinize iyi bakın! Görüşüürrüzz!

🙋🏻‍♀️