'Thirty One

1.7K 155 53
                                    

İyi okumalar!

"Eunbin uyandı mı?"

Jungsan kafasını ağır ağır sallayarak, "Az önce Jimin ile konuştum, uyanmış" dedi.

Jungkook dün geceden beri ağlamaktan kızaran gözleri ile sedyede uyuyan sevgilisine baktı. Alt dudağı titremeye başlayınca dişlerinin arasına alarak acımasızca çekiştirdi. Gözlerini kapatarak derin nefes aldı. Daha sonra alt dudağını serbest bırakarak, "Lütfen uyan artık, sevgilim" dedi titreyen sesiyle.

Jungsan bir elini Jungkook'un omzuna koyarak hafifçe sıktı.

"Kantinden su almamı ister misin, hyung?"

Jungkook omzunun arkasından Jungsan'a bakarak hafifçe onaylar şekilde kafasını salladı. Jungsan hızla odadan çıktıktan sonra Jungkook bakışlarını Taehyung'un yüzünde gezdirdi. Yüzük çok solgun gözüküyordu. Onu böyle görünce aklına Jungsan'nın hasta olduğu günler geldi. Göz yaşları her zaman ki yerini bulmuş ve yanaklarından süzülmeye başlamıştı. Oturduğu kırmızı deri koltukta biraz hareketlenerek, Taehyung'un ince ellerine uzandı ve sıkıca kavradı.

"Sana söz veriyorum eğer uyanırsan hayatımızı kimsenin mahvetmesine izin vermeyeceğim. Bana parlayarak bakan gözlerini özledim, sevgilim. Oğlumuz da seni çok özledi. Dün gece hiç uyumamış," boğazından kaçan hıçkırık ile konuşması yarı da kalmıştı.

O sırada beyaz hastane odasının kapısı açılarak içeriye doktor ve hemşire girdi. Doktor baş selamı vererek kontrol için geldiğini belirtti. Jungkook da hafifçe selam vererek, iki eliyle kavradığı Taehyung'un elini serbest bırakarak boynuna doğru süzülen göz yaşlarını elinin tersiyle sildi.

Doktor hemşireye bir şeyler söylüyor, hemşire kız da elindeki kağıtlara notlar alıyordu.

"Ne zaman uyanır?"

Doktor duyduğu çaresiz ses ile acıyan bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Yüzüne samimi olduğunu düşündüğü bir gülümseme yerleştirerek, "Durumu gayet iyi tahminimce yarın uyanır. Endişelenmeyin" dedi.

Jungkook yüzündeki buruk gülümseme kafasını salladı. O sırada hastane kapısı tekrar açılarak içeriye Jungsan ve Yoongi girdi. Doktor Taehyung'un durumundan onlara da kısaca bahsederken, Jungsan koyu kahverengi gözleri ile hemşire kızı süzüyodu. Doktor konuşmasına son vererek hemşire ile beraber geçmiş olsun dileklerini dileyerek odadan ayrıldılar.

Yoongi elinde tuttuğu suyu Jungkook'a uzattı. Jungkook hafifçe gülümseyerek, "Teşekkür ederim" diye mırıldandı.

Ortamda oluşan yaklaşık 10 dakikalık sessizliği Yoongi'nin sesi ile son buldu.

"Endişelenme. Taehyung çok güçlüdür. Sadece fiziksel olarak değil ruhen de çok güçlüdür. Onca yaşadıkları," yüzünü acıyla buruşturarak, "Ahh canım kardeşim" diye mırıldandı.

Jungkook her şeyi detaylıca öğrenmişti. Taekook'un annesinin doğum günü akşamında geldiğinde her şeyi Taehyung'un ağzından öğrenmişti.

Taehyung 10 yaşındayken başlamıştı çilesi. 10 yaşında babasından psikolojik şiddet görmeye başlamıştı. 11 yaşında babası fiziksel şiddete geçmişti ama bu şiddeti sadece kendisine değil annesine de uyguluyordu. 13 yaşında hayatının en büyük kabusunu yaşadı. Babası okul çıkışı kolundan tutarak büyük bir yalıya getirmişti. Yalının kapısı siyah giyimli siyahi adamlar tarafından açılmıştı. Babası kolundan tutarak içeriye doğru sürüklediği de küçük Taehyung hiç bir şeyin farkında değildi. Büyük bir salona girdiklerinde yaklaşık 40 yaşlarında olan bu adam gülümseyerek babasının kolunun altında ezilen küçük Taehyung'a bakıyordu. Adam yüzündeki gülümsemesi ile Taehyung'a yaklaşması için işaret verdi. Taehyung geriye doğru kaçmak için adım atacağı sırada babası sırtından sertçe iterek adamın önüne düşmesini sağladı. Taehyung küçük bedeni ile ilk defa o gece tuvalet olmuştu. Bu ilk ve son değildi. 17 yaşına kadar bu işkence devam etmişti. 17 yaşına kadar sadece bu adamın tuvaleti olmamıştı. Kimi zaman barların arka odalarında, kimi zaman da yalının önünden siyah Mercedes ile alınıyordu Taehyung. 18 yaşında yine bir eve gittiğinde evdeki adamı öldürerek evden kaçmayı başarmıştı. Üstü başı dağınıktı. O gece sokaklar ona ev sahipliği yaptı. 19 yaşında her ne kadar insanlardan korkuyor olsa da sosyal hayata atılmaya çalıştı. Kendi şirketini kurdu. Birbirlerinden başarılı iş arkadaşları oldu. Lisedeki arkadaşları ile görüşmeye başladı. Evlendi. Baba oldu. Sevdiğini elinden aldılar. Yeniden birini sevdi. Bu onu yeniden canlandırdı. Hayatta hiç sevmediği kadar iki canı sevdi. Canından çok sevdiği oğlu Kim Eunbin ve biricik sevdiği Jeon Jungkook...

-

"İyi misin, sevgilim? Bir yerin ağrıyor mu? Aç mısın? Su ister misin?"

Taehyung başını basan ağrı ile hafifçe yüzünü buruşturarak, inledi. Kuruyuna dudaklarını dili ile ıslatarak, "İyiyim ben Jungkook. Endişelenme, güzelim" dedi.

"Tanrı aşkına nasıl endişelenmem! 2 gündür baygın yatıyorsun Taehyung!"

Taehyung kuruyan elleri ile Jungkook'un yüzüne çıkardı. Elinin altındaki pürüzsüz tenini okşayarak, "Artık seninleyim" diyebildi.

Jungkook tekrar gözleri dolmaya başlayınca, "Çok korktum Taehyung. Seni öyle yerde baygın görünce çok korktum. Solgun yüzünü seyrederken çok korktum, sevgilim" dedi ağlamaya başlayınca.

Taehyung hafifçe gülümseyerek kollarını iki yana açtı.

"Ahh kıyamam! Benim sevgilim benim için çok mu endişelenmiş."

Jungkook, Taehyung'un boynuna sıkıca sarıldı. İkili biraz daha sarıldıktan sonra Taehyung, "Çok mu korktun?" diye sordu.

Jungkook yüzünü gömdüğü yerden hafifçe kaldırarak, "Tabi ki de korktum!" dedi.

Taehyung kıkırdayarak Jungkook'u kendine daha da bastırdı ve kulağına doğru fısıldadı, "Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum, sevgilim."

-

"Eunbin babacığım hoşgeldin!"

Taehyung kollarını iki yana açarak Namjoon, Jin ve Jimin ile beraber gelen oğlunu kucağına aldı. Burnuyla siyah saçlarını karıştırarak, kokusunu ciğerlerine hapsetmek istercesine derin nefes aldı. Daha sonra kucağında mutluluk çığlıkları atan oğlunun dolgun yanaklarına öpücükler bıraktı.

Jungkook da o sırada yüzündeki kocaman gülümseme ile sevdiği adamı ve oğlunu izliyordu. İçinden Tanrı'ya binlerce şükürler ediyordu. Jin yanına gelerek bir kolunu omzuna atarak saçlarını karıştırdı.

"2 günde çirkin tavşana dönmüşsün."

Jungkook kaşlarını çatarak, "Ya hyung! Öyle deme" diye sitem etti.

O sırada beyaz hastane odasının kapısı açılarak içeriye sigara içmek için terasa çıkan Namjoon ve Yoongi girdiler. İkisinin yüzünde şaşkınlık ifadeleri ile aynı anda fısıldadılar.

"Bay Kim... Ölmüş."

Jungkook'un büyük gözlerini direkt Taehyung'a döndü. Ne tepki verecekti merak ediyordu.

Taehyung ifadesiz suratı ile ilk önce odaya girenlere bir süre bakmış daha sonra yüzüne hafifçe yerleştirdiği gülümseme ile oğluna geri dönerek yanaklarına öpücükler kondurmaya devam etti...






Hello everyone!

Nasılsınız?

Bir sonraki bölüm final yapabilirim veya bir bölüm daha yayımlar daha sonra da final yapabilirim.

Bu arada bir şey fark ettim. Bazı bölümlerin okuması daha yüksek oluyor bazı bölümlerin ise daha düşük oluyor. Lütfen yeni bölüm yayınlandığımda diğer bölümü okuduğunuzdan emin olun.

Okuduğunuz için teşekkür ederim! Umarım beğenmişsinizdir:))

Kendinize iyi bakın!!!


Daddy || TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin