'Twenty Nine

2.1K 162 81
                                    

Selam!

Taehyung ince ellerini daha da sıkmaya başladı. Yüzü ve kulakları sinirden kızarmıştı. Boynundaki damar kabarınca, sıktığı dişlerinin arasından, "Git buradan" diye tısladı.

Yoongi oturduğu yerden kalkarak bayan Kim'in kolunu hafifçe tutarak, "Bayan Kim şuan Taehyung iyi değil, sonra gelirsiniz" dedi.

Bayan Kim kolunu sertçe çekerek, "Sen kim oluyorsun da karışıyorsun?! Oğlumla bizim aramıza girmeyin!" diye bağırdı elindeki çantasını sallayarak.

Taehyung gözlerini kapatıp açarak, "Ben senin oğlun değilim!" dedi sonra doğru yükselen sesi ile.

Jungkook daha fazla dayanamadan hâlâ ağrıyan ayağının üstüne basmamaya dikkat ederek ayağa kalktı.

"Taehyung, sakin ol."

Taehyung derin nefes alarak elini tutan küçük yumuşak ellere daha sonra da Jungkook'un kocaman açtığı gözlerine baktı. Zorla gülümseyerek kafasını salladı, "Tamam, bebeğim. Sen otur" dedi kalın çıkan sesiyle. Daha sonra Jungkook'un beline kolunu sararak yavaşça hamağa tekrar oturttu. Tekrar karşısındaki yüzünde ki gıcık gülümsemesi ile kendisine bakan kadına döndü,

"Ne istiyorsun?" dedi sakın olmaya çalışarak.

Kadın hafifçe gülerek, "Dedim ya torunumun doğum gününe geldim diye. Tabi siz akıl edip beni çağırmamışsınız orası ayrı bir konu" dedi daha sonra bahçe kapısının önünde dikilen siyah giyimli adama seslenerek, "Alex! Torunumun hediyeleri getir" dedi.

Alex elinde tuttuğu özenle paketlenmiş hediyeleri bayan Kim'e verdi. Bayan Kim yüzündeki gülümsemeyi silmeden renkli çitlerin içinde oyuncakları ile oynayan Eunbin'nin yanına giderek yere çöktü. Renkli paketteki hediyeleri yanına koydu.

"Doğum günün kutlu olsun, biricik torunum."

Taehyung daha da köpürerek büyük ve hızlı adımlar ile bayan Kim'in yanına giderken arkasından sakin olması için bağıranları duymuyordu. Bayan Kim'in kolundan tutup onu geriye doğru itti.

"O senin torunun değil! Defol git bu evden!"

Bayan Kim geri doğu sarsıldığın da Alex hemen kolundan tutarak denge de durmasını sağladı. Bayan Kim bozuntuya vermeden,

"Onca şeye rağmen sana hiç terbiye verememişim oğlum," boğazını hafifçe temizleyerek gözlerinin önüne düşen saçlarını elinin tersi ile geriye doğru iterek, "Buraya seninle tartışmaya gelmedim, Taehyung" dedi.

"Neden geldin o zaman?!"

"Baban hakkında konuşmaya geldim."

Taehyung babasını duyunca sıktığı elleri titremeye başladı. Nefes alışları hızlanmaya başladı. Dolmaya başlayan gözlerini kırptı.

Namjoon Taehyung'un yanına hızla gelerek, "Sakın ol. Hatta gel seni odana çıkartalım" dedi.

Yoongi ise sabırla bayan Kim'in önünde durarak onu dışarıya çıkarmaya çalışıyordu. Ama bayan Kim inatla olduğu yerden kıpırdamıyordu.

Taehyung hiç kimseyi duymuyordu. Titreyen sesi ile, "O şerefsiz hakkında konuşacak hiç bir şey yok" dedi.

Jungkook oturduğu yerden kalkamadığı için kendine küfür ederek Taehyung'a seslendi hafifçe, "Taehyung?"

Taehyung onu duymamıştı sadece karşında ki kadına odaklanmıştı.

"Baban hakkında böyle söyleme Taehyung. O senin en nihayetinde baban."

Taehyung titreyen ellerini yok sayarak bütün evi inletecek şekil de bağırdı, "Babam öyle mi?! Babam! O senin "baba" diye adlandırdığın adam beni başka birileri ile ilişkiye girmeme zorladı! Ben herkesin tuvaleti oldum! Anlıyor musun?! Ben herkesin tuvaleti oldum! Peki sen ne yaptın! Herşeye göz yumdun "o senin baban" diye beni avutup durdun! Şimdi gelip de bana onun hakkında konuşmamız gerektiğini söyleme!" sonunda gözlerindeki yaşlar yanaklarına boşaldı.

Jungkook duydukları karşındaki gözleri dolmaya başlamıştı. Hızla oturduğu yerden kalktı. Jimin yanına gelerek kollarından tuttu.

"Hadi biz odaya çıkalım, Kook."

"Hayır, Taehyung'un yanına gideceğim."

Jimin arkadaşına destek olarak kendilerinden biraz uzakta tartışan Taehyung'un yanına gitti. Yumuşak elleri ile Taehyung'un elini tutarak, "Hadi odamıza gidelim" dedi. Taehyung derin nefes alarak yüzündeki yasak duyguları saklamak için kafasını aşağı eğerek salladı. Jungkook'a doğru dönerek beline sardığı kolları ile içeriye doğru adımlayacakları sırada bayan Kim'in sözü ile iki beden de olduğu yerde kaldı.

"Demek yere göğe sığdıramadığın Jungkook bu. Bakalım o da seni bir gün terk edince ne yapacaksın."

Taehyung sinirle arkasını döneceği sırada Jungkook onu durmuştu, "Boş ver onun söylediklerini ben seni hiç terk etmeyeceğim. Hadi şimdi odamıza çıkalım" dedi sakinleştirmeye çalışarak. Taehyung dudaklarını birbirine bastırarak içeriye girecekleri sırada Jungkook durarak Jimin'e seslendi. Jimin hızla yanına gelince,

"Hyung, Eunbin'i odasına götürüp uyutur musun?" diye sordu.

Jimin hafifçe gülümseyerek, "Tamam ben uyuturum. Siz odanıza çıkın" dedi.

-

Odaya çıktıklarında Taehyung ile Jungkook yatağa girerek uyuyacaklardı. Ancak Jungkook bu kararlarından geri dönerek uyuyamadı. Aşağı da annesinin söyledikleri Taehyung'un titreyen sesi aklına gelince gözleri doluyordu.

Taehyung'un sıcak nefesleri ensesine çarpıyordu. İnce beline sarılan ellerle zorla arkasını dönerek Taehyung'un ıslak kirpiklerini izledi. Daha sonra bir elini kaldırarak yanağından düşecek olan yaşı eli ile sildi. Sonra dalgalı saçlarını okşamaya başladı.

"Neler yaşadın sen, benim masum sevgilim?"

Taehyung'un kırmızı dudaklarına baktıktan sonra dudaklarına yapışmış usulca alt dudağını emmeye başladı. Daha sonra üst dudağında hissettiği baskı ile Taehyung'un uyandığını anladı. Hafifçe geri çekileceği sırada Taehyung dudaklarını daha da sarınca geri çekilmedi.

İkili nefes almak için geriye çekildiğinde Taehyung tekrardan dolmaya başlayan gözleri ile Jungkook'dan gözlerini kaçırdı. Jungkook fark edince dudaklarına kocaman bir öpücük bırakarak geri çekildi.

"Ağlama, sevgilim."

Taehyung tam tersini yaparak yaşlar gözlerinden boşalmaya başladı.

Jungkook titreyen elleri ile Taehyung'un göz yaşlarını silerek, "Erkekler ağlamaz, sevgilim" dedi.

Taehyung yüzünü saklamak için kafasını aşağı eğdiğin de Jungkook'un da gözleri dolmaya başladı, "Ağla sevgilim. Biz de insanız ağla." dedi ve ince kollarını Taehyung'un boynuna sardı. Bir süre birbirlerine yapışık şekilde ağladıklarında Taehyung hafifçe boğazını temizleyerek, "Yaşadıklarımı unutmak çok zor, Jungkook." dedi.

Jungkook sessizlikte duyduğu ses ile gözlerini kırpıştırarak Taehyung'un sırtını okşayan eli saçlarına çıktı.

"Unutacaksın, sevgilim. Her şey zamanla olacak."

Taehyung yüzünü sakladığı yerden kaldırarak kızarmış gözleri ile Jungkook da baktı.

"Beni hiç terk etme olur mu?"

"Seni hiç terk etmem, Taehyung."

İkili birbirlerine sözler verdi. Aşağı da onları bekleyen felaketten habersizce.







Hi!

Şebnem Ferah & Nilüfer - Erkekler Ağlamaz

İlk bölümde Taehyung hatırladığım kadarıyla sustur şu çocuğu falan demiş. Herkes de diğer bölümler de ondan bahsetmiş yorumlarda. Dürüst olmak gerekirse neden öyle bir şey yazdığımı bilmiyorum. En kısa zaman da düzelteceğim:)

Umarım bu bölüm hoşunuza gider^^

Bu arada Fic 50K olmuş🎊 bunun için hepinize çok teşekkür ederim ❤️

Sonraki bölümde görüşürüz 🙋🏻‍♀️

Daddy || TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin