Ferzan yatakta uyuyan kadını izliyordu. Gözleri yüzü her mimiğini ezberlemişti. İçinde ki bu his kendisine mi aitti yoksa başka bir adamamı bilemiyordu ama bir insan nasıl böyle sevebilirdi.
İşte ona aklı yetmiyordu...
İçinde buruk bir sevinç vardı. Sevdiği kadından bir bebeği olacaktı. Minicik ufacık bir bebek. Canından can, öyle ki yüreğinden bir can.
İçinde ki his bu kadar derinken... İyi ki diyemiyordu. Böyle derin bir hisse karşı iyi ki diyemiyordu.
İyi ki sen.. iyi ki biz.. iyi ki minik yavrumuz.
Bunalan ruhu ile gözlerilerini genç kızdan çekip aldığı derin bir nefesle ayaklandı. Odanın cam kenarına yaslanırken gök yüzünü izliyordu. İçinde ki bu fırtınayı durdurmanın bir yolu yoktu. Bunca zaman bulamamıştı da.
İçine sığmayan bu sevgi ile öpemediği elleri ve gözlerinin hasreti hiç bitmeyecekti. Aralarında bu bağ bile hasret ve bedel doluydu.
Kızardı gözleri adamın. Çaresizliğin yakıcı hissi gözlerinde büyüyordu. İçinde ki sevinç çığlığı nasılda bastırılmıştı.
Odalarının kapısı çaldığında kendini toparlayıp kapıya doğru döndü.
"Gel"
Üzerinde ki beyaz gömleği kırışmış yakısı boğulma hissi ile açılmıştı.
"Abi"
Zişan başını kapıdan içeri doğru uzatırken gözleri abisini bulmuştu. Şaşırmıştı adam. Onu görmeyi hiç beklemiyordu.
"Zişan"
Süveyda'nın gözleri yavaşça açılırken ağırlaşmış vücudu ile doğrulmuş iki gözün ona dönmesine sebep olmuştu.
O sıra Zişan da odaya girmiş koca gözlerle yengesini izliyordu. Bir peri gibi masum bir o kadar da yorgundu. Bu zamana kadar tanışmamıştı onunla. Suçlamamıştı da ama onunla tanışmak için kendini hazır da hissetmemişti.
"Daha iyi misin"
Başını sallayan genç kız fısıltı şeklinde
"İyiyim" demişti.
O an hiç olmayacak birşey olmuş Ferzan'ın elleri genç kızın alnına gitmiş kadının bir kaç saniye nefesini kesmişti.
"Ateşin düşmüş"
Genç kız içine çektiği nefesle usulca salladı başını. Biraz da uzaklaşmıştı ondan. Bu hareketi genç adamın yutkunmasına sebep olurken ellerini cebine sıkıştırmıştı. Haklıydı. Bu zamana kadar yalnız başına bıraktığı bu konakta bu kadar ilgiye hiç alışkın değildi.
"Merhaba"
Titrek bir ses odada yayılırken Süveyda'nın koca gözleri genç kıza dönmüştü bu sefer. Zişan bir adım daha yaklaşıp tekrar
"Merhaba" demişti. Öyle ki yatağına kadar gelip abisinin önüne geçmiş yavaşça yatağa çökmüştü.
"M-merhaba"
"Zişan... İsmim"
Kadının gözleri, yüzünde anlamadığı bir ifade ile kız kardeşini izleyen adama döndü. Elleri karnına giderken dişlerini sıkıyordu. Korkmuştu. Şimdi neler olacaktı kestiremiyordu bile
"Süveyda"
Zişan
"Biliyorum bu zamana kadar tanışamadık. Gelemedim yanına"
"Anladım" korkuyordu Süveyda. Karşısında hiç tanımadığı bir kız vardı. Bu ailenin en küçük üyesi kanlıları olan kız. Ne diyecek ne konuşacak bilemiyordu. Elleri karnını sıkıca sararken gözleri pür dikkat genç kızdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUN
General FictionKan! kaç bedel ödetir. Babasını öldüren adamın kızı ile evlenmişti Ferzan. Yüreğini yakan sevda sızını baba acısı bastırmıştı. Süveydanın sırtına yüklendikleri omuzlarını bükmüştü de ses çıkarmamıştı.