29.Bölüm

5.7K 327 27
                                    

Adımları birer birer Zişan'ın odasına yaklaştı. Kapıyı tıklatırken hala aklı karışık olanları anlamaya çalışıyordu. Bunca zaman beraberlermiydi. Nasıl anlamamıştı. Baver bunu bunca zaman nasıl saklamıştı.

Biranlık ihanete uğramış gibi hissetti. Gözleri öfke ile kısarken tıklattığı kapıdan ses gelmeyince yavaşça girdi. Zişan yatağında uzanmış başını kolları arasına gizlemişti. Ne yani pişmanmıydı yoksa utanıyormu.

"Zişan"

"Git abi"

"Zişan"

"Konuşmak istemiyorum abi"

"Sessiz kalacaksınz yani"

"Abi lütfen"

Ferzan derin bir nefes alırken sağ eliyle alnını ovdu.

"Haklısın şuan konuşmasak daha iyi. Yoksa öfkem ikimizi de incitecek"

Zişan'ın gözleri kolları arasından abisine dönerken Ferzan çoktan ardından kapamıştı kapıyı. Genç kız abisinin gidişi ile buğulu gözleri birer birer akmaya başlamıştı. Utanmıştı, abisinin en güvendiği adamıydı ama kalbini ne saklayabilmişti nede uzaklaştırmış.

İçine titrek bir nefes çekti. Odasında ki pencereyi açtı. Gözlerini kapayıp  derin bir nefes aldı.  Koca bir düğümün içinde kaybolup gitmişti ve bu karma karışık işin içinden nasıl çıkacağını da bilmiyordu.

Aklına Eflah gelince dudaklarında bir tebessüm oluştu. Minicik bir yavru tüm sırrı nasıl da çözmüştü.

"Yiğeni mi kıskanmam peki"

Dedi kendi kendine konuşuyordu. Hava vücudunu titretirken pencereye kapayıp yatağına uzandı. Ne olacaktı. Yada bu düğümü nasıl çözecekti bilmiyordu. Gözleri, bu gece uykuya da teslim kalacak gibi değildi.

Ferzan kardeşinin odasından çıkmasıyla evin balkonun da çoktan siğarasını yarılamıştı bile.

"İçimde ki öfkeyi bastıramıyorum ama ona kızamıyorum bile"

Dilinden dökülenler sigara dumanına karışıp gidiyordu. Uzun uzun oturdu balkonda. Düşündü. Olanları toplamaya çalıştı. Zişan onunla uzun bir mğddet konuşmayacaktı biliyordu.

Derin bir nefes alırken gözleri günün yorgunluğu ile ağırlaşmaya başlamıştı bile. Yerinden kalkarken içeri girdi. Düşünceli haliyle parmakları oda kapısına gitti ama burada değil Süveyda'nın yanında olmak istiyordu.

Parmakları geri çekilirken bir kaç adım uzakta ki odanın kapısını yavaşça açtı. Beşiğin de uyuyan kızının yüzünü elinin tersi ile okşarken

"Ben sizinle ne yapacağım"

demişti yüzünde ki gülümseme yayıldı. İçine derin bir nefes çekip yatağında uyuyan kadına yaklaştı. Yatağın uzakta kalan köşesine uzanırken yönünü karısına döndü.

Elleri arkası dönük olan karısının saçlarına uzandı. Parmakları arasında kayıp giden saçlardan ellerini çekerken burnuna götürüp kokladı. İşte bu yüzden üstüne gidemiyordu Zişan'ın. Kalbin de taşıdığı yük nasıldı bilmiyordu ama bildiği tek şey sevdanın yükü ezip geçiyordu insanı.

                                * * *
Sabahın ilk ışığıyla gözlerini açtı Ferzan. Karısı bu sefer yönünü ona dönmüş uyuyordu. Dudaklarından fısıltı şeklinde çıkan sesiyle

"Günaydın sevgilim" dedi. Gözleri bir müddet bu anı seyretse de kızının sesiyle  yataktan çıkmış minik kızını kucağına almıştı.

"Benim güzel kızım mı uyanmış"

HUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin