16. Bölüm

13.8K 632 49
                                    

Kızarmış gözleri, titreyen çenesi ile son kez baktı karısına. Adım adım uzaklaşırken ona ulaşmamak, sıkı sıkı sarmamak için kendini öyle zor tutuyordu ki. Ayakları toprağa kök bağlasa söküp çıkarır yine ona koşardı ama şimdi özgür olan ayaklarıyla bir adım bile atamıyordu.

Koşamazdı... Gidemez... Tutamazdı...

Karısının köşeyi dönmesiyle kaç dakika boş sokağa baktı kaç dakika öylece durdu bilmiyordu. Ne etrafındaki sesleri işitiyordu nede sorulan sorulara cevap verebiliyordu. Hissettiği ve duyduğu tek şey yüreğinin sızım sızım sızlamasıydı.

Sarsak adımları konağa girerken tüm göz üzerindeydi. Koskoca adamın omuzları düşmüş kara bulut tüm bedenini sarmıştı sanki. Kimseden çıt çıkmaz iken Esma ablası bir köşede Zişan bir köşede göz yaşı döküyordu.

Konağa girerken yorgun bedenini boş bir kanepeye bıraktı yavaşça. Dilin de tek heçe vardı

"Süveyda"

"...Süveyda"

Zişan'ın dudaklarından bir hıçkırık kaçmıştı. Olanları aklı almıyordu. Kimse soru sormaya cesaret dahi edemiyordu. Neriman hanım olanları az çok öğrenmişti ama oğlunun bu hali onu bile lal etmişti.

Oğluna yavaş yavaş yaklaşırken yaşlı kadının bir gözünden yaş akıp gitmişti. Sahi... Herşey onun yüzünden olmuştu dimi.

"Oğlum"

"Süveyda"

Ferzan ellerini yüzüne sararken göz yaşları birer birer sıralanmaya başlamış hıçkırıkları etrafında ki tüm gözleri şaşkına çevirmişti. Babasının cenazesin de bile göz yaşlarını göstermeyen adam bugün tüm savunmasızlığı ve güçsüzlüğünü seriyordu. Acısı , ızıdırabı gözler önündeydi.

Neriman hanım yavaşça oğluna yaklaştı. Yanına otururken

"Oğlum" dedi. Sesi titrek çıkmıştı.

Boğazına biriken yumru nefesini keserken kuruyan dudaklarını ıslatıp devam etti kadın.

"Ferzan'ım"

Genç adam duyduğu ses ile ellerini indirmiş annesinin gözlerinin içine bakarken fısıltı misali çıkan sesiyle

"Anne" demişti.

Yorgun başı annesinin omzuna düşerken kadın sıkıca sarmıştı oğlunu.

"Neler oluyor oğlum ne bu halin"

Cevap alamamıştı annesi. Yüreğine öyle bir sızı oturmuştu ki gözleri konuşuyordu.

Eskiler Yüreğim Yandı derdi. Anlamazdı , bilmezdi yürek yangınını. Meğer o yangın gerçekten yakarmış kavururmuş insanı da kimse göremezmiş.

"Ferzan'ım"

Aradan kaç dakika geçti bilmiyordu genç adam yorgun başını annesinin omzundan kaldırırken akan göz yaşlarını silmiş yutkunurken kuruyan dudaklarını ıslatmıştı. Oturduğu kanepeden kalkarken Annesinin buğulu gözleri oğlunu izlerken yutkundu. Bunca zaman oğlunun duygularını ,hislerini göremeyecek kadar kör olmuştu.

Derin bir nefes alan adam yutkunmuş  boğuk sesiyle

"Bu olaya kimse dahil olmayacak, kimse!" derken kızarmış gözlerini özellikle annesine dikmişti. Oysa biraz önce omzuna sığınmıştı. Ne olursa olsun o omza muhtaç kalmıştı işte.

"Kimse hiçbir şeye karışmayacak,"

"Neden gitti o zaman abi" Zişan kendini tutamayıp sorgularken abisinin gözleri kız kardeşine döndü

HUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin