12.Bölüm

15.3K 612 45
                                    

"Dosyalar burda beyim. Adli tıp raporunda kurşun Bekir eroğlu'nun silahından çıkmış gözüküyor"

Ferzan oturduğu yerden ayaklanırken stresle saçları geriye doğru attı.

"Madem ona ait babasının masum olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyor"

Adamlarından olan Baver sıkkınlıkla bir nefes verdi.

"Ama bir açık var beyim" demişti.

Adamın kaşları çatılırken gözlerini dikti

"Otopsi raporun da Bekir eroğlu'nun bulunduğu yer ve babanıza isabet eden kurşun mesafesi uyuşmuyor beyim"

Dişlerini sıktı Ferzan.

"Ne demek uyuşmuyor lan"

"Tabi bu Bekir eroğlu'nun ifadesi beyim ve kanıtlanmadı. Bildiğiniz üzere olay anında bulunan arkadaşları tam tersi ifade verdikleri için mahkeme hala devam ediyor"

Genç adam sinirle masanın üzerinde ki dosyaları kenara doğru fırlatmıştı.

"Bu nasıl uyuşmazlık lan! En başında herşey bu kadar netken şimdi nasıl olurda bu kadar karışır "

Adamı başını eğerken ellerini önünde sıkıca bağlamıştı.

"Otopsi rapor sonuçları uzun sürüyor beyim bununla beraber araştırmalar hala devam ediyor"

"Allah kahretmesin"

Beyi burnundan solurken gözleri kızarmıştı.

"Affınıza sığınıyorum ama eğer herşey göründüğü gibi değilse bilmediğimiz başka bir düşman olabilir ve dikkat etmelisiniz"

Ferzan ağrımaya başlayan alnını tutup gözlerini kapadı. Ne kadar düşünürse düşünsün babasının ne şirkette nede başka yerde bir düşmanı yoktu.

"Bekir Eroğlu ile görüş ayarla"

"Tamam beyim"

Öyle büyük bir karmaşa içindeydi ki. Snki karıştırdıkça daha da çamura batıyor işin içinden çıkamıyordu.

Kızarmış keskin gözlerini tekrar adamına çevirdi. 

"Araştırmaya da devam et. Çık"

Baver başını sallayıp odadan çıkarken Ferzan yorgun bedenini geriye doğru bırakmış gözlerini havaya dikmişti.

"Ya Bekir güzel yalan söylüyor yada karşım da gerçek bir düşman var"

Elleri yumruk olup çenesi seğirirken herşeyin nasıl biran da geliştiğini düşünmüştü. Kurdukları plan kusursuzdu ve her şey temizce halledilmişti peki bunu neden yapmışlardı.

                                 * * *

"Neden ağlıyorsun kızım böyle"

Süveyda dakikalardır ağlayan bebeğini pışpışlarken çenesi titremeye başlamıştı. Ne yaparsa yapsın susturamamış derdini bulamamıştı. Doktoru atak haftası demişti ama buna da nasıl kontrol edeceğini bilmiyordu.

Gündüz vakitlerinde Esma ablası ve Zişan yardımcı oluyordu ama geceleri onu nasıl susturacağını bilemiyor bildiği herşeyi de unutuyordu.

Süveyda kızı ile beraber bir bir göz yaşı dökmeye başlarken

"Neden ağlıyorsun kızım. Neyin var anlayamıyorum ki"

Kucağında ki bebeğini tekrar göğsüne yaklaştırıp emzirmeye çalıştı ama aç olmasına rağmen emmeyide reddediyordu. O bebeğini susturmaya çalışırken odanın kapısı açılmış yorgun gözlerle Ferzan girmişti.

HUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin