Süveyda odasına çıkmış yorgun bedeni ile yatağa çökmüştü. Isırdığı dudakları ile gözünden bir damla yaş süzülüp gitmişti.
Bu cehennem de tutsak kalmıştı. Kendi kapısını kendi kitlemişti. Şimdi karnında ki yaşam ile mühürlenmişti. Nefretin, kinin içine gömülmüştü sanki. Nereye dönerse dönsün tüm kapılar kapanmış aralık dahi bırakılmamıştı. Koşarak kaçmak istiyor ama bir adım dahi atamıyordu.
Aniden odanın kapısı açılırken korkuyla gözleri o yana döndü. İçeri Neriman hanımın girmesi ile oturduğu yataktan hızla kalktı. Zebanisi her fırsatı değerlendiriyordu. Başı yere eğilirken titrek bir nefes çekti içine.
Karşısına dikilirken "Sen" dedi kadın sesinde barındırdığı iğrenti ile.
"Katilin kızı"
Bu sözle kızarmış gözleri karşısında ki kadına döndü genç kızın. İçine derin derin nefes çekerken boğazına birikmiş yumruyu yutkunmuş dişlerini sıkmıştı.
"Sakın karnında ki bebeğe umut bağlama"
Süveyda'nın yüzüne umutsuzluk yayılırken dik durmakta zorlanıyordu artık. Kolunun sıkıca tutulmasıyla yüzü buruştu ama karşısında ki kadın durmuyordu.
"Sen"
"Katilin kızısın" demiş yatağa doğru iterek düşmesini sağlamıştı. Kini bir nebzede olsun eksilmiyordu.
Süveyda geriye doğru yatağa düşerken gözünde ki yaşlar birer birer süzülmeye başlamıştı.
"Bu zamana kadar onu neden sakladığını bilmediğimi mi sanıyorsun"
Neriman hanım öfke saçan sesiyle bir adım daha yaklaştı
"Sakladın çünkü onu söküp alacağımı biliyordun"
Genç kızın kanlanmış gözleri hızlaorta yaşlı kadına döndü. Herşeyi kabullene bilirdi. Herşeyin üstesinden gelebilirdi ama ona birşey olmasına asla müsade etmezdi. Kaşları çatılırken hızla doğruldu. Bu kaynanasına karşı ilk duruşuydu.
"Asla"
"Asla buna izin vermem"
Yataktan kalkarken orta yaşlı kadının karşısında dikildi. Gözleri bu sefer bu zamana kadar göstermediği cesaretle bakıyordu.
"İşte o zaman karşında göreceğin Süveyda bambaşka olur"
Neriman hanımın gögsünü öfke doldururken
"Sen bide bana cevap mı veriyorsun"
Diyerek elini kaldırmış tokat atacakken Süveyda o eli tutmuş
"Bir anneyi..." derken gözlerini orta yaşlı kadından ayırmıyordu.
"Asla çocuğu ile tehdit etdilmemesi gerektiğini... En iyi siz bilirsiniz" demişti.
Orta yaşlı kadın kolunu hırsla genç kadının elinden çekerken öfkeden gözleri titriyordu. Burnundan solurken ardına bile bakmadan çıkmıştı odadan.
Süveyda kadının çıkması ile olduğu yere çökmüş ellerini karnına sarmıştı. Korkuyordu. Onu koruyamamaktan ölesiye korkuyordu.
"Seni nasıl koruyacağım"
Gözlerinde ki yaşı kolu ile silerken
"Ben nefes bile alamazken seni nasıl koruyacağım. Beni seçmemeliydin"
Çaresizlik yüreğini yakardı ya insanın. İşte Süveyda'nın uzun zamandır yüreğinde ki çaresizlik ateşi sönmemiş daha da harlanmıştı. Omuzlarına yüklenen bu yük ile yaşamanın bir sonu var mıydı bilmiyordu ama çok yorulmuştu. Dik durmaktan, her geçen gün daha fazla çabalamaktan yorulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUN
Fiksi UmumKan! kaç bedel ödetir. Babasını öldüren adamın kızı ile evlenmişti Ferzan. Yüreğini yakan sevda sızını baba acısı bastırmıştı. Süveydanın sırtına yüklendikleri omuzlarını bükmüştü de ses çıkarmamıştı.