30

238 13 0
                                    

Güneş şok olmuş vaziyyetde bir telefona bir adama bakıyordu

"Se Sen nasıl ?"
Güneş telefonun diğer ucundakı kızında kendisinden farksız olduğunu görüyordu

Kardeşinin kendisine hasretle bakan gözlerinden sel gibi yaşlar boşalıyordu

Kızlar bir birine bakarak yeteri kadar ağladıkdan sonra Güneş konuşmaya başladı

"Nazoşum gerçekden sen misin hala inanamıyorum ?"

Nazlı başını evet anlamında sallayarak cevap verdi

"Benim canım  benim Güneeş çok özür dilerim ben seni kurtaramadım oradan "

Güneş göz yaşlarına boğulan kıza bakdı bir süre evet Nazlı onu kurtara bilirdi şu anda olduğu mekana bakınca İstanbuldakı evlerinde olduğunu görüyordu yani bu o demekdi ki arkadaşı Mardinden çıkmayı başarmışdı peki neden polise  ve ya başka birine haber vermemişdi 

"Neden ?"

Merak ve küskünlük dolu sorusuna
cevap vermek çok zordu Nazlı için

" O gün seni götürdüklerinden sonra
O kadın geldi beni tutdukları odaya tehdit etdi beni eğer Baran  bey bana sorduğunda senin Avjin denen kız olmadığını söylersem ve bir şekilde kanıtlarsam seni de aylemide öldürmekle tehdit etdi beni "

Güneş hayal kırqınlığıyla dinliyordu arkadaşını
Kendisi sırf onun öldüğünü düşündüğü için ne acılar çekmişdi gözünü bile kırpmadan manyak dediği adamı sinirlendirip kendisini öldürme seviyesine ulaşdırmışdı

Kızın duraksadığını görünce
"Devam et her şeyi bilmek istiyorum" dedi

"Sonra o Resul denen adam geldi oteldeki eşyalarımızla birlikde beni zorla arabaya bindirip bir dağ başına götürdü  "

Ağlaması şiddetlenen kız ellerini yüzüne kapatarak başını sallamaya balışdı hatırladığı şeylerden kurtulmak istiyordu belli ki

Güneşin bir anda bütün kızqınlığı kırqınlığı gitmiş yerine endişe gelmişdi omuzları çokmüş şekilde oturan kız yerinde dikelerek

"Ne oldu orda Nazlı ne yapdı o Delimanyak sana "

Artık konuşamayan kız kameranın önünden kalkmışdı Güneş bu hareketin ne demek olduğunu biliyordu Nazlı artık iletişimi kesmiş ve daha fazla  konuşmayacağını göstermişdi

Berzan telefonu sehpadan alarak kıza bakdı
Güneş tek kelime etmeyerek telefonu Barana uzatdı

Baran kısaca "Yanından ayrılma arayacağım " dedi ve cevap beklemeden kapatdı

Güneş ayağa kalkmış ve salonda dört dönmeğe başlamışdı bile

"Benim Nazlıyı görmem gerek Yanında olmam gerek " kendi kendine konuşarak deli gibi dolanan  kıza bakıyordu Baran

Ayağa kalkarak odadan çıkmaya hazırlanan adam kıza bakarak konuşdu

"Teklifimi düşün eğer anlaşırsak seni ona götürürüm " diyerek salondan ayrıldı

Bir tarafda kardeşi bir tarafda nefret etdiği adamlarla süresi bile belli olmayan esaretinin devam etdirme düşüncesi
Güneş koltukda oturdu başını elleri arasına alarak deli gibi sallanıyor parmaklarını saçlarının içinden geçirerek çekişdiriyordu

Nazlı onun en zor zamanlarında yanında olan iki insandan biriydi

Kendisinin içinde olduğu saçma sapan olaylar yüzünde kızın başına belkide hayatda en çok korkduğu şey gelmişdi

Belkide iki kızı bir birine bu kadar bağlayan şeylerin başında geliyordu birinin en büyük korkusu birininse travmasıydı

Eğer kardeşinin yanında olmak için yapması gereken buysa yapacakdı
Ama tabi ki kendi şartlarıyla
Baran ağayı bayaa zorlayarak

Yüzünde şeytani bir sırıtışla koltukdan kalkdı kız bu zamana kadar kendisine çok çekdirmişdi Baran denilen adam artık ipleri eline alıp zanamı gelmişdi

EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin