(Akgüzel)
🦋🦋🦋
Yaklaşık, onbeş dakika altı saniye sonra,bir evin yanında durmuştuk.Ev gibi değil,iki katlı ve ahşaptan yapılı bir yerdi.Önce tuğrul atdan indi ardından,elini bana uzattı.Nedense heyecanlandım.
Sakince elimi ona uzattım,tam ineceğim zaman ayağımın attın,alt iplerini takılmasıyla aniden tuğrulun üstünde,çuvallandım.Tek kelimeyle rezillik!.Kilom altmış yada altmış beş gibiydi ve ağırdım ama tuğrul bir milim bile kıpırdamadı.Bi yandan şaşırmış,bir yandan da hayran kalmıştım.Boşuna mı osmanlı tokadı diyorlar. Adamları taş gibi yetiştiryorlar.
Ayağımın yerle buluşmasıyla,kendime geldim. "İyi misin hatun?" diyen tuğrula baktım, benim için mi endişeleniyordu.Başımı aşağı yukarı salladımda,beni takip et anlamında bir el hareketi yaptı.Göz devirip,peşinden gittim,insancıl insancıl konuşsa,parti konser veririm.
Bi adamla konuştuktan sonra,değişik madeni para verdi,ama altındı. Oho ben bununla Türkiyeye gitsem Mercedes,villa alırım.Tuğrul bana bakıp,beni takip et, şeklinde bir hareket daha sergiledi.Dilini falan mı yuttu? Eh! Benim gibi bir güzellik varken normal. Göğüsümü şişirip onu takip ettim.Merdivenin sonunda, birden fazla kapı vardı.Tuğrul yan yana olan iki odanın yanına gitti.
"Bu senin istirahat edecen yer,bende yan tarafta olacam,yarın çıkıcaz yolla." diyip tam,odasına geçecekken,
"Tuğrul?" dedim,bana çattık kaşlarla bakıp,noldu diye baktı. "Neden hep beni koruyorsun?" dedim merakla.Bilmiyorum ama içimdeki yaramaz kız yine eğlence istemişti belli. Önce uzun uzun baktı ve,
"Görevimiz bu,sen şuan da benim himayem altındasın.Seni sağ salim sultanımızı teslim etmem lazım." dediğinde,içimde bir kırılma sesi.duydum. Anladım anlamında başımı salladım,ve hemen bana verilen odaya girdim.Beni sultana teslim etmek,ölüm demek.Hele ki buraları tanımıyorken.Ağır ağır yutkundum.
Direk banyoya diye bildiğim, yere girdim.Büyük bir Kova ve küçük bir kova vardı,yanında da yeşil bir sabun vardı.İdare edecektim,Kısa bir duş aldıktan sonra seri bir şekilde,küçük bir masanın üstünde üç tür elbise vardı,tıpkı buradaki kadınların giydiği elbiseydi.
Kırmızı ve yeşil karışımı olan,bir tane üzerime giydim.Üç tane dişten oluşan bir tarak ile saçlarımı taradım.Bir tane de şal alıp azda olsa siyah saçlarımı kapattım.Şimdi kaçamazdım,beni fark ederlerdi. Akşam herkes yattığında kaçardım.Heleki şuan kurt gibi açken.
Yatağa oturdum,ve düşünmeye başladım. Hep yavuz sultan selimi merak etmişimidir,ama beni karısına teslim edeceklerdi, ve yabancı olduğumdan cariye yada hizmetçi olurdum. Offf! Napacam burada.
Uykum vardı,yatağa uzanıp gözlerimi kapattım.Bilincim yavaş yavaş kapandı ve kendimi karanlığa teslim ettim.(...)
Yine ve yine kabus görüyordum. Bıktım ama! Diye mızmızlandım.
Önümde bir kadın ve elinde bir bebek vardı, kadının yanında da bir adam,galiba eşi. Heryer karanlıktı,ve sadece onları görebiliyordum."İsmi ne olsun padişahım?" dedi kadın,hoş ve huzur dolu sesiyle.
"İsmini sen seç Hatun'um." dedi adam aşk dolu sesiyle.
Kadın ise güldü.Onların sırtı bana dönüktü.
"İsmi...emel olsun,evet emel.Bize ve bu topraklara umut oldu,hayat oldu." dediğinde donup kaldım.
Emel?
neden benim ismim,hiç birşey anlamıyorum.Ve görüntü bir anda karardı ve sıçrayarak uyandım.🦋🦋🦋
Son.
oy ve yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OSMANLI'NIN KAYIP TACI(BİTTİ)
Ficción histórica#Osmanlıya ait bir kurgu! Arkeolog olan kumsal demirkan,görev aldığı bir kazı çalışmasında, siyah ve kırmızı renklerinden oluşan bir taç bulmasıyla kendisini osmanlı döneminde bulur... Sadrazam olan tuğrulla tanışır,peki kumsal başına geleceklerd...