38.Bölüm

1.3K 83 13
                                    

İyi okumalar :)

❤️

Göz kapaklarım açılmamak için direnirken bense inatla açmaya çalıştım.

Sanki üstümde bir boğa var gibi o kadar ağır ve yorgundum.

Gözümü en sonunda açtığımda beni beyaz bir tavan karşıladı.

Uzun bir süre tavana baktım.

Gözümü kıpıştırdım ve etrafa baktım.

Tuğrul bana bakıyordu.

Öyle ciddi bakıyordu ki bir an ürktüm.

Beni baştan aşağı süzdü ve bakışları tekrar beni buldu.

"Tuğrul?" dedim çatalaşmış sesimle.

Onun ismini söyleyince rahatlamış ve aydınlanmış gibiydi.

"Hatun'um." dedi özlem dolu sesiyle ve üç adımda yanıma vardı.

Sıkıca bana sarıldığında bende ellerimi ona sardım.

"Çok özledim seni, mavi gözünü görmediğimde çok kötü hissediyorum." dedi saf çocuklar gibi.

Kalbim öyle mutlu idi ki ilk kez bu kadar mutlu ve şanslı hissediyordum.

"Bende kokunu ve toprak gözlerini özledim Tuğrul'um." dediğimde daha da sıkıca sarıldı.

Kafasını boynumun hizasına getirip kokumu içine çekti.

"Ama hastane kokusuyla doluyum." dedim Homurdanarak.

Güldü,güldüğünde kendimi cennete hissetim.

Bir insan bu kadar mı güzel güler be!

"Naparsan yap,ister farklı kokularla donan ama gül kokun asla gitmez." dedi ve boynuma bir buse bıraktı.

Ve asla beklemediğim bir şey sordu.

"Evleneli mi?" dedi pat diye.

Ben donup kaldım,ellerim öylece asılı kaldı.

Boş duvara gözümü bir kaç kıpıştırdım.

Ne ne! Ne dedi?!

Evleneli mi?

Tamam evlenecektik ama kuru kuru evlilik mi olurmuş.

Tuğrulu kendimden uzaklaştırıp gözünün içine baktım.

"Kuru kuru evlilik mi?" dedim kaşlarımı çatarak.

Belki tamam öküzdür ondan bilmiyordur.

Başını yana kırıp,"Evlenelim işte." dediğinde gözümü kocaman açtım.

Benimle böyle kolay ve kuruca mı evlencek kocacığım.

Biraz sürünse ne olur ki?

"Bilmiyorum." diyip omuz silktim.

Önüme dönemeye çalışınca omuzumdan tutup beni kendisine çevirdi.

Yüz hatları kasılmış ve kaşları baya çatışmıştı.

Oh! Sen daha çok sürün.

"Ne demek bilmiyorum, sen bana aitsin.Daha ne bekliyoruz?" dedi sorgulayarak.

kendimi yere attıp gülmek istesemde iş her zaman ciddiyet gerektirir.

Bilemiyorum diye elimi iki yana açtım.

Tam beni sedyeye yatıracağı an kapı Güm diye açıldı.

"Ben kumsalı o manyetik enişteyle yalnız bırakm-" diyip beni görünce sustu ve koşarak bana sarıldı.

Betül hanım teşrif etmişti.

"Ay gülüm ya! Ne kadar özlemişim." diyip beni tuğruldan uzaklaştırdı.

"Tabi canım eminim öyledir." dedim homurdanarak.

Serum bitmişti,ve o sırada hemşire gelmiş çıkarmıştı.

"Kumsal sana bir haberim var." dedi ve tuğrula baktı.

"Şimdi cemil bey gelecek.Sana daha önce de gelecekti ama işleri birbirine girmiş gelememişti.Bu haberinide duyurunca geleceğim dedi.Hi! Unutmuşum bara gittiğimiz gün sana güzellik diyen erkek benim sınıfta kız." dedi tuğrulun gözünün içine bakarak.

Ben orda götümden terlerken,tuğrula bakamıyordum.

Betül ise hemen bana döndü.

Yutkundu ve kekelereyek konuştu.

"Annem çağrıyor galiba,efendim a-anne!" diyip ışık hızında odadan çıktı.

Tozu dahi görünmedi.

Evet kumsal bayıl şimdi.

Yoksa yine bayılırsın.

"Ay tansiyonum falan mı dü-" diyemeden sırtımın sertçe sedyeye değip ellerimin başımın üstünde toplanması bir oldu.

Ben şaşkınlıkla o kişiye bakarken bende ordan kaçmak istedim.

Gözü öfkeden kararmış ve adetta hırçın aslan gibi bana bakıyordu.

Tüm yüz hatları gerim gerim gerilimiş.

Dişlerini sıkmış ve sanki kendiyle savaşıyor gibiydi.

Biri beni kurtarsa mı?

"Kim o herifler?" dedi tıslayarak.

Nefesimi tutmuş ona bakıyordum.

baktı baktım baktı baktım.

"Bakma öyle kumsal!" dedi yüksek sesiyle.

Bingo!

Daha fazla kedi gibi bakmaya başladım.

"Allah kahretsin! Öyle bakma bakma!" diyip üzerimden jet hızında kalktı.

şaşkın ördek yavrusu gibi ona baktım.

Kıskançlık derecsinde tuğrul'umu birinci ilan ediyorum.

Bir sağa bir sola gidiyor.

"Kim onlar kumsal!" dedi adetta deliler gibi.

Onun için korkmaya başlamıştım.

"Kim kim!" dediğinde sedyeden yavaşça kalktım.

Ben ona doğru ilerlerken o ise kıskançlıktan ve öfkeden beni göremiyordu.

Volta attıp duruyordu.

Elinden tutuğumda durdu ve bana baktı.

Diğer elimi yanağına koydum ve ona yaklaştım.

Göğsülerimiz birbirine değince durdum.

"Cemil bey şirketimin yöneticisi ve sadece kardeş abi ilişkimiz var.
O güzellik diyen ise ne tanımıyorum ne de gördüm. Orda ağzının payını vermek istesemde senin durumundan dolayı susmak zorunda kaldım. Çünkü konu sen olunca,ben kendimi bile es geçiyorum." dediğimde bakışları bir pamuk gibi yumuşadı.

Sanki omzundan bir yük kalkmış gibi rahatladı.

Gözünün içindeki öfke bir kara bulut gibi dağıldı.

Dudağına yaklaştım.

Dudaklarımızı bir birine sürtüğümde bakışları arzuluya bakıyordu.

"Deli gibi kıskanacak kadar mı seviyorsun beni?" dedim hayranlıkla.

"Hem de canımı ortaya koyacak kadar gökyüzü gözlüm." dediğinde dudaklarıma kapandı.

Yumuşak ve naif öpüyordu.

İşte ben bu adama aşıktım.

Sinirlenince öfkesini yansıtan değil,sevdiğinin bir kelimesiyle yumuşayan adamı seviyorum.

🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾

Son.

(Oy ve yorum)

inst;sadece_elvin47


OSMANLI'NIN KAYIP TACI(BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin