Keyifli okumalar sevgili kelebeklerimmm :)
🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋
Şeyma konuştuktan sonra,odam diye bildiğim odaya yemek getirmiş,yemek yemiş ve şuanda sultan ve padişahın huzuruna çıkıyorum. Keşke geri dönebilsem! Ne bu sanki prenses Elizabethi selamlicağız.Acaba kaçabilir miyim? Tuğrul olsa yardım ederdi.Ama onu çok merak ediyordum napıyor ne ediyor?
Şeyma ve gülsüm arkamdan geliyor bense salana salana yürüyordum.Koridor gibi olan bir yere vardığımızda,büyük bir kapı vardı ve önünde iki koruyucu melek,o azrail olmayasın.İki adam önce bana baktılar ve tanımış olacaklar ki sakince kapıyı içeri doğru açtılar. Açmasıyla yüzüme vuran sıcak havayla içim titrdi.Sakince içeri adımladım.İki tane sandalye vardı yanyana ve en üst konumda.Biri kadın biri adamdı.Beni görünce sakince ayağı kalktılar.Yüzleri neden tanıdıktı.Kadının gözü benim ki gibi maviydi,saçı ise kahverengi, beyaz teni,hafif beyazlamış saçı,ve dolan gözleri. Adama baktığımda siyah saçı,kahverengi gözü,esmer yüzü,beyazlamış saçı BU YAVUZ SULTAN SELİM!
Ben altın görmüş gibi ona baktım, görmekte nasip oldu şükür! Dikkatimi çeken tuğrulunda burada olması,ama ona bakmamaya çalıştım. "H-hoşgeldin." dedi kadın,kadının sesiyle adımlarım durdu.Adamda konuşunca adım atmaya kestim.
"Hoşgeldin, Emel." dedi heyecanlı sesiyle. Bu ses..."Hoşgeldin güzel kızım..."
"Padişahım,niye uyanmıyor?"
"Hatun'um o iyi olacak."
"Kızım için herşey yaparım, ne gerekirse."
kadının yüzü,rüyada ki gibi bana döndü. Gözüm kocaman açıldı.
Bunlar, rüyada gördüğüm kadın ve adamdı.Demek yavuz sultandı rüyamda olan kişi de ben ne alaka?
Hiç saygı maygı demeden pat diye söze girdim. "Kimsiniz,benden ne istiyorsunuz?" dedim kuşkuyla.
Kadının gözü iyice doldu. Ve titreyen sesiyle, "k-kızım?" dedi,boş ve anlamsız bir bakış attım ona.NE kızım mı be? Etrafa mı baktım.Kimse ona bakmıyordu. Ben mi?Omuz silktim başkasıdır.Ben kadına kadın bana dolu gözlerle baktı. nedense yutkundum,götümden terlemeye başladım sanki istemeye gidiyorum tövbe!
"Emel'im,kızım!" dedi kadın oturduğu sandalyeden adetta uçarak üzerime geldiğinde iki adım geriledim.kadın direk iki kolunu bana sardı, sardığı gibi bana gelen gül kokusuyla donup kaldım. Çünkü o rüyadalarda da kadın aynen böyle kokuyordu ve ben de aşırı derecede gül kokulu şeyler kullanırıdım.Başka farklı bir yanı ise bana kızım ve emel'im demesi.Ben öylece donup kalmıştım.Boş boş yere bakıyordum kollum iki yanımda, anlamaz bir şekilde kadını iki elimle tutup geri ittim.Kadının gözü kan çanağına dönmüştü. "pardon ama beni başkasıyla karıştırıdın galiba." dediğimde kadın eliyle ağzını kapattı.
Sanki şok olmuştu, titeyen eliyle benim yanağıma dokundu."Ben senin ananım,sende benim kızımsın.Sen yirmi evvel yıl önceki kızımsın.hasta olan kızımsın.Sen emel'sin.Bu sarayın toprakların sultanı, Emelsin!" dedi bağırarak, bir yandan ağlıyor bir yandan konuşuyordu.Şok olmuş bir şeklide kadına bakıyordum.Ne yirmisi?ne annesi? Ne kızı?ne sultanı lan!
"Yanlışlık olmuş olmalı,siz beni buraya gebertmek için çağırmadınız mı? Hem benim annem babam yok,ölüler." dedim sona doğru kısılan sesimle.kadın her an düşüp bayılacak gibi duruyordu. Adam ise dik omuzları çökmüştü. "hayır! Hayır ben annenim ölmedim ölmedik se-" diyemeden,yavuz sultanın konuşmasıyla sustu. "Hafsa sultan!" dedi hafif yüksek sesiyle."Görmüyor musun,ölü diyor.Biz ölmedik biz onu-" yine konuşmadan,yavuz sultanın sesiyle sustu ve ona doğru gelen gözü yaşlı iki kız geldi."Odasına götürün!" dedi emir veren sesiyle.Hafsa sultanın iki koluna iki kız girdi ve adetta sürükleyerek çıkardılar onu dışarı."Hayır,nolur yapma onu göreyim,özledim kokusunu,özledim deniz gözlümü!" dedi feryad figan,içimde birşeyler koptu sanki ve Yutkundum.Ne diyorlar bunlar, anlamıyorum. Nasıl bir yere düştüm.Bakışlarım tuğrula kaydı.Gözü üzgün bakıyordu.Anlam vermeden bakışlarını ilk çeken bendim."Dışarı! " dedi yine yavuz sultan.Herkes istemeyerek de çıktı dışarı. Yanımda Şeyma,gülsüm ve tuğrul kaldı.
"Herkes dedim!" dedi bu sefer daha da yüksek bir sesle.Tuğrul son kez gözümün içine baktı.'sakin ol' derecesine. Geriye kalan herkes çıkınca bu seferde alnım terledi.Gerim gerim gerildim.Adam yavaşça oturduğu yerden kalktı ve bana doğru sabırlı adımlarla geldi.
Asla yavuz sultanı karşımda görmeyi beklemiyordum ki hayalerimin ötesi bir şeydi bu.Aramızda bi kaç adımlık mesafe kaldığında konuştu. "Biliyorum zikredilmesi zor ve düşünülmesi zor ama sen bizim evladımızsın." dedi huzur veren sesiyle.Sakindim,son derece sakindim,ilk kez sankindim."Sen iki yaşına girince sende yanlış ve doğru olmayan bazı şeyler gördük. Boynun uzamaması,diş çıkarmaman,konuşmaman.Çok korktuk,bu yüzden bir şifacıya gittik." dedi ve derin bir nefes aldı,bakışları yerdeydi.Sanki bana bakarsa ağlayacak gibi...
"Bazı hormanlarının eksik olduğunu, ve gelişmesini engelleyeceğini söyledi. Ve annenin...bir daha gebe kalamayacağını söylemişti.Bu yüzden sen bizim son umudumuzdun.Senin için herşeyi göze aldım." dedi ve konuşmakta boğuluyor gibiydi."Şifacı seni anca geleceğe göndererek iğleştirebilirdi.Ve buna zorda olsa izin verdim. Şifacı kadın yirmi yıl sonra geri geleceğini ve seni bir tac üzerinde gönderebileceğini söyledi.Dünyadaki en kıymetli ve bulunması imkânsız olan tacı buldum bütün mallımı mülkümü taç ve senin için harcadım,pişman mıyım asla değilim tekrar olsa tekrar yaparım.Tac senin özgürlüğünü ve sultanlığını temsil ediyor yani nereye gidersen git o taç senle olacak.Ve yirmi yıl oldu.Seni kim büyütü bilmiyorum ama şifacı kadın tanıyomuş ve ona güvenmekten başka çarem yoktu." dedi ve yavaşça yerdeki bakışları beni bulduğunda gözleri dağıldı.Doldu,her an hazır olan göz yaşları benim gözyaşımla birlikte yere düştü. İnanmakta zorluk çekiyordum.Bunların hepsi bir rüya olması için canımı bile verirdim.
"K-kızım,dünyalar güzeli kızım." dedi tireyen sesiyle. ayaklarım gücünü Kaybetiği için yere çöktüm,çökmemle ileri atıllıp benim kolumdan tutması bir oldu. Göz yaşım ikinci defa aktı.
"L-lütfen şaka diyin çünkü dayanamam ben,onca yıl babasız annesiz kaldım,yapamam asla dayanmam." dedim ağır ağır yutkunarak.Babam diye bildiğim yavuz sultan selim,beni göğsüne çekip sarıldı. "Geçecek,alışacaksın.İstediğin gibi davran ama yeterki yanımızda ol,çünkü umut ışığımı tekrar kaybedemem,gül kokulum." dedi.🦋🦋🦋
SON.
EVET,YENİ BİR BÖLÜMÜN SONUNA GELDİK UMARIM BEĞENMİŞSİZDİR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OSMANLI'NIN KAYIP TACI(BİTTİ)
Ficção Histórica#Osmanlıya ait bir kurgu! Arkeolog olan kumsal demirkan,görev aldığı bir kazı çalışmasında, siyah ve kırmızı renklerinden oluşan bir taç bulmasıyla kendisini osmanlı döneminde bulur... Sadrazam olan tuğrulla tanışır,peki kumsal başına geleceklerd...