Bölüm bitikten sonra notu okumayı unutmayın.
🦋
keyifli okumalar :)
🦋
Yaşlı kadının dediğiyle bir süre duraksadım ama hemen kendimi toparlayıp,kumsala bakmamaya çalışarak, at arabasına bindim.
"Şimdi ağzına şu dalı tıka,çünkü canı acıyacak." dediğinde elindeki küçük dalı aldım,ve kumsalın kiraz rengi dudaklarına bakmamaya çalışarak, dalı ağzına tıkadım.Ve elini sıkı sıkı tutum.Bırakmamak adına.Yaşlı kadın önce bir kaç dua okuduktan sonra bıçağı yaralı olan yere doğru yaklaştırıdı,ve okun ucunu tutuğu gibi,çekti ve bıçağı yarasına bastırdı.
Benim bile canım yanmışken onun ,çığlığı ve acı Feryadı beni bin bir parçaya ayırmıştı."Yeter,canı acıyor." dedim,sızlayan kalbimle.Yaşlı kadın bıçağı yavaşça yarasından çekti.Orta boyda bir örtüyü sıcak suya soktu ve kumsalın yarasının üzerine hafifçe bastırdı,kan olan yerlerini sildi."Yarası iyi olacak, ama geç uyanabilir,ateşi çıkabilir,uyanıp bayılmaları olabilir. " dedi ve sıcak su içinde kanlı elini yıkadı.O kanlar hepsi kumsala aitti.
Kumsala baktım,alnı terlemiş kısık kısık nefesler alıyordu.Ağzındaki dalı aldım,yaşlı kadın ise sırtını sarmakla meşguldü. İşini bitirince üzerini örtüm,ve alnındaki terleri elimle sildim.Saçını okşadım,ve ateşini bakmak için elimi alnına koydum. Ateşi normaldi.
Sırtımı tahta duvara yasladım ve başımı eğdim.Ben ona karşı neden böyleyim? Onu görünce hızlı atan kalbim.Neden?Yaşlı kadına baktım. Gözünü kapatmış,birşeyler okuyordu.
"Neden,geleceğin sultanı ya da prensesi dediniz?" dedim merakla.
Kadın sakince gözünü açtı ve dudağının iki tarafı yana kıvrıldı.
"Çünkü o Emel sultan." dediğinde donup kaldım. Evet emel,hafsa sultan ve yavuz sultanın ilk çocuğuydu.Ama kayıp olmuştu, ve hala da bulunmamıştı.Ben Yalan söylerken gerçek mi çıktı?
"Nerden biliyorsunuz? Ya da neden inanayım sana?" dedim sert sesimle.
Güldü,evet bas baya güldü. kaşlarımı çattım."Ben onun şifacısıydım.Doğduğu gün,ve iki yaşına girdiği güne kadar düzenli olarak,onun hastalığını takip ettim." dediğinde,şaşkınlıkla onu izliyordum.
"N-ne hastalığı?" dedim,yutkunarak.
"Büyümeme hastalığıydı.Bazı hormanları,geç çalışıyordu." dediğinde artık nefes almayı bile bırakmıştım.Şaşkınlık heryerimde kokuyordu."Gelecekten geldi." dediğinde artık daha ne kadar üst üste şok yaşayacağım diye düşündüm.
"Onu geleceğe göndererek,hastalığını yok edebilirdik. Ve öylede yaptık. Bundan yirmi bir yıl önce gerçekleşitirdik.Şuan da ise yirmi üç yaşında.O bu topraklara güneş ve umut olacak,tıpkı ismi gibi emel."
dedi,tebbesüm ederek. İsmi kumsal değil,emel.Gelecekten geldi,bu yüzden buraları ilk kez görmüş gibi şaşkın tavşan gibi bize ve etrafına bakıyordu.Onun o halleri gözümün önüne gelince,bir tebbesüm geçti dudaklarıma.Ve en önemlisi geleceğin sultanı. padişah'ın ve sultanın kızı,ilk kızı.Kumsala baktım, o her zaman benim için kumsal oldu.
"Onu,sultanımıza ulaştırmak zorundasın,çünkü o prenses." dediğinde,yavaşça ona baktım.
"Onun önünde çok büyük,olaylar,savaşlar ve kayıplar olacak.O yüzden senin ondan uzak durman daha iyi olacak sadrazam Tuğrul." dedi sadrazam kısmını bastırarak.Haklıydı,çünkü ben padişahın sağ koluydum.Kızına aşık olmak,ona büyük bir ihanettir.Bu gerçekle sarsıldım.Beynimden vurulmuşa döndüm. Çaresiz bir nefes aldım.
Ve bir daha konuşmadan önüme döndüm. Benim görevim,padişahın görevlerini yerine getirmek ve verdiği emirleri yerine getirmek. Keşke gönlümü söküp atabilsem.Çaresiz bir nefes alıp verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OSMANLI'NIN KAYIP TACI(BİTTİ)
Ficção Histórica#Osmanlıya ait bir kurgu! Arkeolog olan kumsal demirkan,görev aldığı bir kazı çalışmasında, siyah ve kırmızı renklerinden oluşan bir taç bulmasıyla kendisini osmanlı döneminde bulur... Sadrazam olan tuğrulla tanışır,peki kumsal başına geleceklerd...