Bölüm 16

559 27 0
                                    

ELİF 

 Kafamda sürekli aldığım arabanın silueti dönüyor. Hayatımda güzel değişimlerin yaşanmasını özlemişim. Kendim için yeni şeyler deneyimlemeyeli epey olmuş. Yoksa bu kadar fazla heyecanlanmamın başka açıklaması olamaz. Kahvemi bitirdiğimde Mahir ile boş bir araziye araba kullanmam için gidiyoruz. Ehliyetimi alalı dört sene olduğu hâlde arabaya olan aşinalığımı yitirmemişim. Mahir'i delirtecek başarısız bir öğrenci değilim. Tam aksine bu kadar iyi araba kullanıyor olmama şaşırıyor. İkinci tekrarımda arabayı kaldırmayı başarıp kontrolü sağlıyorum. Hava epey kararınca Mahir'e geçiyoruz. Çoğu zaman benim evimde vakit geçirmek zorunda olduğumuz için (Kedisi olanlar ne demek istediğimi daha iyi anlar.) burada geçirdiğim kısa vakitler benim için değerli oluyor. Fakat bugün farklı bir amaçla buradayız. Mahir'in en yakın arkadaşı Ömer ile tanışacağım. Çocukluğundan beri bağlarının hiç kopmadığını, aile dostu olduklarından bahsetmişti öncesinde. Mahir'den iki yaş büyük ve diş doktoru olarak çalışıyormuş. Benim Mahir için ne anlama geldiğimi ve bizi ne kadar ciddiye aldığının bir temsili olduğu için severek tanışmayı kabul ediyorum. Mahir'in evi küçük ve oldukça modern döşenmiş. Mutfağının ferahlığı ve yemyeşil bahçeye açılan balkonu beni yemek yapmam için şevk ediyor. Havuçlu keki fırına koyduktan sonra çayı demliyorum. 

 -Bu kadar uğraşmana gerek yoktu sevgilim. Dışarıdan söylerdik bir şeyler. Ömer yabancı değil ki. -Olur mu öyle şey. Misafir geliyor sonuçta. 

 -Ömer bu evde kek piştiğini görünce çok şaşıracak. Umarım seversiniz birbirinizi. 

 -Sen sevdiysen ben de severim merak etme. 

 Mahir'in yanağına küçük bir öpücük kondurup fırına bakmak için dönüyorum. Zil çalıyor ve kapıdan elinde küçük bir pasta ile Ömer giriyor. 

 Hoş geldin Elif ben diyerek elimi uzatıyorum. 

 -Teşekkür ederim. Sonunda tanıştık Elif. Mahir ismini dilinden düşürmüyor. 

 Nazikçe gülümsüyorum. Salona geçip tatlı bir sohbete başlıyoruz. Ömer oldukça olgun ve kibar biri. Henüz tanışmamızın ilk dakikalarında ondan yana gönlümün rahat olabileceğini anlıyorum. Yaptığım havuçlu keki Mahir ve Ömer öve öve bitiremiyor. Ben ise bir dilim bile yiyemiyorum. Lise döneminde her hafta sonu babam için yapardım. Sadece benim ellerimden lezzetini alan havuçlu keki yediğini ve annem gibi marifetli olduğumu söylerdi. Ben de ilk defa bugün babamdan başka Mahir için havuçlu kekimi yapıyorum. Kimseye tutunamayan yüreğim Mahir söz konusu olduğunda ne yöne asılacağını bilemiyor.

Gece geç vakitte eve dönüyorum. Sıcak bir duş aldıktan sonra yatağa uzandığım gibi uyuyabilecek kadar yorgun olduğumu sanırken bir türlü uykuya dalamıyorum. Gözüme uyku girmiyor. Salona geçip kendime bir kahve yapıyorum. Balkondaki bar taburesine atıyorum kendimi. Burası çok dar bir alan olmasına rağmen tahta bir tezgâh ve uzun ince bar tabureleriyle değerlendirdiğim için kendime bir kez daha teşekkür ediyorum. 

İnsanlar balkonlarını cam pencerelerle kapatıyorlar. Kocaman teraslarının üzerini tahta çatı yapıyorlar. Belki daha uzun süreli kullanabilmek ve dış etkenlere karşı korumak için mantıklı sayılabilir ama ben kafamı yukarı kaldırdığımda yıldızları göremeyeceksem, gecenin soğuk rüzgârı göğsüme çarpıp beni kendime getirmeyecekse ne anlamı var balkonun. 

Gözlerimi ilerideki bir ıhlamur ağacının dallarına veya yoldan geçen yaşlı bir amcaya dikip kendi içimde bambaşka hayallere dalamayacaksam, dedim ya ne anlamı var balkonun. Çantamdan bir sigara çıkarıyorum. Aslında sevmem bu zehri. Bu ara nedense elim arıyor. Etrafımdaki tüm gençlere "Sakın içmeyin, çok zararlı." derken benim bu yaptığıma kendisiyle çelişmek denir aslında. İçimdeki koca boşluğu Mahir yanımdayken hissetmesem de, unutsam da kendi içime dönüp bakmaya vakit bulduğum küçücük bir an yeniden hüzünlenmeme sebep oluyor. Böyle zamanlarda boğuluyorum hissinden kurtulmak için ya uykuya sığınıyorum ya da balkona atıyorum kendimi. Babamı düşünüyorum, belki biraz da annemi. Gözümde nasıl canlandıracağımı bilsem annemi düşünmek daha kolay olurdu. Kafamda her şey net olsun istiyorum, Bir taraftan da bu netliği kaldırabilir miyim bilmiyorum. 

LEKE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin