Gözlerimi açtığımda kendimi boş bir hastane odasında annem ile babamı da baş ucumda buluyorum. Ve saniyeler içinde tüm yaşadıkları hafızamda yerini buluyor.
-Elif nerede? Söyleyin.
-Oğlum lütfen. Kendine bunu yapma.
-Anne ölmedi dimi. Yalvarırım ölmedi de. Her şey kabustu de ne olur.
Hıçkırıkları ile ağlamaya başlıyorum. Ama sakinleştiricilerin etkisiyle vücudumu yataktan kaldıramıyorum.
-Oğlum çok üzgünüz. Diyor annem ve bana göstermemeye çalışarak o da ağlıyor.
-Baba buldun mu Elif'ime bunu yapan herifi?
-Sen ifade vermeden hemen öncesinde uçak ile Amerika'ya kaçmış.
-Allah kahretsin. Allah kahretsin. Bu kadar çabuk nasıl gidebildi.
-Bilmiyorum. Önceden her şeyi ayarlamış olmalı.
Kendimi tekrar yastığa bırakıyorum. Artık fizikten ve ruhen enerjimi kalmadığını anlıyorum. Birkaç dakika gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalışıyorum. O sırada kapı çalıyor ve Elif'in doktoru içeri giriyor. Bu tanıdık yüz bende aynı acıyı bir kez daha en başından tekrar hissettiriyor.
-Cenaze yarına kadar morgda bekletilecek. Yarın sabahtan çıkarabilirsiniz.
-Neden! Diye sertçe çıkışıyorum.
-Şu an akşam saatleri Mahir Bey. Defin işlemi gerçekleştirilemeyeceği için. Yarına kadar en sağlıklı morgda beklemesi olur.
-Hayır olmaz Elif'i babasının evine götüreceğiz anne. Bende anahtarı var. Baba halledersin dimi izinleri.
-Nasıl istersen oğlum.
-Buz gibi yerde kalmayacak Elif. Benim yanımda olacak...
Bir iki saat içinde cenaze nakil aracı önde biz arkada yola çıkıyoruz. Elif'in babasının evine geçmemiz gece yarısını buluyor. Elif'in tabutunu babam ile içeriye taşıyoruz. Elif'in çocukluktan beri tüm zamanını geçirdiği odasındaki yatağın üzerine bırakıyoruz. Elif buraya bu şekilde dönmemeliydi. Ağzımı yol boyunca bıçak açmadığı için annem ve babam endişeleniyor. Onları iyi olduğuma ikna edip odadan dışarı çıkarıp Elif'in yanına oturuyorum. Elif'in yakınlarına haber verme görevini de onlara bırakıyorum.
ELİF'E VEDA
''Elif'im. Meleğim. Sensiz o kadar zor olacak ki. Tahmin bile edemiyorum. Hayatıma öyle güzel girdin ki. Gidecekmiş gibi hep bir açık kapı bırakman gerçekten gideceğin için miydi? Ama keşke gidişin bu şekilde olmasaydı be Elif. Bir hiç uğruna. Bir şerefsizin kirli ellerindeki namlunun kurşunuyla veda etmeseydin keşke bana. Daha evlenecektik hani. Bir ömür yanımda yamacımda duracaktın. Sadece bir anlığına senden gözümü ayırdığımda ellerimin arasından uçup gittin. Çok masumsun sen hak etmiyorsun ki. Senin yerine keşke ben ölseydim. Tıpkı kız kardeşim gibi ikiniz de bir anda öyle neden gittiniz ki. Elif'im dünya o kadar kötü ki. Kendi cinsimden nefret ettim. İnsanlar o kadar öfkeli ki senin hiçbir suçun yok güzel kızım. Sen sadece sevdin ve güvendin. Bir kadının yapmaktan korktuğu hissetmekten korkar hâle geldiği hisler bunlar. Böyle olsun ister miydin? Bir zamanlar canını emanet ettiğin adamın gün gelip senin canını alacağını nerden bilecektin ki. Bilemezdin Elif. Ama emin ol bulacağım o adamı. Sana yemin ediyorum. Burada ant içiyorum. Sana yaptıklarını ödeteceğim. Kimse bu şekilde hayata veda etmeyi hak etmiyor Elif. Hele sen bir tanem. Sen hiç hak etmedin. Kedin bana emanet hiç merak etme. Biz seni hep seviyor olacağız.''
O gece Elif'in tabutunu başında beklerken uyuyakalmışım. Sabah gün doğumunda Elif'in akrabaları olduğunu anladığım kişilerin feryatları ile uyanıyorum.
Öğlene doğru Elif istediği gibi annesinin yanına defnedildi. İlk toprağını son gözyaşım ile örttüm üstüne. Hiç ağlamayan bir adam olarak tüm gözyaşlarımı burada Elif için ilk ve son kez akıttım. Mezarının üzerini Elif'in en sevdiği çiçekler ile donattım. Annesininkini de unutmadım tabi. Şimdi kavuştular. İkisini de aynı lanet kader ayırdı yine aynı lanet kader kavuşturdu. Güzel sevgilimi orada bıraktığım için gözüm arkada değil. O annesine kavuşmayı, bu hayatta her şeyden daha çok istedi.
İstanbul'a döndüğümde Elif'in eşyalarının boşaltılması evin devredilmesi gibi birtakım işler ile arkadaşlarım ilgileniyor. Ben ise Elif'ten kalan tek parçamı eşyaları ile birlikte kendi evime taşıyorum. Ve Miya için bir oda hazırlıyorum. Şimdilik akşamları sürekli acı acı miyavlıyor. Sanırım Elif'i şimdiden çok özledi. Ben de çok özledim. Kokusu hâlâ burnumda. Ömür boyu da bu kokuyu anımsamak istiyorum. Bu hissettiğim acı hiç bitmesin. Bitmesin ki Elif'imin yokluğuna alışmayayım. Bilgisayar ekranını uçak bileti sitesine giriyorum;
İSTANBUL – NEW YORK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEKE (+18)
Teen Fiction+ 18 "En çok güvendiği tarafından tecavüze uğramış bir genç kadın. Kadın için uğruna canını verecek, bütün yaralarını sarmaya yemin etmiş bir adam. Yaptıklarının farkında olmadan tehditler savurmaya devam eden takıntılı bir aşık. Kaderi birbirinin ü...