Akşam Mahir, Ömer ve Ece'yi de alıp yemeğe çıkıyoruz. Bizim konu hakkında bir şey söylememize fırsat vermeden Ece kartal bakışlarıyla yüzüğümü masaya oturduğumuz gibi fark ediyor ve anında çığlığı basıyor. Ömer ile ikisi çok mutlu oluyorlar. Sevinçleri beni de coşturuyor. Ömer ile Mahir yemeklerini yerken bir taraftan da düğün planları yapmaya başlıyorlar bile. Mahir'in hangi hastanede göreve başlayacağı, nerede yaşamak isteyeceğimiz güzel muhitlerin bulunduğu, kaç katlı bir evde yaşamamız gerektiği, çocuk olduğunda evin büyük olmasının gereklilik hâline dönüştüğüne kadar her detayı konuşuyorlar. Ben ise sessizce dinliyorum. Sanki başrolü ben olmadığım bir düğünden bahsediyorlar. Ece telefonundan bana gelinlik modelleri bile gösteriyor.
-Sen neden bu kadar ilgisizsin. Kızım evleniyorsun heyecanlan biraz. Ece'nin sitemini haklı buluyorum.
-Heyecanlanıyorum tabii. Ama içimde bir burukluk var Ece. Ailem yanımda olsun isterdim.
-Biz varız bir tanem. Ben her anında yanında olacağım, merak etme. Sen çok güzel bir gelin olacaksın. Elif mutlu olmayı hak ediyorsun. Hadi gül biraz.
Mahir bize doğru dönüp;
-Hadi kadeh kaldırıyoruz! Bize ve yeni hayatımıza.
O gece Ömer ve Ece çok samimi oldular. Evlerimize ayrıldıktan sonra konuşmaya başladıklarına eminim. Ama şu an bu konuyla ilgilenmiyorum. Mahir ile arabaya bindiğimiz de uzun zamandır aklımda olan soruyu soruyorum;
-Annemin mezarıyla ilgili bir gelişme var mı?
-Güzelim uğraşıyorum ama şu an bu kadar mutluyken bu konuyu araya sokup canını sıkmak istemedim.
-Senin bir ailen var. Henüz tanışmadım ama tanışacağım sonuçta. Onların karşısına geçip benim bir ailem yok annemin mezarının nerde olduğunu bile bilmiyorum mu diyeceğim. Bu kadar kimsesiz hissetmek istemiyorum.
-Haklısın. Arabada bekle biraz.
Arabayı kenara çekip aşağı iniyor. Telefonla birkaç dakika konuşup tekrar yanıma geliyor.
-Birkaç güne halledeceğim bu işi. Merak etme. Ama şimdi suratını asma olur mu. Biz evleniyoruz bundan daha güzel ne olabilir.
-Mezuniyeti bir atlatalım önce. Her şey üst üste gelmesin. İçime sinsin istiyorum.
-Evet iki gün kaldı ve benim bir smokin ayarlamam gerekiyor. Hem de düğünümüze hazırlık olur. Yarın alışverişe çıkalım mı?
Gülümseyerek benden onay bekliyor. Kafamı sallayarak karşılık veriyorum.
Ertesi gün oldukça yoğun geçiyor. Mahir ile İstanbul'un en büyük AVM'sinde gezmediğimiz mağaza bırakmıyoruz. Ben girdiğimiz ikinci butikte kıyafetime karar verip alıyorum. Su yeşili önünde iddialı dekoltesi olan sade ve şık bir elbise. Ama Mahir sabahtan beri hâlâ bir takım beğenemiyor. Yüksek topuklularımla saatlerdir yürüdüğüm için isyan edecekken son bir mağazaya giriyoruz. Kabinde dakikalarını geçiriyor. En sonunda çıkıp soran gözlerle bana bakıyor. Oldukça güzel bir parça giymiş. Üzerine de tam oturmuş. Boynundakizincir detayı, dar kumaş pantolonu ve siyah ceketiyle çok yakışıklı gözüküyor.
-Nasıl olmuş?
-Çok güzel. Yakışmış.
-Bundan önce denediğim 7 takım elbiseye de aynı cevabı verdin.
-Hepsi de çok yakışmıştı. Ama bunu almalısın.
-Tamam o zaman bunu alalım. Ben de yoruldum artık çünkü.
Ödeme işlemlerini hallettikten sonra arabaya geçiyoruz. Mahir elimi tutup yüzünü bana dönüyor;
-Bu akşam annemler bizi bekliyor. Gelinleriyle tanışmak istiyorlar.
-Acele etmiyor muyuz?
-Elif bir sorun mu var? İçine sinmeyen bir şeyler mi var?
-Hayır bir tanem. Sadece çok yoruluyorum mezuniyete kadar dinlenmek istedim. Hem gidip hazırlanmam gerekiyor yetişebilir miyim bilmiyorum.
-Annemler Ağva'da oturuyor. Ben şimdi seni eve bırakırım hızlıca hazırlanırsın yemeği de orada yeriz. Seni çok görmek istiyorlar kırma beni.
-Tamam öyle olsun bakalım. Ne giyeceğime kesinlikle karar veremiyorum. Nasıl insanlar, benim hakkımda ne düşünürler hiç bilmiyorum. Heyecanlı olmam gerekirken çok stresliyim. En sonunda kumaş pantolonumun üzerine siyah bir gömlek giyip saçlarımı da at kuyruğu yapıyorum. Sade bir makyaj ile topuklu sandaletlerimi de giydikten sonra Mahir'i arıyorum. Çok fazla trafik olduğunu ve biraz gecikeceğini söylüyor. Beklerken Ece'yi arıyorum. Kayınvalideme gideceğimi öğrenince gülme krizine giriyor. Bana da aydınlanma gelince gülme krizine eşlik ediyorum. Ne yani benim şimdi kayınvalidem mi olacak?
-Bundan aylar önce asla evlenmem diyen Elif, şu an kayınvalidesiyle görüşmeye gidiyor şaka gibi.
Ece benimle eğlenirken zil çalıyor. Mahir'in geldiğini anlayıp telefonu kapatıyorum. Kapıyı açtığımda etrafta kimse görünmüyor. Ayağımın altındaki mermere küçük bir kutu bıraktıklarını görüyorum. Kutuyu alıp balkona koşuyorum. Kedim stres olup tüylerini dikiyor. Bir motokurye hızla uzaklaşıyor. Yanlış geldiğini düşünecekken kutunun üstündeki ismimi görüyorum. Kafamda dönmeye başlayan tüm senaryoları bir kenara bırakarak kutuyu açıp açmamak konusunda karar vermeye çalışıyorum. Hafif salladığımda içinden pek fazla ses gelmiyor. O sırada Mahir mesaj atıyor ve iki dakika içinde kapının önünde olacağını söylüyor. Elimdeki gizemli kutuyu mutfak dolabının içine atıp evden çıkıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEKE (+18)
Teen Fiction+ 18 "En çok güvendiği tarafından tecavüze uğramış bir genç kadın. Kadın için uğruna canını verecek, bütün yaralarını sarmaya yemin etmiş bir adam. Yaptıklarının farkında olmadan tehditler savurmaya devam eden takıntılı bir aşık. Kaderi birbirinin ü...
