"Şimdi rahat rahat konuşabiliriz." dedi Faruk bey, adamları uğurlayıp yanımıza gelerek. "Burada bir şey yok ama istediğiniz bir şey varsa sipariş verebiliriz. Çay, kahve ne isterseniz." dedi gülümseyerek.
"Teşekkürler." dedim gülümsemesine karşılık vererek.
"Ali bey az önceki olay için kusura bakmayın." derken Ali'ye döndü.
"Sorun yok, aksine sözünüzde durduğunuz için teşekkür ederim." dedi bir saat sakinleştirmeye çalıştığım Ali.
"Olması gereken buydu." dedi samimiyetiyle. "Zümra hanım bu ev çok yakın bir ahbabım için tasarlanacak. O yüzden gerçekten en ince ayrıntısına kadar güzel bir yapı olsun istiyorum." dediğinde onayladım.
"Bir dakika bekleteceğim." dedim ve telefonumu çıkartarak ses kaydını açtım. "Ben hızlı yazmak konusunda pek iyi değilim de." dedim gülerek.
"Güzel bir çözüm." dediğinde gülümsemeye devam ettim.
"Peki bu kişinin aile yapısını, kaç kişi yaşadıklarını öğrenebilir miyim? Ayrıca buna benzer diğer ayrıntılar."
"İki çocuklu bir aile.Genç kızı ve ilk okula giden bir çocukları var.Yurt dışında yaşıyorlardı uzun süredir ama işlerini tamamen buraya taşıdılar ve kesin dönüş yapacaklar." dediğinde onaylayıp evin bahçesine ve içerisine baktım.
"Peki sizce onlar için, evde önemli olan şey nedir?" dediğimde düşündü fakat bir cevap bulamadı. "Şöyle yapalım, herhangi bir sosyal mecraları var ise bana gösterin ki insanların neler isteyebilecekleri hakkında bir fikrim olsun." dediğimde göstermişti ve aklıma gelen şeyleri not almıştım. Ali ise o sırada yapıdaki eksikleri ve düzeltilmesi gereken yerleri not almış yanıma gelmişti. "Son bir şey daha. Bütçede kısıtlama miktarı ne kadar?" dediğimde adam bir süre düşünmüştü.
"Yani hiçbir şeyden kaçılmaması taraftarıyım ama gereksiz bir harcama da istemem." dediğinde onayladım. Ali'ye bakıp gülümsedim.
"Benim gözlemim bitti." dedim gülümseyerek. "Ali de başıyla onayladı. "Gerçekten çok teşekkür ederim, vaktinizi ayırdığınız için." dediğimde adam gülümsedi.
"Rica ederim. Asıl böyle ilgili olduğunuz için ben teşekkür ederim. Ali bey, Zümra hanımı işe almak ile doğru bir şey yaptığınıza eminim." dediğinde gülümsedim ve vedalaşarak çıktık. Arabanın yanına geldiğimizde Ali bana bakıyordu.
"Gitmeyecek miyiz patron?" diyerek güldüğümde hala o şekilde bana bakıyordu. O bakış, o kadar güzel bir bakıştı ki nasıl ifade edebileceğimi bilmiyordum. "Hey, Ali." dedim önünde elimi sallayarak. Tam o anda beklemediğim bir şekilde elini belime getirerek beni kendine çekti ve eğilerek sıkıca sarıldı. Bu sarılma içimde o kadar güzel hisler uyandırdı ki, bu hissi ilk defa tadıyor olmama içten içe çok üzüldüm.
"Teşekkür ederim." dedi saçlarımın arasına fısıldayarak. "Hayatıma girdiğin için sana da, rabbime de teşekkür ederim." dediğinde ben şaşırmış şekilde duruyordum. Yavaşça geri çekildiğinde daha yeni çıkmış kısa kirli sakalına yapışan saçıma bakıp gülmüştüm.
"Paramı alacağım Ali kaçışın yok." dedim, şu anki ortamdan asıl ben kaçarak.
"Bana verdiklerinin yanında paranın değeri mi kalır?" dedi gülümseyerek ve kapımı açarak binmemi bekledi. Kendisi de binince hızla şirkete doğru hareket ettik. Şirkete girerken bile neler yapacağımı beynimde sıralamaya çalışıyordum. Ali ise telefonda iş hakkında birkaç kişiyle görüşüyordu. Yukarıya çıktığımızda hemen masama geçtim ve aklımdaki şeyleri kelimeler ile not aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRABZON GÜLÜ
Dla nastolatkówDikkat: Bu kitap tam bir aile sıcaklığı hissettirir. Gereksiz entrikalara ve +18 sahnelere ev sahipliği yapmaz. Bu güzel yolculukta bana destek olursanız sevinirim. ~~~~~~~~~~ Hani daha ne olabilir ki dediğimiz bir an vardır ya, işte ben o anı yaşa...