trende. insanlar, insanların içinde. gürültülü ama gürültüyü kulaklıklarıyla bastırıyor, müzik dinliyor. dışarıyı izliyor, gelip geçen insanlara bakıyor. kendisini içinde huzurlu bile hissetmediği evine doğru yola çıktı.
eve doğru yola çıkmadan önce sanat galerisini ziyaret etti. çizimleri inceledi. eserlerdeki renk kullanımını çok beğendi fakat resimlerdeki sıradanlık hoşuna gitmedi. eserlerde sürrealistçilik ve ard izlenimcilik akımını severdi ve arardı o.
sadece görüneni çizmek hoşuna gitmezdi.renkler onun için hisler demekti. içinde bulunduğu ortam onu gergin hissettiriyorsa kırmızıyı kullanırdı, sarıyla süslerdi. van gogh'u kopyalamayı severdi. gerçi şu zamana kadar çizdiklerinde hiç renk kullanmamıştı ama renk kullansa da van gogh'un tekniğini kopyalardı. küçüklüğünden beri siyah beyaz çizerdi. hissiz, depresif, soluk ve hevessiz.
gün içinde yaptıklarını düşündü. bilgisayar oynar, yatağında saatlerce uzanır, arada resim çizer ve bir şeyler yazardı. hayatı ne kadar da boştu.. önceden kitap okuyordu ama artık onu bile yapamıyordu. zavallı insan, küçük insan, bu evrende hiçbir yerin yok, hiçbir yere ait olamayacaksın sen. sürüden kaçan yalnız kurt ölüme mahkûmdur. evrimde de böyle değil mi? yalnızlığı hep kötülerler, bütün hayvanlar sürü içinde yaşamak zorundadır, insan toplumsal bir hayvandır. sen daha topluma bile uymuyorsun. hayır, uymak istemiyorsun çünkü farklı görülmek istiyorsun, kendini özel hissetmek istediğin için. ama maalesef, özel olan hiçbir tarafın yok, kendi insanlığını bile kabullenemiyorsun. seni gerizekalı. insan olduğunu kabullenemeyen birisi nasıl yaşayabilir sence?
yaşayamaz. yaşamayı bilmiyorsun.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lobo Solitário
Randomçok yalnız hisseden birisinin yazdığı şeyler.(yazdıklarımın ciddi bir amacı yok, alakasız yerler olabilir. bir kişinin iç dökme günlüğüymüş gibi okuyun.)