bugün gerçekten de kafamın içi bomboştu, kötü hissettiğim bir durum olmadı ki ben anca kötü veya heyecanlı hissedince doğru düzgün şeyler yazabiliyorum. keşke her zaman bir şeyler yazabilsem. bilgisayardan yazmak estetik geldiği için bugün telefondan değil de bilgisayardan yazmayı deniyorum. güzel hissettiriyor.
sahi ben şu anda ne yapıyorum? biyolojik olarak yaşamaktayım değil mi? kalbim atıyor ve nefes alıyorum. peki çoğu insan biyolojik olarak yaşamak dışında yaşamaya ne diyor? örnek vereyim; arkadaş edinmek, iş bulmak, üzülmek, sevinmek, kızmak, aşık olmak, okula gitmek, ödev yapmak, sınava girmek vb. daha bir sürü şeyi yaşamın bir parçası veya yaşamak olarak sayarlar değil mi? ama yaşamın bir parçası olarak saydıkları bu şeyler, gerçekten de deneyimlemeye, yaşamaya değer şeyler mi? duygularımız dışında insanlar yaşamak olarak saydıkları çoğu şeyi, bu yaşam sistemini kendileri inşa etti ve can yakıcı olan taraf ise bizi bu sisteme uymaya zorlamaları. neyse, konu bu değil.
insanlar yaşamı üretti. yaşamaya değdiğini düşündükleri şeyleri üretti. biz bu yaşamın dışına çıkabilir miyiz? hayır ama biraz da evet. nietzche'nin üstinsan özellikleri olarak saydığı şeyleri hayatımıza uygularsak en azından kendi değer yargılarımızı oluşturabilir ve hayatta kendi yolumuzu çizebiliriz, ama tüm bunları yaparken de insanlığın oluşturduğu bu koca sisteme uymak zorunda kalıyoruz çünkü neredeyse başka çaresi yok, sisteme uymadığın anda hayatın çok daha fazla zorlaşır. onların para dedikleri aslında sadece bir kağıt parçası ve o tüm hayatımızı yönetiyor. üzücü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lobo Solitário
Randomçok yalnız hisseden birisinin yazdığı şeyler.(yazdıklarımın ciddi bir amacı yok, alakasız yerler olabilir. bir kişinin iç dökme günlüğüymüş gibi okuyun.)