dört duvar.

11 0 0
                                    

her gün böylesine acı çekmeyi hak edecek kadar ne yaptım ben? neden hiçbir işlevim yok? çalışmadığım için mi? ama ben çabalamıştım. ölü gibi olana dek çalıştım. neden yeterli değil? neden kimse beni fark etmiyor?

"çok değerli bir iş çıkarıyorsun!"
bu sözü kimseden duymadım. çünkü insanlar sadece kendileriyle ilgileniyor aslında. benimle ilgilenecek vakitleri yok. ilgilerini çekmem için illa büyük işler başarmam gerekiyor. anca öyle fark edilirim.

fark edilmeyi neden bu kadar kafama taktığım hakkında bir fikrim var.

insan fark edildiğinde var olur bana göre. ben şu anda yok sayılırım. varlığım o derecede seyrek şu boktan dünyada.

hiç doğmamayı dilerdim.

fiziksel olarak var olmak sadece acı veriyor ama ben ölmemeye karar vermiştim. sanırım yaşamım boyunca işkenceye mahrum bırakacağım kendimi.

benim ciddi anlamda hiçbir iyi özelliğim yok. hiçbir alanda yeterince iyi değilim. yeterince zeki değilim. ve bunların hiçbiri benim suçum değil. hepsi ben olduğum için. keşke ölmüş olsaydım.

her gün ölmek istediğim hakkında sayıklamaktan bıktım.

hiçbir şeye karar veremezsem nasıl yaşayacağım ki ben? daha yaşayıp yaşamayacağıma bile karar veremiyorum. ölüm mantıklı geldiği kadar yaşamak da mantıklı geliyor.

"güçlü olmalıyım" diyorum kendime, "yaşamın saçmalığına karşı gelip kendi saçmalığımı söndürmeliyim." ama ya ben saçmalığın kendisiysem? söndürülmem mümkün değilse? yine hata yaptım. bu yaşam saçmaysa zaten tüm insanlar da saçmadır. öyleyse ben de saçmayım, diğerlerinden "daha az saçma" olabilme gibi bir şansım yok.

neden sürekli kendimi diğerlerinden ayırmaya çalışıyorum ki? "diğerleri" dediğim de ne oluyor? her insan birbirinden farklı. bu doğru, ama ben sadece fark edilmek istiyorum.

"fark edilecek bir özelliğim var mı ki benim... potansiyelim var mı ki benim..."

her düşüncem, her ideolojim, hepsi negatif sonuçlanıyor. bıktım artık. farklı bir şekilde düşünmek istiyorum. hepsinin negatif sonuçlanmasının sebebi de hayat felsefem yüzünden muhtemelen.

kendi hayatımı iki felsefi düşünceye esir ederek geçiriyorum.

albert camus'un absürdizm ve başkaldırı felsefeleri.

lanet olsun, uyumak istemiyorum. saat gecenin beşi. yarına hazır değilim, hiçbir güne hazır değilim! ne çabuk geçiyor günler. ne çabuk yaşlanıyorum. ne çabuk öleceğim! hiçbir şeyi anlamadan öleceğim, ne aptalım ben. ne aptal bu çocuk! kendi evinin hapis gibi dört duvarının arasında fark edilmeyi bekliyor. 15 yaşında ama hâlâ var olamıyor. aptal çocuğun gözleri o dört duvardan başka bir şey görmüyor!

dört duvarın dışına çıkabilmeyi o kadar çok isterdim ki...

insanüstü bir zekaya sahip olsaydım belki de anlayabilirdim bazı şeyleri. bilmiyorum, bir şeyi anlamak mümkün mü?

evrenin kendisinin varlığının gerçekliği ne kadar?

ben öleceğim ve hiçliğe karışacağım.

evren de yok olursa?

her şey cevapsız. boşluktayım.

Lobo SolitárioHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin