2.7

922 38 0
                                    

Gözlerimi yavaşça araladım. Bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Sanırım sabah olmuştu. Bakışlarımı yatakta gezdirdim. Tek başımaydım. Kaya gitmişti. Şaşırmam mı gerekiyordu?

Olduğum yerden yavaşça doğruldum, kendime gelebilmek için yatakta birkaç saniye bekledim. Odanın banyosundan gelen hareketlenmelerle bakışlarımı oraya çevirdim. Sanırım Kaya hâlâ gitmemişti. Olduğum yerden doğruldum ve kıyafetlerimi yerleştirdiğim dolabı açtım. Siyah kumaş bir pantolon ve çiçekli bir bluz çıkardım.

"Günaydın çiçeğim, uyandırmadım inşallah?" Kaya'nın yeni uyanmış kalın sesi kulaklarıma dolduğunda bakışlarımı arkama çevirdim. Elindeki havlusuyla saçının nemini alıyordu. Belindeki havluya bakmamaya çalışarak bakışlarımı gözlerinden ayırmadım.

"Hayır, fark etmemiştim bile." Diye mırıldandım. Eşyalarımı alıp banyoya ilerledim. "Biz aynı evde yaşamamalıyız."

"Ben kendi halimden memnunum, sen değil misin?" Resmen benle eğleniyordu. Derin bir nefes verdim ve lavaboya girip kapıyı kapattım. Kişisel ihtiyaçlarımı giderdikten sonra üstümü değiştirdim. Saçlarımı hızlıca elimle düzelttim ve lavabodan çıktım. Kaya hazırlanmış, telefonla ilgileniyordu. Bakışlarını bana çevirdi ve keyifle gülümsedi. "Ben de seni daha demin yaşanan bir karşılaşmayla bekliyordum ancak bu da güzel."

"Sen beni gördüğüne dua edeceğine dediklerine bak." Dedim sahte bir kızgınlıkla. Evet ona sinirliydim ancak küs kalmaya da dayanamıyordum. Aferin sana, iyi halt ediyorsun canım.

"Hâlâ bunu konuşuyor muyuz? Bence düğün hazırlıklarını konuşmalısın. Sonuçta okulun bitti." Keyifle konuşuyordu. Utanacağımı bildiği için olduğu kesindi ancak isteğini gerçekleştirmedim. Yanına oturdum.

"Aslında düğün yapmayı düşünmüyorum, sen istiyor musun? Ayrıca gereksiz dikkat çekeriz. Senin de istemediğin bir şey bu." Bakışlarını bana çevirdiğinde gülümsedim. Benim gibi düşünüyor olmalıydı ki başıyla beni onaylayan bir hareket yaptı.

"Ben de öyle düşünüyorum ancak hayatında ilk defa evleneceksin ve böyle şeyler istiyor olabilirsin." Diye mırıldandığında gülümsedim. Arkama yaslandım. Biraz eğlenmenin bir zararı olmazdı.

"Hayır sorun değil. Daha önceden evlendim. Bunları tekrardan yapmamıza gerek yok." Gülmemeye çalışarak konuştuğumda Kaya bakışlarını sertçe bana çevirdi. Anlamayarak ona baktım. "Ne? Bilmiyor muydun?"

"Sen daha önce birisiyle mi evlendin?" Şaşkın ve sinirli bakışları bende dolaştığında başımla onu onayladım. Yaslandığım yerden doğruldum.

"Tabii ki de Kaya. Basketbol takımından bir çocuktu. İkimiz de birbirimizden çok etkilenmiştik. Evlendik." Dedim kendimden emin bir şekilde. Hâlâ şaşkınlık dolu gözleri beni izlerken ellerimi belime koydum. Birazdan bütün kişisel verilerimi bulup adamı öğrenmeye çalışabilirdi. Kendimi tutamayıp bir kahkaha patlattığımda Kaya çatık kaşlarla bana baktı. "Şaka yaptım! Tabii ki de evlenmedim. Ancak bakışlarını görmeliydin!"

"Ela! Kalp krizi geçirecektim az daha." Yapmacık bir sinirle yataktan kalktı ve bana doğru yaklaştı. Çatmış kaşlarla ona baktığımda gülümsemesi yüzüne yerleşti. "Neredeyse tüm bilgilerini araştıracaktım."

"Yapacağını biliyordum Kaya." Dedim ve ona yaklaştım. Aramızda mesafe kalmayacak kadar yaklaştım ve dudağına küçük bir öpücük kondurdum. "İşe beraber gidelim mi? Gökhan'la da konuşmam gerekiyor. Oradan da Emre'lerin yanına gideceğim. Dün geldiğimi söylemiştim."

-💬-

"Seni de gebertirim Kaya'yı da! Anladın mı?" Şirkete geleli birkaç dakika olmuştu. Gökhan'ın odasına dalmış ve yalan söylediği için bir süre ona hesap sormuştum. Kaya yanımda sessizce dururken Gökhan sessizce bana bakıyordu. İkisi de süt dökmüş kedi gibiydi. "Ben size artık nasıl güveneyim he? Her arkamı döndüğümde yapacağınız şeylerden endişelenmek istiyor gibi mi gözüküyorum?"

"Haklısın, demeliydim ama emir de Kaya'dan gelince yapabilecek bir şeyim yok." Gökhan mırıldanır bir şekilde konuştuğunda sinirle Kaya'ya döndüm. Anlık ona dönmemle gözlerini kocaman açtığında işaret parmağımla kendimi gösterdim.

"Kaya senin emirlerin bana da işliyor mu?" O kadar sert sormuştum ki birkaç saniye duraksadı. Başını onaylamaz şekilde salladığında tekrardan önüme döndüm. "Artık işlemiyor. Anlaşıldı mı?"

"Tamam Ela, ne olursa söyleyeceğim." Gökhan pes edercesine mırıldandığında başarı kazanmışcasına gülümsedim.

"Güzel. O zaman bana şu silahlı çatışma olaylarının nedenini de anlatabilirsin?" Bakışlarımı Kaya'ya çevirdiğimde yutkundu. Bu baskın hallerimden rahatsız değildi. Bunu yüzündeki keyifli tebessümden anlayabiliyordum.

"Alp Yılmaz şirketi bastıracak teklifler sunmaya başladı. Biz de istemediğimizi, bu konuda ısrar ederlerse anlaşmayı imzalamayacağımızı dile getirdik. Şimdi de ölümle tehdit edilmek üzere bizim boş bir anımızı arıyorlar." Kısa ve net cevabıyla derin bir nefes verdim. Tahmin ettiğim gibiydi. Derin bir nefes verdim.

"Peki bu silahlanma nasıl oluyor? Teknoloji gelişti. Kameralar her yerde." Bu olanlar beni oldukça şaşırtıyordu. Bir aksiyon filminde değildik. Kurşunlar bu kadar kolay çıkamazdı. Olamazdı.

"Ormanda. Şirketlerimizin ortak bir arsası var." Kaya mırıldandığında hızlıca bakışlarımı ona çevirdim. Sert bakışlarıyla karşılaştığımda aynı şekilde ona bakmaya başladım.

"Siz de gidiyorsunuz yani?" Farkında olmadan yükselen sesimle bedenimi ona çevirdim. Sert bakışlarında gram oynama olmadığında ona doğru yürüdüm.

"Evet, gidiyoruz." Sertçe cevap verdiğinde ellerimi siyah pantolonumun cebine soktum. Siyah gözlerine gözlerimi diktim.

"Sen ölmek mi istiyorsun? Hiç mi arkana bakmıyorsun?" Bilerek yaralamaya çalışan birisi değildim. Ancak kendisine gelmesi gerekiyordu.

"Arkama derken?" Daha çok bana yaklaştığında daha çok ona yaklaştım.

"Kendimden bahsediyorum. Gökhan'dan bahsediyorum. Geleceğimizden bahsediyorum." Sert bir şekilde konuştuğumda küçük bir kahkaha attı. Anlamayarak ona baktığımda bana doğru eğildi. Git gide yakınlaşmamızın sonunun iyi gideceğini fark etmeye başlamıştım.

"Abi benden varım hani?" Gökhan sahte bir sinirle konuştuğunda geriye çekildim ve bakışlarımı Gökhan'a çevirdim.

"Gökhan yakın zamanda tekrar ormanda buluşma gibi aptal bir planınız var mı?" Sinirime hakim olmaya çalışarak kibarca sorduğumda Gökhan'ın bakışları Kaya'ya döndü. Kaya'ya döndüğümde sessizce Gökhan'a bakıyordu. Bakışlarıyla anlaşmaya çalışıyorlardı. En sonunda Gökhan derin bir nefes verdi.

"Evet Ela, var. Akşam." Diye mırıldandığında sinirle güldüm. Odadan ayrılmak için ilerlerken masadan evin anahtarını aldım. Anahtarın ucuyla ikisini gösterdim.

"Ben de geleceğim. Anlaştık?" Diyip odadan çıkacakken Kaya sertçe kolumdan tuttu. Başımı ona çevirdiğimde sinirle bana bakıyordu. Kolumu sertçe çektim. "İtiraz edersen dinleyecek gibi mi duruyorum?"

"Hayır." Beni tanıyordu. Keyifle gülümsedim. Bakışlarımı Gökhan'a çevirdim. Sert bakışları benim üzerimdeyken bu umrumda bile değildi.

"Beraber gideceğiz. Akşam beni ararsanız. Silahlar yatağın altındaki dolapta, değil mi canım?" Dedim keyifle ve bakışlarımı Kaya'ya çevirdim. Derin bir nefes verdi ve başıyla beni onayladı. Öpücük attığımda gülümsedi. Bakışlarımı Gökhan'a çevirdim ve küçük bir baş hareketliyle vedalaştım. Odadan çıktım ve hızlı adımlarla arabaya ilerledim. Eğlenecek gibiydim.

Gmail Hatası|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin