- Özel Bölüm 1/2 -

1.4K 30 41
                                    

Bu bölümü yazdığım için hepiniz benden nefret edeceksiniz. Ancak şunu belirtmek istiyorum ki, ben ŞEREFSİZİN TEKİYİM. Bu nedenle bu özel bölümü yazıyorum. Hakkınızı helal edin. Öpcekledim sizi, keyifli okumalar.

Kaya'nın Anlatımıyla...
10 yıl sonra...

"Almira! Güzeller güzelim, yetişemeyeceğiz." Sitemle odasındaki prensesime bağırırken küçük bir kahkaha sesi yükseldi. İstemsizce gülümsemem yüzümde oluşurken arkamdaki ayak seslerinin kim olduğunu anlayabiliyordum. Bedenimi arkama çevirdiğimde gülümseyerek Melodi'nin bana yaklaştığını gördüm. Üzerindeki çiçekli elbisesi onu harika gösteriyordu. "Bebeğim, harikasın."

"İnan ki bu takımın içinde benden daha iyisin, keşke şu an prensesimizi okula bırakmak yerine evde kalsan." Diye mırıldandı. Gülümseyip burnuna küçük bir öpücük kondurdum. Badem gözlerini reflekssen kapattığında öpücüğüm dudağının kenarına indi. Gülümseyerek gözlerini açarken ellerimi beline doladım. Kollarını boynuma dolayıp gözlerimi incelemeye başladı. Ne kadar tatlı olduğunun farkında bile değildi. Sabaha kadar onu izleyebilirdim.

"Baba! Kaç saattir seni bekliyorum." Almira elindeki pembe çantasıyla karşımdaydı. Çiçekleri kıskandıracak güzellikteki iki kadına hayranlıkla baktım. Ne şanslı adamdım ben...

"Tamam çiçeğim çıkalım. Bütün kitapların çantanda, değil mi?" Almira koşarak bacağıma sarıldığında elimi saçına götürdüm. Annesinden alan güzel saçlarını yavaşça okşamaya başladım. Başını onaylamaz şekilde salladığında başına küçük bir öpücük kondurdum. Melodi yavaşça benden ayrıldığında Almira'nın elini tuttum. Melodi Almira'nın yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

"Okulda arkadaşlarına bulaşmamaya çalış. Tamam mı çiçeğim?" Melodi gülümseyerek konuştuğunda Almira başıyla onu onayladı. "Artık gitseniz iyi olur. Akşam görüşürüz."

"Görüşmek üzere bebeğim." Diye mırıldandım. Gülümseyerek öpücük gönderdikten sonra beraber evden ayrıldık. Almira kendini arka koltuğa attığında sürücü koltuğuna yerleştim. Arabayı çalıştırıp evden yavaşça uzaklaştım. Dikiz aynasından Almira'ya bakıyordum. Çantasını karıştırıyordu. "Bir şey mi arıyorsun çiçeğim?"

"Baba sana bir şey diyeceğim ama lütfen kızma." Anlamayarak arabayı okula doğru sürmeye devam ettim. Devam edebilmesi için sessizliğimi korudum. "Boya kalemleri ararken çekmecede bir kutu buldum. Yüzük vardı ve çok güzeldi. Almak istedim. Annemin de hiç taktığını görmedim. Ben de kullanılmadığı için almak istedim."

"Yüzüğe bakabilir miyim canım?" Endiselendiğinde hızlıca konuştuğu, çok kelime kullandığı için dediklerini anlayamıyordum. Elime küçük bir metal bıraktığında önüme çevirdim. Gözlerimi kısarak inceledim. Tanıdık bir yüzüktü. Birkaç şey hatırlatıyordu. Ela'nın yüzüğü, evlilik yüzüğü. "Canım bu yüzüğe benzer bir yüzük alsam sana olur mu? Bu bende kalabilir mi?"

"Tamam baba." Diye mırıldandığında derin bir nefes verdim. Yüzüğü cebime attım. Okula geldiğimizi fark ettiğimde dikiz aynasından bakışlarımı Almira'ya çevirdim. Yüzüğü aldığım için üzülmüş olmalıydı. Melodi'ye yüzükle yakalanmamalıydı.

"Seni seviyorum Almira. Bunu unutma. Eğer yüzüğe üzüldüysen sana okuldan sonra yenisini alabilirim." Gülümseyerek konuştuğumda Almira gülümsedi. Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Ben de seni seviyorum baba!"

-💬-

"Kendimi bir suç işlemiş gibi hissediyorum." Diye mırıldandım kendi kendime. Deniz kenarındaydım. Biraz temiz hava almak istiyordum. Elimdeki yüzüğe uzun uzun baktım. Ne yapıyorsun Kaya? Son 10 yıldır ne yapıyorsun? Bilmiyorum.

Kayalıklara oturdum. Hayat çok hızlı geçiyordu. Ela öldükten sonra Melodi'yle tekrardan konuşmaya başlamıştık. Hataları yok sayarak tekrar başlamıştım bu yola. Aslında hiçbir şeyin bitmediğini fark etmek beni ilk önce yaralamıştı. Ela'ya ihanet ettin.

"Özür dilerim Ela, çok özür dilerim." Diye mırıldandım kendi kendime. Taşlara uzandım. Masmavi gökyüzündeki bulutları incelemeye başladım. Elimdeki yüzüne tekrardan baktım. Bu yüzük hâlâ canını mı acıtıyor? "Hayır, acıtmamalı."

Ani bir kararla olduğum yerden doğruldum. Titreyen telefonuma baktığımda derin bir nefes verdim. Melodi arıyordu. Yüzümde oluşan gülümsemeyle telefonu açtım.

"Efendim çiçeğim?" Doğrulup elimi cebime soktum. Almira okuldan çıkmaştı. Melodi okuldan almıştı, yemeği yapmaya başlamış olmalıydı.

"Ne zaman gelirsin canım?" Bakışlarımı sert deniz dalgalarına çevirdim. Kayalıklardan yukarıya doğru ilerledim. Deniz kenarından uzaklaşmaya çalışıyordum.

"10 dakikaya evdeyim güzelim, gelirken bir şey almamı ister misin?" Beni onaylamadığını belli eden bir ses yaptığında gülümsedim. Vedalaştıktan sonra telefonu kapattım. Derin bir nefes verdim ve ilerlemeye başladım. Birkaç adım sonra durdum. Arkamı dönüp denize baktım. Elimde sertçe tuttuğum yüzüğe küçük bir bakış attım. Kaya, yapma.

Hızlı adımlarla kayalıklara yaklaştım ve elimdeki yüzüğü bir hışımla fırlattım. Dönerek denizin ortasına düştüğünde derin bir nefes verdim. Titreşen telefona bakışlarımı çevirdim.

Güzel Çiçeğimm: Gelirken çikolata alır mısın? Almira Hanım'ın istekleri bitmiyor. :)

Gülümseyerek telefonu kapattım ve önüme döndüm. Cebimden arabanın anahtarını çıkardım. Arabaya yaklaşıp kapıyı açtım ve kendimi sürücü koltuğuna attım. Sağ camdan denize baktım ve gülümsedim. Bir ağırlık üstümden kalkmış gibiydi.

Ve hayat devam ediyordu. 10 yıl önce cansız bir bedene sarılıp ağladığımda zamanın durmasını istemiştim. Ancak bu mümkün olmayacaktı, hayat devam ediyor. Nereye gidebileceğini tahmin edemiyordum. Ancak adımlarımın beni tekrardan Melodi'ye götüreceğini düşünmüyordum.

Abi ben cidden şerefsizin tekiyim ya. Bu bölümü neden yazdım bilmiyorum ama cidden şu an kendimi pisliğin teki gibi hissediyorum.

Arada özel bölümler atarım. Size ne kadar çiçeklerim demek istesem de bunu size yapılan bir hakaret olarak kabul ederim.. SJGDKKAMGKFNVFMSJNFJSSNS!

Kendinize iyi bakın. Seviliyorsunuz. 🤍

Gmail Hatası|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin