Minho'nun yaşını bir yerde belirttiğimi hatırlamıyorum bu yüzden 21 olsun eğer başka bir yaştaysa da
*Minho'dan(13/21)*
"Ne görüntüsü? Bay Jung ne alaka Jeongin?" Neyden bahsediyorlardı? Ne öldürmesi?
"Bay Choi bize bu görüntüleri verdi, Bay Jung'u öldürmüşsün!" Ben kimseyi öldürmedim! Özellikle de Bay Jung'u neden öldüreyim ki?!
"Jeongin, yanlışın olmalı. Ben kimseyi öldürmedim. Bana yıllarca göz kulak olan adamı ne diye öldüreyim?" dediğimde yanımdaki Seungmin'in kaşlarını çattığını gördüm.
"Minho hatırlamıyor musu-"
"Tanrı aşkına hatırlanacak ne var ki?! Bay Jung'u neden öldüreyim?! Aşırı asılsız suçlanıyorum şuanda!" diye yakındım. Ben kimseyi öldürmemiştim! Evet, belki annem yoktu veya babam fakat bunlar beni birini öldürmeye itmemişti hiçbir zaman. Ben hep hayata tutundum!
"Ne? Minho gerçekten hatırlamıyor musun? Bana her türlü kanıtı yok etmemi söylemiştin." Ben ne zaman böyle bir şey yaptım lan?!
"Seungmin? Sen biliyor muydun?" Tanrı aşkına olmayan bir şeyi nasıl bilebilir?
"Bana kendisi söyledi! Kanıtları yok etmem gerektiğini! Minho gerçeği söyle. Biliyorlar artık, öldürdüğünü söyle!"
"Hayır! Minho hyung böyle bir şey yapmaz. Gerçeği söyle, öldürmediğini söyle hyung! Öldürmedin değil mi onu?!" Ben öldürmedim...
Tam ağzımı açıp öldürmeyeceğimi söyleyecektim fakat gözlerim kararmaya başladı.
Kendime geldiğimde konuştum. "Ben öldürmedim."
*İlahi bakış açısı*
Annesinin cansız bedeninin yanında öldürmüştü kendisini. Yeni bir benlik yaratmıştı bedeni ona. Bu yeni benlik hiçbir acıyı unutmayacaktı. Ne annesinin ölü bedenini, ne de annesinin ölü bedeninin yanında elinde tuttuğu kendisinden büyük bıçağı unutacaktı.
Birinci benlik. Masum benlik. Küçük Minho'nun ruhu. O gün tam olarak ölmedi. Sadece kenara atıldı. Onun yerine daha acımasız ve daha acı dolu ikinci benlik gelmişti. Kişilik bozukluğu gibi. Birinci benlik ikinci benliğin yaptığı hiçbirşeyi hatırlamıyordu fakat ikinci benlik iyi anıları da aklında tutuyordu.
Yaşadığı her kötü anda sanki birinci benliği kirlenmesin diye bir anda var oluyordu ikinci benlik. Annesinin yanında kendisini ölüdürmeye çalıştığını bilmiyordu mesela. Ya da Jisung kollarında ölmek üzereyken zihninden tekrar ölüm geçtiğini. Veyahut annesinin ölüşünü rüyasında gördükten sonra boğazını kesen cam parçasını.
Onun tek acısı annesinin ölümüydü. Bu kadardı. Hiçbir intihar girişimini ya da öldürme hırsını bilmiyordu. O 13 yaşında kalmış Minho'ydu. Minho'nun en masum haliydi.
(açıklayacağım diye canım çıktı umarım anlamışsınızdır. İki benlik var ve ilk benlik hiçbir ölümü hatırlamıyor. İkinci benlik ise yaşanan tüm mutlu anları ve yaşanan tüm ölümleri, intihar girişimlerini hatırlıyor. Bu bölümün başında da fark ettiyseniz 13/21 yazıyor. Bunu yazdığımda Minho'nun ilk benliğinde olduğunu anlarsınız oki)
*Minho'dan*
"Biliyordum! Sen öldürmedin hyung!"
"Minho tanrı aşkına bana kendin söyledin! Hem videodaki de senin sesin!" Evet, ben öldürmüştüm. Neden öldürmedim dedim ki?!
"Ben... Dilim sürtüştü herhalde. Jeongin, Bay Jung'u ben öldürdüm. Ama geçerli sebeplerim vardı!" deyip doğruldum. Annemi öldürmüştü. Bundan daha iyi sebep mi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deadly Difficulty 1/Minsung
FanficBenim için tek kurtuluş ölümdü. İnsanlar ölümden korkardı değil mi? Ben niye yaşamaktan korkuyorum? Şimdi kendimi bu çatıdan bıraksam mutluluğa erer miyim? "Hey! Ne yapıyorsun sen orada!? Çabuk in oradan, düşeceksin!" *intihar düşüncesi* *kişilik bo...