17.bölüm

1.8K 40 18
                                    

Arzu kitlenmişti televizyonun ekranına gözyaşları ondan izinsiz dökülüyordu Elif hemen ayağa kalkıp Arzuyu oturttu sandalyeye
"Arzu canım iyi misin?" Hala erkanda dönen resimlere bakıyordu Ateşle kendi resimlerin yayınlıyordular arkadada ihanetle ilgili şarkı koymuştular magazin programıydı haberi yayınlayan masada oturan 3 kişinin ne konuştuğunu duymuyordu sadece alttaki
"Büyük Aşkta, Büyük İhanet" yazısını görüyordu. Rezil olmuştu her kese.
"Arzu lütfen cevap ver korkutma beni" dedi Elif korkmuş sesiyle
"O kız" dedi sadece, Elif tekrar arkasını dönüp televizyona baktı bu sefer ikisinin ele ele fotoğrafı vardı ekranda
"Tanıyor musun?" Diye sordu. Kafasını salladı Arzu
"Karısı" dedi tekrar bu sefer bakışlarını ekrandan yere indirmişti sakinleşmeye çalışıyordu gözlerini kapattı gözünün önünden gitmiyordu o görüntü
"Şerefsiz herif" diye tısladı Elif dişlerinin arasından
"Ağlama Arzu bu adam için değmez kurtuluyorsun işte bu pislikten"
"Kurtulamıyorum! Ben 1 haftadır bu adam için gözyaşı döküyorum, özlüyorum her şeye rağmen gelip barışsın istiyorum benle aptal gibi, ama onun niyeti en başından beri farklıymış resmen benden kurtulmak istiyormuş" diye bağırdı ayağa kalkıp salonda gezmeye başladı ağlayarak
"Boşanmak istediğimde hemen kabul etti, bir kere bile arayıp sormadı şimdide yeni karısıyla gecelerde geziyor. Biliyordum ona aşık olacağını biliyordum" dedi
"Arzu bak bu bir şey değiştirmez sen zaten boşanacaksın bırak ne halt yiyorsa yesin sanki o kızla mutlumu olacak, 2 güne onuda aldatır bu pislik, o küçük şeytanda kendi kazdığı kuyuya kendi düşecek merak etme" dedi Elif sinirle
"Ateşle konuşacağım, madem onun karşıma çıkıp adam gibi konuşmaya cesareti yok ben gidip konuşacağım" dedi kendisini toparlayarak Arzu
"Arzu bak bence bu iyi bir fikir değil hemen davayı açalım o güne kadarda hiç karşılaşmayın derim ben"
"Hayır bana bunların hesabını verecek, vermek zorunda" dedi gözlerini ekrana ayırmadan.

Melek gözlerini açtığında saat 11e geliyordu bu saate kadar nasıl  uyumuşum diye geçirdi içinden yataktan çıkıp aynanın karşısına geçti pijamasına baktı.

Saat geç olmuştu Ateş şimdiye gitmiştir diye düşünüp öyle indi aşağıya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saat geç olmuştu Ateş şimdiye gitmiştir diye düşünüp öyle indi aşağıya. Ama merdivenlerden inerken aşağıdan gelen sesle Ateşin gitmediğini gördü salonda televizyon açıktı ve magazin programında kendi resimleri dönüyordu dün geceki resimlerdi bunlar. Ateş elinde kahveyle mutfaktan çıktığında Melek arkasını döndü yanından geçip  salondaki koltuklara oturdu.
"Günaydın" dedi Melek sakin tonda
Tam Meleğin karşısındaki koltukta bacak bacak üstüne atıp kahvesini yudumlayan adam Meleği baştan sonra süzdü. Pembe pijamasıyla küçük bir çocuğa benziyordu, Melekte istemsizce üstüne baktı keşke değiştirseydim dedi içinden
"Günaydın" sesi sakindi sinirli yadaki sert çıkmamıştı en azından bu olay için onu suçlamayacaktı bu bile sevindirmişti Meleği
"Git kendine bir kahve al gel sohbet ederim" bu sakinlikten korkmalı mıydı bilmiyordu mutfağa gidip kahve yaptı ne konuşacak acaba diye çok merak ediyordu kahvesini alıp Ateşin karşısındaki koltuğa oturdu ilk tanıştıklarındada aynı böyle oturup sohbet etmişlerdi.
"Seninle en son burda böyle konuştuğumuzda gayet anlayışlı ve ikna olmuş gibiydin, merak ettiğim bir şey var ne olduda fikrin değişti. Niye Melek? Niye o gece benimle oldun?" Diye sordu sakince, düşündü Melek ne söyleyecekti şimdi, kısa bir sessizlikten sonra kendisini toparlayıp anlattı düşüncelerini
"Çünkü o gün söylediklerin bir masaldan ibaretti asla gerçekleşmeyecekti, siz gittikten sonra bana ne olacaktı hiç düşündün mü?
Hadi diyelim dediğin gibi yalandan bebek düşdü dedim sende beni sakladın sonra bana dokunamayacaklardı peki ya ailem? Onlara ne olacaktı? Babamın işi, yaşadıkları ev, kardeşlerimin okulu, hepsi benim çocuk doğurmam için verilmişti eğer olmazsa alacaktılar ellerinden bu imkanları. Bunu göze alamazdım. Kusura bakma" dedi gözlerini yere indirerek
"Hamile kalmak için yani?" Diye sordu Ateş, kafasını salladı genç kız
"Evet, hamile kalmak için" dedi. Aslında yalan değildi söyledikleri sadece bunlar onun aklına gelmemişti Defne hanım aklına sokmuştu orasını söylemedi Ateşe. Bu sefer Ateş "anladım" dercesine başını sallamıştı. Uzun bir sessizlik oluştu Ateş bir şeyler düşünüyordu, Melekse tırnaklarını etine batırmış bekliyordu korkuyla ne olacak diye.
"Eğer dediğin gibi hamile kalırsan, Arzuya her şeyi anlatıp boşanacam ondan, ama eğer kalmazsan ben Arzuyla birlikte en başından beri plânladığımız gibi burdan gideceğim sende hiç bir şey yaşanmamış gibi hayatına devam edeceksin" dedi. Melek korkuyla bakmıştı Ateşe çünkü hamile kalma ihtimali çok azdı sadece bir kere birlikte olmuştular onunla hamile kalabilir miydi? Yadaki hamile kalmak istiyor muydu? Peki ya diğer ihtimal koca bir bilinmezlikti onun için, onlar kaçtıktan sonra başına ne geleceğini bilmiyordu ki? İki ihtimal vardı ikiside bir birinden kötü. Meleğim gözündeki korkuyu gören Ateş
"Ne düşünüyorsun?" Diye sordu
"İkiside bir birinden kötü iki ihtimale bağlı hayatım" dedi incinmiş sesiyle
"O gece yaşananlar benim suçumdu senin iyi kötü bir açıklaman var ama benim yok Arzuya ihanet ettim bunun cezasını ne ona ne sana nede eğer olursa bir bebeğe ödetmek olmaz, benim cezamda Arzuyu kaybetmek olacak" deyip sabit bir noktaya daldı gözleri, Arzuyu kaybetmek düşüncesi bile delirtiyordu onu ama  eğer Melek hamile kalırsa yapmalıydı bunu zaten Arzu öğrendiğinde onu kaybedecekti en azından benden öğrenmeli diye düşündü.
"Hamile kalmamam Arzuya ettiğin ihaneti değiştirmiyor susarak nereye kadar kaçacaksın"
"Gerekiyorsa ölene kadar, Arzuyu benden sadece bir güç ayırabilir oda doğacak masum bir bebek çünkü sen hamile kalırsan kaçış yolum olmayacak ama kalmazsan o zaman kaça bildiğim yere kadar kaçarım bu ihanetten"
Madem bu kadar aşık niye karısına ihanet etti o zaman diye düşünüyordu Melek
"Anlaşılmayan bir şey yok sanırım" dedi Ateş
"Hayır her şey gayet açık" dedi kırgın sesiyle bu planların hiç birisinde onun hayatı yoktu ona ne olacağını düşünmemişti Ateş sadece Arzu ve kendisi üzerine kurmuştu planlarını.
"O zaman ben kalkayım artık" deyip ayağa kalktı Melekse oturduğu yerden kalkmadı gitmesini bekledi kapının kapanma sesi geldiğindeyse kendisini daha fazla tutamayıp ağlamaya başladı Defne hanım haklı diye düşündü Ateş ona ne olacağını düşünmüyordu okulla ilgilide bir şey söylemedi kısaca hamile kalırsan mecbur sana bakacağın kalmazsan ne halin var gör demişti bu durum gururunu çok incitiyordu. Telefonundan takvime baktı daha 10 gün vardı regl olacağı güne o zaman kadar bir şeyler düşünmeliydi eğer hamile değilse ikinci planı olmalıydı madem Ateş onu düşünmüyor oda artık ne Ateşi nede Arzuyu düşünecekti. Bugüne kadar hep vicdanı sızlıyordu bir kadına ihanet ettiği için ama bugün anladıki düşünmesi ve acımadı gereken tek kişi kendisiymiş.

Gözümden Düşdüğün An Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin