5.bölüm

2.9K 41 1
                                    

Çıkıb giden adamın ardından baka kalmışdı genc kız, Ateşin tavrı kimseyi şaşırtmamışdı ama kız adına üzülmüşdüler, Esma kızı alıb misafir odasına götürdü zaten akşam olmak üzereydi yarında erkenden gidecekdi İstanbula, kız ona veriren odadan çıkmak istemesede Aslan beyin emriyle yemek masasına gelmişdi. Ona acıyarak bakan bakışlar canını yakıyordu, Yusufda başını kaldıramıyordu, başka zaman olsa görmek için canını verirdi ama şimdi yüzüne bakamıyordu,bi kere baksa tutub kolundan kaçırıldı onu bu cehennemden ama yapamazdı öldürürlerdi onları kendisi zaten ölüden farksızdı ama sevgiyi kıza kıyamazdı. Yemek boyunca ağzını açmamışdı Melek boğazından tek bir lokma bile keçmiyordu bu durumu tabikide hepsi fark etmişdi ama zorlamıyorlardı kızı Esma babasından müsade isteyib kızı odasına gönderdi.
"Kızım, sen git dinlen biraz yarın erkenden kalkıb yol gideceksiniz, ben odana bir şeyler gönderirim" minnetle baktı kadına genc kız bunu bekliyormuşcasına kalkdı masadan
"Size afiyet olsun"deyib ona veriren odaya gitdi yarın berbat bir güne uyanmak üzere yumdu gözlerini.

Ateş varmışdı İstanbula şoforun kullandığı arabasının arka koltuğundan evine doğru gidiyordu, eve vardığında onu gören çalışanlar kapıları otomatik açmışdı evin kapısından bekleyen yardımcıya montunu verib salona keçdi annesi ve kız kardeşi burdaydı ama karısı yoktu.
"İyi akşamlar" Defne hanım hemen oğluna sarılmışdı
"Hoşgeldin oğlum"
"Hoşbulduk, Arzu nerde?"
"Odasında, yaklaşık 2 gündür"kardeşinin sözleriyle ona döndü Ateş
"2 gündür?"
"Yani ben bi kaç kere gitdim ama ağlamakdan başka bir şey yapmadığı için elimden bir şey gelmedi"
"Anne noluyor Nazlı ne diyor?" Nazlı merak etdiği soruyu daha fazla dayanamayıb sordu.
"Sen evlendinmi?"kardeşinin sorusuyla başını ona çeviren Ateş öfkeli sesiyle
"Sen Arzuya bir şey söylemedin deyilmi?"dedi
Abisinin ses tonundan korksada taviz vermeyip
"Söyledim, zaten öyrenmiyecekmiydi? Senin yaptığın suç değilde benim söylememmi suç"abisinin gözlerindeki ateşten korkan genc kızın sesi sonlara doğru kısırmışdı. Ateş kız kardeşine baktı bi süre haklıydı aslında onun yaptığıydı asıl suç ama bunu ona belli etmeyip tehditkar şekilde
"Sonra görüşeceğiz!" Deyib odasına çıktı. Kapıyı açmasıyla onu karşılayan ilk olarak dağılmış oda oldu, gözleri karısını aradı yatağın dibinde oturub sessizce ağlayan kadını gördü sonunda adam, ağlamaktan şişmiş gözlerle düz bir noktaya bakıyordu Arzu.

Yanına çöküb oturdu Ateş ona bakıyordu,bakdıkcada ölüyordu, kim bilir ne kadar ağlamışdı oysaki kıyamazdı o karısının göz yaşlarına, sebeb olanı öldürmek isterdi ama sebeb şuan tam olarak kendisiydi, güzel kadın bakmadı kocasının yüzüne, kırgınmıy...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yanına çöküb oturdu Ateş ona bakıyordu,bakdıkcada ölüyordu, kim bilir ne kadar ağlamışdı oysaki kıyamazdı o karısının göz yaşlarına, sebeb olanı öldürmek isterdi ama sebeb şuan tam olarak kendisiydi, güzel kadın bakmadı kocasının yüzüne, kırgınmıydı, kızgınmıydı bilmiyordu aslında ikisiydide görmek istemiyordu onu ama aynı zamandada yüzleşmek istiyordu, nasıl yapardı bunu ona? madem yapacakdı niye ona hiç bir şey söylemedi? olacakları bile bile niye sustu? Aklında bir sürü soru vardı cevabını deli gibi merak etdiği ama konuşmak istemiyordu nasıl bi durumun içindeydi böyle. Karısının konuşmayacağını anlayan Ateş içinde durum farklı deyildi anlatması lazımdı olanları hesab vermeliydi karısının aklındakı soruları biliyordu ve cavablandırmalıydı ama susan kadın ona hiç yardımcı olmuyordu bağırıp çağırsa kırsa tökse her şey daha kolay olacakdı aslında ama karısı inadına susuyordu.
"Konuşmayacaksın ama ben anlatacam sen sadece dinle, haklı bir yanım yok, mantıklı açıklamamda kendimi savunmayacam olanları olduğu gibi anlatacam sana. Dedem babamı aradı Mardine gitmemiz için ben anlamışdım ama sana söylemedim çünkü saçmalıkdı zaten kabul etmeyecekdim ama.." duraksadı genc adam karısına bakdı sessizce ağlıyordu
"Ama mecbul kaldım. Bilmiyorsun onları asla rahat burakmıyacaklardı bizi kaçsak bile bulacaklardı beni öldürseler umrumda deyil ama sana zarar vereceklerdi"
"Bana en büyük zararı sen verdin, beni sen öldürdün zaten. Sen neyin açıklamasını yapıyorsun ya! Sen ne konuşuyorsun?! Hangi yüzle savunuyorsun kendini?! Ne olacak şimdi? Adam gibi anlatsaydın, boşanırdık sende napıyorsan yapsaydın korkak gibi arkamdan iş çevirdin" bağırıyordu kadın ağladıkca dahada bağırmak istiyordu.
"Evet korkağım seni kaybetmekden korkdum söylesem kabul etmeyecekdin"
"Şimdi kabul edeceğimimi sanıyorsun? Şimdi kaybetmediğinimi sanıyorsun? Sen beni çokdan kaybetdin. BİTTİ! Boşanlıyoruz!"
"Asla! Asla boşanmam senden. Bak bu saçmalık bitecek tamammı biz yurtdışına yerleşeceğiz orda yaşayacağız, buraya adımımızı bile atmayacağız"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Arzu dinle beni, o kız sadece kaçmamız için bi yol, ona dokunmayacağım bile bir süre sonra konuşacağım onunla bir oyun oynayacağız kız yalandan hamileyim diyecek bizde yurtdışına gideceğiz sonra bir şekilde bebek düşmüş gibi yapacağız o çocuk asla olmayacak, anla beni lütfen ailem sadece bu şartlarda gitmemize karışmayacak, ondan sonra kimse karışmayacak bize" durdu Arzu kocasının sözlerini düşünüyordu onu kandırmışdı kocası imam nikahıylada olsa başka kadınla evlenmişdi boşanması lazımdı çıkıp gitmesi lazımdı mantıklı yanı bunları söylüyordu ama kalbi mantığıyla aynı fikirde deyildi. Arzunun çocuğunun olmaması kocasının ailesinin sürekli olarak en esas konusu olacakdı ve asla rahat bırakmayacaktılar onları başka ülkeye taşınsalar karışamayacaktılar onlara Arzu bunu daha önce kocasına söylemişdi ama o kabul etmemişdi. Kocasına çok aşıkdı onu kaybedemezdi sonsuza kadar başka ülkede mutlu ola bilirdiler yadaki sonsuza kadar onu görmeye bilirdi, hangisini seçecekdi? Oturdu yatağa.
"Yanlız kalmak istiyorum" dedi kocasına. Ateş
"Tamam sen düşün ama lütfen bizi hemen bitirme, mutlu olmamız,özgür olmamız için bize şans tanı iyi düşün, tamam saçma bir fikir ama sonunda biz ikimiz olacağız ve mutlu olacağız" deyib Arzunun başından öpüb odadan çıkıb çalışma odasına gitdi sabaha kadar ikiside uyumadı, ikiside düşündü. Sabah olduğunda babasını aradı Ateş bugün İstanbula gelecekdi babası varmış olmalıydılar.
"Alo baba vardınızmı?" Özel uçağından inen adam çıkışa doğru giderken arkasından gelen küçük kızı kontrol ederek
"Şimdi indik uçaktan"dedi
"Bizim Beşiktaşdakı Rezidans evlerde benim bir dairem vardı hatırlıyormusun?"
"Okuduğun dönem kaldığınmı?"
"Evet işte o, kızı oraya götür orda kalsın"
"Tamam ama nasıl yapacak orda tek başına?"
"Ben yardımcı gönderecem diğer ihtiyacı olanlarıda hall edecem" oğlunun en azından kızla ilgili bir sorumluluk aldığına sevinen adam
"Tamam ben kızı bırakıp geliyorum" dedi kendisinden bahsetdiğini anladığı adama bakdı genc kız, Cihan bey ilk defa bakıyordu kıza kendi kızıyla aynı yaşlardaydı belkide daha küçük acımışdı kızın kaderine küçücük yaşda başına gelenler ve gelecekler içler acısıydı. Araba büyük rezidansın önünde durunca kız gözlerini şaşkınlıkla açdı yol boyu İstanbulu izlemişdi ilk defa gördüyü bu harika yerler ağzını açık bırakmışdı arabadan inib binadan girdiler onları gören her kes "hoşgeldiniz Cihan bey" deyib önlerini ilikliyorlardı Cihan beyse sadece başıyla cevab veriyordu. Resepsiyona gelib Ateşin evinin anahtarını alıb asansöre minib  25.kata çıktılar bir kapının önünde durub kapıyı açdı Cihan bey önce kendisi arkasındanda Melek girdi içeri,genc kız hayranlıkla bakıyordu eve çok güzeldi camdan pencerelerden bütün şehir ayaklarının altındaymış gibiydi.

kata çıktılar bir kapının önünde durub kapıyı açdı Cihan bey önce kendisi arkasındanda Melek girdi içeri,genc kız hayranlıkla bakıyordu eve çok güzeldi camdan pencerelerden bütün şehir ayaklarının altındaymış gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Burası harikaydı. Mutfak ve salon birleşmişdi ikisini ayıransa koca bir yemek masasıydı.
"Beyendinmi yeni evini?" İlk defa kendisiyle konuşan adama baktı Melek nasıl yani burası şimdi onun evimiydi.
"E-evet çok güzel" kapı çaldı Cihan bey açmaya gidince genc kız sanki rüyadaymış gibiydi ev harikaydı annesi ve kız kardeşleri geldi aklına onlarsa 2 odalı küçücük dağınık evdeyken o bursa lüks rezidansdaydı gözleri dolmuşdu Meleğin kendini toparlayıb arkasını döndüyünde Cihan bey yanında 30-35 yaşlarında esmer orta boy bir kadınla gelmişdi.
"Melek, bak bu Alya senin yardımcın bu evde seninle birlikte yaşayacak"
"Memnun oldum"
"Bende memnun oldum Melek hanım" Melek hanımmı garib gelmişdi ama ses etmedi sonra yanlızken ona sadece Melek demesini söylemeyi aklına not etdi. Cihan bey cebinden kart çıkarıb Meleğe uzatdı.
"Bu benim numaram acil durumlarda araya bilirsin zaten kapıda sürekli birileri olacak, ihtiyacın olan her şeyi onlara söyleye bilirsin ben artık gidiyorum sonra görüşüz"dedi
"Çok teşekkür ederim" diyen kıza acıyarak bakmışdı Cihan bey daha çok küçük ve deneyimsizdi napacakdı koca İstanbulda üstelik çok zor günler onu bekliyordu. Evden çıkan Cihan beyin ardından yeni hayatının ilk gününe merhaba dedi Melek...

Her kese merhaba,Türkiyedeki deprem nedeniyle hazır olan bölümü paylaşmak gelmiyordu içimden. Başınız sağ olsun canım Türkiyem🙏

Gözümden Düşdüğün An Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin