"Bir oyun oynayalım, bu oyunun kralı ben, kadınım ise sen olacaksın. Söyle küçüğüm, benimle cehenneme ilk adımını atmaya var mısın?"
Bir insan iki renk olamazdı, bir insan acımasız ama aynı anda merhametli de olamazdı. İnsanın ensesindeki şüphe ko...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
6. BÖLÜM ; SAKLANAN SIRLAR
~ALİN MİNA RÜÇHAN~
"Aferin kızım! İşte böyle!" diyordu başımın dikindeki yüzme hocası. Ona olan nefretimi tekrar gün yüzüne çıkarıp bütün hırsla yüzmeye devam ettim. Yüzümü hiçbir şekilde suyun içine sokmuyordum, yüzümü alnıma atmış hızlı bir şekilde yüzüyordum.
Bu tam olarak 35inci turumdu, kollarımı ve bacaklarımı hissetmiyordum. Canım fazlasıyla yanıyordu, daha 14 yaşında olmama rağmen benden hiç istenmeyecek şeyler istiyorlardı.
50 tur atmamı istiyordu bu hoca bozuntusu, havuz küçük felan değildi, en az 30 metreyi. Ona kızıyordum, ondan nefret ediyordum ama bir yanım onu da anlıyordu.
Bütün emirlerini babamdan alıyordu.
Babam bunların hepsini yapmamı istiyordu, bu yüzden ondan da biraz olsun nefret ediyordum. Ben suda korkuyordum, benim yüzüm suyun içinde olamazdı çünkü küçükken az kalsın boğuluyordum.
O acıyı asla unutmazdım, çiğrlerimin o denli yanmasını asla unutmazdım. Sudan nefret ediyordum.
Artık dayanamayacağımı anlayıp kenara doğru yüzdüm ve nefes nefese havuzun demirine tutundum. Demiri tutmak bile bir işkenceydi, o kadar canım yanıyordu.
"Ne yapıyorsun ne? Ne yapıyorsun!" diye bağırıp üstüme geliyordu yüzme hocası. Onu hiç takmayıp kendimi yukarı çekip demire oturdum ve gözümdeki gözlüğü çıkardım. Off! Çok canım yanıyor..
Hoca yanıma çöküp daha fazla bağırdı. "Beni deli mi edeceksin, kızım? Sana 50 tur dedim! Çok iyi gidiyordun, ne oldu birden?" Yüzme hocam 40 yaşlarında bir adamdı, yaşına göre hala dinçti. Kahverengi saçlarının arasındaki beyaz tutamlar onun yaşını belli ediyordu ama o bunu takmıyordu.
"Ne demek ne yapıyorum? Benim ölmem için gayret mi ediyorsunuz?" dedim kendimi göstererek. "Bittim! Kollarımı ve bacaklarımı hissetmiyorum!"
Hoca, "Yetmez!" diye bağırdı. "Kollarını ve bacaklarını kırılıyormuş gibi hissetmen lazım! Hemen suya gir!" deyip ayaklandı ve üstten üstten bana baktı. "Hadi Alin!"
