XIV

209 37 4
                                    


Sanırım şu an gecenin bir vaktiydi her zaman karanlık bir oda da olduğum için geceyi ve gündüzü ayırt edemiyordum.
Gözüme bir damla uyku girmiyordu sadece karanlığı izliyordum.

Halâ karanlığı izlerken içeriye bir anda biri girdi ve kolumdan çekiştirmeye başladı ben ise anın şoku ile kala kalmıştım. Yıllar dır buradaydım ancak bugüne kadar kimse gecenin bir vakti gelip kolum dan cekiştirmemişti.

Her yer karanlıktı ve ben hiç bir şey göremiyordum.
Beni aydınlık bir yere atmaları ile iki,üç saniye gözümü açamadım. Açtığım da ise dehşete kapılmıştım burası çok garip bir yerdi beni buraya atan adamda şu an yoktu.

Her yer siyah taşlar ile kaplıydı ama normal bir taşa benzemiyordu sanki taşların arkasın da alevler alan bir yer var gibi kıp kırmızıydı.

Ve burası o kadar sıcaktı ki cehenneme düşmüş gibiydim nefes almakta zorluk çekiyordum.
Duvarlardan garip sesler gelmeye başlamıştı sanki duvarda binlerce böcek yürüyormuş gibi sesler.
Korkarak ayağıya kalktım ve duvara doğru yürümeye başladım dokunduğum an elim yanmaya başlamıştı aceleyle elimi geri çektim.

Evet bu taşlar hiç normal değildi bu alev alev yanan sıcak bir taştı.
Kafamın üstünde bir sıcaklık hissetmem ile kafamı kaldırdım olduğum yerin üst tarafın dan lav akıyordu lavı gördüğüm an geriye doğru hızlıca bir adım attım adımımı attığım saniye tavandan akan lav yere düştü ve yer alev almaya başladı.

Ne yapacağımı şaşırmaya başlamıştım tek yaptığım etrafa şaşkınca bakmaktı.
Ta ki aniden beynimde ki sesler yükselene kadar hepsi aynı anda "senin olağan dışı güçlerin var jisung" diye bağırmaya başlamıştı sanki.

Ateş her yere yayılmaya başlamıştı bile ateşe doğru yakınlaştım ve dikkatli bir şekilde bakmaya başladım. Saniyeler sonra burnumdan kan akmaya başlamıştı ama o durumda asla o kanı önemseyemezdim. Ateş hareket etmeye başlamıştı adeta dans ediyordu. bütün ateşler bir anda yükselmeye başlamıştı ancak arkamdan gelen sese dönmem ile ateşe olan odağım tamamen gitmişti ateş ise geri yere düşmüş ve etrafa yayılmaya başlamıştı. Ancak şu an ateşi değil karşımda olan kocaman sekiz tane kafası olan yaratığa bakıyordum.

Bu çok korkunçtu dilim tutulmuştu o an. Yaratık üstüme doğru yürümeye başladı ancak ben geriye doğru gidemiyordum çünkü tam arkamda alevler vardı. Yaratık daha fazla yaklaşmadan arkama döndüm yerdeki alevi biraz önce yaptığım gibi havaya kaldırdım ve karşımda ki yaratığın üstüne doğru fırlattım. Yaratığın bir kafası tamamen yanmıştı ancak diğer yedi kafası halâ sağlamdı.

Yaratık olduğu yerde deli gibi sallanmaya başlamıştı sanırım ki acı çekiyordu biraz önce acısı dinecek ve bana saldırmaya devam edeceğini tahmin ederek tam üstümde sallanan lava odaklanmıştım fakat karşımda ki yaratığın garip seslerinden dolayı doğru düzgün odaklanamıyordum. Bir anda sessizleşmişti ama karşıma bakamıyordum. Tam lavı haraket ettirdiğim sırada karnım da bir acı hissetmiştim karnıma baktığım da ise yaratık beni sırtında ki garip süzgeçler ile esir almıştı.

O an öleceğimi hiss etmiştim dünyanın sonu geldi sandım bir an ancak ilk kez şans benden yanaydı tavanda ki olan bir lav tam yaratığın kafasının üstüne doğru düşmüştü. Ve o an yaratık ölmüştü ben ise acı dan kıvranıyordum.

Tam rahatladığımı hissederken boynumda birşeyin yürüdüğünü hissettim elimi boynuma atmam ile elime kocaman bir böcek gelmişti zehirli bir böcek.

Elimi sallamam ile böcek savrulup gitmişti etrafıma baktığım da ise her yerde bu zehirli böcekten vardı hadi ama sekiz tane kafası olan bir yaratığı öldürmüş olabilirim ama bu binlerce o böcekleri nasıl öldürebilirim.

Ayağımın etrafın da ve her yerde bu böceklerden vardı.
Tek yaptığım ne yapabilirim diye düşünmekti.
Böceklere baktığım da ise hepsi de aynı yere doğru yürüyordu o tarafa doğru yürüdüğüm de ise normal bir taştı ancak orada bir şey olduğu bariz belliydi.

Gözlerim ile oraya doğru odaklanmaya başladım ama hiç bir işe yaramıyordu ayrıca burnum feci kanıyordu.
Hissettiğim acıyla elimi taşa doğru uzattım.
Uzattığım an taş yerinden haraket etmiş ve yere doğru düşmüştü.

Taşın arkasın da ise garip bir taş daha vardı mor bir taş.
Taşı elime aldığım da garip şeyler hissetmiştim karnıma bir ağrı girmişti elimde ki taş ile karnıma dokunduğum da ise yaratığın oluşturduğu yara bir anda iyileşmişti.

Etrafta ki böcekler ise taşı aldığım da arkasında olan alevlere doğru yürümeye başlamıştı yarısından fazlası ise ölmüştü.

Kocaman taşın arkasın dan bir ses duymam ile mor taşı pantolonumun cebine sokmuştum.
Sese doğru baktığım da ise bir çok kez gördüğüm o adamlardan biriydi beni görünce şoka girmiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Burada bile yaşamayı başardıysan sen gerçekten güçlüsün demektir ama emin ol sende acı çekip çekip öleceksin"

Evet güçlü olduğum doğruydu ama öleceğimi doğrulayamazdım. İçimde ki sese biraz güveniyorum ben bir şekilde buradan kurtulacaktım özgürlüğe açılan o kapıyı bir şekilde bulacaktım.
Eğer ölürsem de bana bunları yapan herkese acı çektirip ölecektim.

Yine beni çekiştirirek o küçük karanlık odaya bırakmış ve gitmişti. Yaşadığım olayı hâlâ idrak edememiştim biraz önce çok normal bir şey miş gibi sekiz kafalı bir yaratık tarafından az kalsın öldürülüyordum ve bir sürü zehirli böcekler tarafından zehirleniyordum hiçbiri yetmezmiş gibi garip bir taş bulmuştum.

Taşı cebimden çıkarıp avucumun içine aldım ve incelemeye başladım elmasa benziyordu ancak bir elmas olamıyacak kadar mükemmel bir taştı.
Ayrıca karnımda ki kocaman yarayı bir anda iyileştirmişti eğer bu taş olmasaydı ya bayılır ya da kan kaybından öldürdüm fakat bu taş hayatımı kurtarmıştı.

Taşı avucumun içinde dokunmaya başladım ilk başta her şey normalken taş bir anda ışık saçmaya başlamıştı ama kısa sürede ışığı geri sönmüştü.
Belli ki bu taşı çok iyi korumam gerekiyordu taşı aldım ve yatağı kaldırıp altına koydum.

Taşın ne işe yaradığını bile bilmiyordum ama önemli olduğu açıkça belliydi.
Yavaşça yatağa oturdum ve neden bana tüm bunları yaptırdıklarını düşünmeye başladım.

Beni başka kişilere karşı savaştıracaklarmıydı?
Beni öylece eğitip sonra öldüreceklermiydi?
Aklımda iki saniye de binlerce soru dolanmıştı ama hiçbirine bir cevap verememiştim.

Sadece bekleyip görecektim tüm bunları ne için yaşadığımı.


Strength | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin