göz yaşlarım okuduklarım karşısında dayanamayıp firar etmeye başlamıştı. chan o kadar aşıkmış ki bu beni hayran bırakmıştı.. biraz daha odayı inceledikten sonra odadan çıkıp seungmin nin odasına doğru yürümeye başladım. burası da aynı chan in kokusu gibi eşsiz kokuyordu.
belki seungmin de mektup yazmıştır düşünesi ile yatağın yanında ki çekmeceyi açtım burada bir mektup değil ama küçük kutular vardı. kutuyu yatağa koyup ardından ben oturdum. kahverengi olan şirin bir kutuydu. kapağını açıp içine doğru gözlerimi çevirdim. içinde küçük küçük bir sürü kağıt vardı en üstte olanı elime aldım.
"seni seyredince gördüğüm bütün manzaraları unutuyorum. manzaraları izlerken de seni hatırlıyorum"
-eşsiz birine aşık olduğunu hatırlayan seungmin
"ah! ne çok şey istiyordum eskiden şu hayattan insan aşık olunca istekleri de değişiyor bir bakmışssın tek istediğin o olmuş"
-istediği şeyi elde etmek için uğraşmayan salak seungmin
"ne yalan söyliyeyim öyle bir aşık olmuşum ki baktıkça doyamıyor insan ama sonra içinden bir ses diyor ki o sana ait değil bakma ona en acısı da bu"
-içinde bir yerlerde kopmuşluk hisseden seungmin
"eskiden aynaya baktığım da tek gördüğüm hissizlikti şimdi bakıyorum da o gelmiş bütün hissizliklerimi hisleriyle boğmuş gibi"
-hislerini hatırlayan seungmin
"bugün fark ettimde ona herkes çok sıradan bakıyor ki kendi bakışlarıma şaşırıyorum. ben ona dünya da son kalan bir çiçekmiş gibi bakıyorum"
-son kalan çiçeğe aşık olmuş sengmin
"huzuru his ettim ilk defa derin bir uykuda bile huzursuz olan ben gülüşüne bakınca en derinlerime kadar huzur his ettim"
-huzuru bulmuş olan seungmin
"günlerce, aylarca, denizleri, dağları aşarak sevgiyi aradım ben şimdi fark ediyorum sevgiyi onda bulmuşum ben"
-sevgiyi bulan seungmin
"şöyle bir gün terasta ellerimizi gökyüzüne değmek ister gibi uzatsak ve yıldızları ellerimizde aynı anda his etsek nede güzel olur"
-yıldızları his etmek isteyen seungmin
"bir çift göze aşık oldum şimdi kimin gözüne baksam koca bir boşluk görüyorum"
-bir çift göze aşık olan seungmin
"şimdi bıraktım gitti her şey bekleyen olmaktan yoruldum sanki denize düşmüş çırpınmış çırpınmış sonra kendini denizin derinliklerine bırakmış gibi"
-beklemekten yorulmuş ama ona olan aşkından yorulmamış seungmin
"şimdi seni sevdiğim kadar bekleseydim ömrüm yetmezdi buna"
-çok seven seungmin
"bir saat, iki saat , bir gün, dört gün, aylar ve yıllar vazgeçmedim hâlâ sana aşığım"
-aşkı bitmeyen sengmin
"özlüyorum, hiç dokunmamış olduğum dudaklarını ve yanaklarını"
-özleyen seungmin
"sorguluyorum bazen her şeyin ilacı varda ne diye bu aşkın ilacı yoktu ne diye ona olan aşkımı bitiremiyordum ya da ne diye ona kavuşamıyordum"
-ilacını arayan seungmin
ve daha bir sürü kağıt vardı ama ben göz yaşlarımdan dolayı etrafı bulanık gördüğümden okuyamıyordum tam kağıtları geri koyacakken kutunun içinde bir fotoğraf gördüm seungmin ve chan ın fotoğrafı arkasında ise küçük bir cümle.
"seni seviyorum hem de sensiz..."
açılan kapıyla fotoğrafı geri kutuya koydum ve gelen kişiye baktım minhoydu. hiç bir şey söylemeyip öylece yanıma oturdu bense durmayıp sarıldım minhoya. kafamı göğüsüne yaslayıp bir kaç kez öptü.
kimse bilmese bile şu an bu odada iki tane kavuşmuş aşıklar vardı biri yeryüzünde kavuşanlar diğeri de gökyüzünde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strength | Minsung
أدب الهواةÖzgürlüğe açılan o kapıya ulaşmamda en çok yardım eden kişi eski sevgilim Lee Minho'ydu