anlamıyorum. oyun nerede bitiyor, hayat nerede başlıyor, hiç anlamıyorum.
Hayatta bazı anlar vardır, alınması gereken kararların üzerimize yüklediği sorumlulukları bilmek gibi. Onları düşünmek, öyle karar vermek gibi. Bazı şeyler için, çoğu şeyi geride bırakmak gibi. Aşık olduğunu anlamak gibi.
Ferit'in evinin önünde yaklaşık yarım saat oturmuştum. İçeride nasıl bir tepki ile karşılaşacağımı, Ferit'in ne diyeceğini bilmiyordum. Annem ya da abim, Ferit'e ne demiş olurlarsa olsunlar, Ferit onların varlığını hiçbir zaman yok saymamıştı. Saygısını asla bozmamıştı. Şimdi ailemi arkamda bırakıp Ferit'in evine gelmiştim.
Ben gelene kadar güneş ışığı yeryüzüne ulaşmıştı. Yarım saat kadar arabada oturduktan sonra her ne olacaksa olsun diyerek, arabadan inmiş ve bez çantamı da koluma takıp apartmana girmiştim. Asansör kullanmayı hiçbir zaman tercih etmediğim gibi bugünde tercih etmemiştim.
Kapının önünde derin bir nefes aldım. Ferit'e anlatırsam beni anlardı. Ya da ben öyle sanıyordum.
Dudaklarımı dişleyip kapıyı çaldım. Büyük ihtimalle ikisi de uyuyordu ve duymama ihtimalleri de vardı. Yine de dışarıda kalmaya razı değildim. Bu yüzden en azından biri uyanana kadar çalacaktım kapıyı.
Sıkılmaya başlamıştım ki kapı açılmıştı. Abidin'in çıplak göğsü ve dağılmış saçları ile bana baktığını gördüm. Gözlerini kısmış bana bakıyordu.
"Seyran?" dedi. Sertçe yutkundum. Sahte bir gülümseme koydum yüzüme.
"Günaydın," dedim yalancı bir neşe ile. Abidin'in yüzü buruştu.
"Daha kargalar bokunu yemeden tövbe estağfurullah, hayırdır?" dedi.
"Evden kaçtım," dedim. Uykulu yüzü bir anda aydınlanmıştı. Şaşırarak bana baktı.
"Ne!" dedi. Etrafa hızla bakış attı. "Evden mi kaçtın?" dedi şaşırarak. Omuz silktim.
"Evet," dedim. "İçeri almayacak mısın?" dedim merakla. Derin bir nefes alıp kenara çekildi. Bende içeri girdim. Ev karanlıktı. Bütün enerjisi çekilmiş gibiydi.
"Sen delirmişsin, bu saatte bunun için mi uyandırıldım yani." dedi kendi kendine söylenerek. "Ferit odasında uyuyor," dedi yanımdan geçerek. "Bateri odasının önündeki hemen, dikkat et en küçük seste uyanır." dedi. Işığını yaktığı salonun lambasını kapattı ve kapısını da örttü. Sertçe yutkundum. Evde yabancı olduğumu bir kere daha hissetmiştim.
Ses etmeyerek bez çantamın iplerini sıkıp Ferit'in odasına adımladım. Acaba beni hırsız felan sanıp boğmaya kalkar mıydı? Ferit Korhan'dan o psikopatlığı sezmiştim.
Kapalı kapıyı açtım yavaşça. Kapı korktuğumun aksine sessizce açılmıştı. İçeriye bir bakış attım. Sertçe yutkundum. İçerisi beklediğimden daha karanlıktı. Bez çantamı çıkarıp siyah camlı dolabın kenarına koydum. Odasını görmemin imkanı yoktu. Ona rağmen yatağı bulabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fafnir | Yalı Çapkını
Fanfiction"Hayat olmayan şeyleri iteceğim. Ve öldüğüm zaman aslında yaşamamış olduğumu görmeyeceğim." Gözleri ile resim sergisinde ki çizimlere baktı. Kendisini burada nasıl ve ne için bulduğunu bilmiyordu. Kapısından geçiyordu ve içeride tanıdık bir şeyler b...