Yüzünü tanıdığım iki üç iblisle birlikte ormanda ateşi yaktık ve dinledik sessizliği.
Huzurun adını koymuştum şu kısacık ömrümde. Kollarının arasında yattığım adam, benim huzurumdu. Bana huzuru bahşeden, sevmeyi öğreten adamdı.
Gözlerimi ağırca açtım. Parmaklarım, Ferit'in çıplak göğsünde yer edinmiş; başım boynunun altındaydı. Derin bir iç çektim. Kokusunu içime çektim. Hafifce kıpırdandım.
"Günaydın," dedi Ferit, yeni uyanmış olmalıydı. Sesi olduğundan daha kalındı. Kaçamak bakışlar atarak cevap verdim.
"Günaydın," dedim hafif utanarak. Üzerime yorganı az daha çektim. Dün gece ne kadar özgüvenli ve utanmaz gibi davransam da şimdi üzerimde gramı yoktu. Ferit'in soluk seslerini duyabiliyordum.
"Nasılsın?" dedi Ferit. Ondan uzaklaştım ve yorganı üzerime olduğundan daha fazla çekmeye çalıştım. Ferit kıpırdanıp sırtını yatağın bazasına dayadı.
"İyiyim," dedim kısaca. Çehresini inceledim. Bana baktı. Tebessüm etti. "Sen?" dedim merakla. Dudakları ile sessizce 'iyiyim' dedi. Utanarak gülümsedim. Bakışlarım duvardaki asılı saate kaydı. "Hıı!" dedim hiddetle korkarak. Yorganı üzerime sarmaya çalışırken bir yandan da konuşuyordum. "Ferit kahvaltıya geç kalmışız, kalk kalk!" dedim acele ederek.
"Kahvaltıyı bugün odamızda yapıyoruz karıcığım, sakin ol." dedi Ferit arkamdan sarılarak. Ayaklarım yere değiyordu. Omuzlarıma sıcak bir buse kondurdu. Utanarak gülümsedim. Ferit yataktan çıkarken ona döndüm.
"Üzerime bir şeyler verir misin oradan?" dedim seslenerek. Askılıktan beyaz tişörtünü bana fırlattı. Yatağın üzerine düşen tişörtü üzerime geçirdim. Ferit'in geniş omuzları ve boyunun uzunluğu sebebiyle tişört bana uzun gelmişti. Saklandığım yorganın altından çıktım.
"Ben duşa giriyorum," dedi yanımdan geçerken. Kafamı salladım.
"Senden sonra girerim bende," dedim. Yanımdan geçerken dudaklarıma ufak bir buse kondurdu.
"Sultan'a söyle kahvaltı getirsin odaya," dedi banyoya girerken. Onun içeri girmesini bekledikten sonra pıtı pıtı koşarak megafona ilerledim. Dün geceden dolayı kasıklarımda hafif bir ağrı olsa da ses etmedim.
"Şefika Hanım, Sultan orada mı?" dedim cevap bekleyerek. Çok geçmeden cevap geldi.
"Evet burada," dedi.
"Kendisi odaya bizim için kahvaltı tepsisi getirebilir mi?" dedim hafifce çekinerek.
"Tabii efendim, hemen." dedi Şefika sıcakkanlı bir sesle. Sultan'a giderken götürmesi için yatağın çarşafını topladım. Sultan kapıyı çalıp içeri girerken o sıra Feritte belinde havlusu, saçını kurutarak çıkmıştı. Kısa bir bakış attı Sultan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fafnir | Yalı Çapkını
Fanfic"Hayat olmayan şeyleri iteceğim. Ve öldüğüm zaman aslında yaşamamış olduğumu görmeyeceğim." Gözleri ile resim sergisinde ki çizimlere baktı. Kendisini burada nasıl ve ne için bulduğunu bilmiyordu. Kapısından geçiyordu ve içeride tanıdık bir şeyler b...