Bölüm - 7 -

1.5K 107 56
                                    

Hayatın gecesi lambasını da beraberinde getirir.

Hayatın gecesi lambasını da beraberinde getirir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Eve geleli iki gün olmuştu. Ailemi ne kadar özlediğimi daha çok anlamıştım. Onlarla güzel bir akşam yemeği yemiş ve abim ile dışarıda dolaşmıştık. İzmir'de, Almanya'da olduğu gibi, bir soğukluk yoktu. O yüzden üstüme hafif bir şeyler almıştım. Abim ile kıyıda dolaşmıştık. Saat kulesine kadar yürümüştük. Evimiz merkeze yakın da olsa, yürüme mesafesine uzaktı. Evimiz bahçeli ve iki katlıydı. Manzarası çok güzeldi. Ablam ve abim eski evimizi görse de ben şansa bu evde doğup büyümüştüm.

"Suna da gelseydi." dedi abim. Omuz silktim.

"Onun geleceğini gerçekten düşünmen bile hata." dedim gülerek. O da güldü.

"Bir gün iyi bir doktor olacak ve bu işleri bırakacak." dedi kendi kendini teselli ederek. Gözlerimi kapattım.

"O bir doktor bile olsa, hala işini hepimizin önüne koyar." dedim. Yanaştım abime biraz. "Bilirsin şimdi dersi, ileride mesleği." dedim. Kolunu attı bana.

"Olsun kardeşim, ablan fosil olarak yaşayıp gidecek olabilir ama biz hayatımızın değerini bilen insanlarız." dedi gülerek. Ona katıldım.

"Çok haklısın abicim, o yüzden şimdi buradan her zamanki lambaya kadar koşacağız!" dedim sevinçle. Şaşırarak yüzüme baktı.

"Olmaz! Askerliğim bitti, formumu kaybettim Seyran, yarın gel." dedi mızmızlanarak. Omuz silktim. Gülerek kendimi hazırladım.

"Hadi abi! Lütfen lütfen!" dedim çocuk gibi. Abim kısa bir süre yüzüme baktı.

"Tamam lan! Kaybeden ne alacak?" dedi gülerek. Yerimde zıpladım.

"İzmir Bombası?" dedim heyecanlanarak. Gülen yüzü daha da aydınlandı.

"Tamam! Hazır mısın?" dedi ayağını geri atıp eğildi. Kahkaha attım. Bende onu taklit ettim.

"Hazırım, say!" dedim bekleyerek. Abim yavaşça saymaya başladı. Birden sonra iki demeden, üç diyeceğini bildiğim için hemen koşmaya başlamıştım.

"Ya Seyran!" diye arkamdan bağırsa da kahkaha atarak gülmeye devam ettim. Hızlıca yolun karşı köşesindeki lambaya koştum. Bu işin eğlencesi aslında ana yoldan geçip karşıya ulaşmaktı. Kim cesaret ederse kazanıyordu. Arabanın önüne atlamak ve karşıya geçmek deli cesaretiydi. Ama şansıma araba yoktu bugün. Hızla koşum lambaya elimi vurdum ve yerimde zıplamaya başladım.

"Kazandım, kazandım!" dedim kahkaha atarak. Eski günleri ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Abim arkamdan hemen yetişmişti.

"Mızıkçılık yaptın saymıyorum!" dedi nefes nefese. Kahkaha attım. Abim ile beraberken gülmeme engel olamıyordum.

"Hile yapan sensin, birden sonra üç mü gelir abi?" dedim gülerek. Gözlerini kıstı.

"Suna olsa yemişti bunu." dedi kollarını göğsünde birleştirerek. Omuz silktim.

Fafnir | Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin